İzmir Ege Medya Platformu Üyesi gazeteci yazarlar ile İzmir’de bir araya gelen TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, açıklamalarda bulundu. Bereketli bir üretim sezonu yaşadıklarını açıklayan Güldal, “2023 yılı çok bereketli bir hasat sezonu oldu. Uzun yıllardan sonra Türkiye’nin son 30 yılda görmediği buğday, arpa gibi tahıl üretimi rekoltesinde rekor yaşanıyor” dedi.

TMO’nun Türkiye’de haşhaş üretimine izin veren tek yetkili kurum olduğunu vurgulayan TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, “Tesislerimizde ürettiğimiz morfin ve benzeri ürün türevleri ilaç sanayi başta olmak üzere çeşitli alanlarda kullanılmakta ve dünyaya ihracatını yapmaktayız. Dünyada bu tür bir tesis birkaç tanedir. Bunu dünyada yapabilen sayılı ülkelerden biriyiz. TMO bu tür başarılı çalışmalara imza atmaya devam edecek” diye konuştu.

İyi günde kötü günde her zaman üreticinin yanında olduklarını kaydeden Güldal, TMO’nun çiftçinin kara gün dostu olduğunu, bunu da her fırsatta gösterdiğine dikkat çekti.

Toprak Mahsulleri Ofisi olarak ana görevlerinin hububat olduğunu dile getiren Güldal, sektöre ilişkin çarpıcı bilgiler verdi.

Başta hububat, tahıl grubu dediğimiz buğday, arpa, yulaf, çavdar, çeltik, mısır gibi ana ürün gruplarında 17 ürünle ilgili üretici bazında regülasyon yaptıklarını aktaran Güldal,

“Bunlar dışında Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bize verilen görevler vardır. Fındık Karadeniz için çok önemli biliyorsunuz. Kuru üzüm başta Manisa olmak üzere Ege Bölgesi için çok önemli ve değerlidir. Bir dönem Aydın’da Kuru İncir, Malatya’da Kuru Kayısı alım görevi yaptık. Bunların dışında da yine istisna esktra görevlerimiz var” diye konuştu.

TMO ve Tarım sektörüne yönelik çarpıcı açıklamalarda bulunan Ahmet Güldal, Türkiye’de haşhaş üretimine izin veren tek yetkili kurumun Toprak Mahsulleri Ofisi olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Haşhaş ekimine kurum olarak biz izin veririz. İzin verdiğimiz yerleri de kontrol ederiz. Haşhaş kapsüllerini alırız Afyon’daki fabrikamızda haşhaş türevlerini üreterek öncelikli olarak ve daha büyük çoğunluğunu yurt dışına ihracatını yapıyoruz. Bir kısmını da yurt içine veriyoruz.

Morfin ve benzeri ürün türevlerimiz ilaç sanayi başta olmak üzere çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Türkiye’de bunu yürüten tek bir birim TMO’dur. Bizim bu üretim tesisimiz dünyada sayılı bir yere sahiptir. Dünyada bu tür bir tesis birkaç tanedir. Bu alanda da TMO dünyada saygın bir yere sahiptir. Bunu dünyada yapabilen ülke sayısı çok azdır. Dünya da bu konuda TMO olarak önemli bir yere sahip olmak ülkemiz içinde önemli bir ayrıcalıktır. Özellikle ilaç sanayimiz açısından düşündüğümüzde ülkemiz açısından son derece önemlidir.

Gıdanın temeli hububat yani tahıldır ve onun da başında buğday gelir. Buğday’ın Anavatanı Türkiye’dir. Bizim en birinci ürünümüz, dünyada da en stratejik üründür. Neden stratejik diyoruz? Rusya Ukrayna savaş çıktığı zaman ne konuşuldu. Tahıl koridoru. Hiç kimse başka bir ürünün koridorunu sormuyor. Tahıl koridoru dünyanın en önemli gündem maddelerinden bir tanesi. Çünkü gıdanın en temelinde buğday var. Bu sebeple olmazsa olmaz yetmezse kısıtlı olursa açlık veya işte yetersiz beslenme olur.

Bugünlerde bereketli bir üretim sezonu yaşıyoruz. 2023 yılı çok bereketli bir hasat sezonu oldu. Uzun yıllardan sonra gerçekten Türkiye’nin son 30 yılda görmediği bir buğday, arpa gibi tahıl rekoltesi yaşanıyor. 2022 yılında verim arttı. Bu yıl 2023’te ise daha çok bereketli bir dönem yaşanıyor. Bu yıl 21 milyon ton buğday, 8,5 milyon ton arpa, 8,5 milyon ton mısır üretimimiz söz konusu. 2023’te rekolte de rekor yılımız oldu.

2021 yılında Türkiye tarihinin en ağır kuraklık dönemini geçirdi. Bu dönemde aynı zamanda Pandemiye denk geldi. Gıda ana hammaddeler tedarik zincirinde ciddi bozulmalar meydana geldi. Pandemi döneminde dünya da ve Avrupa’da marketlerin rafları boşaldı. Büyük kuraklık yaşandı ve ülkemizde de çok büyük rekolte kaybı oldu. Ama bu TMO sayesinde hissedilmedi. Türkiye’nin hububat ihtiyacını yurt dışından tedarik ederek büyük bir sıkıntıyı atlatmış olduk. Hiçbir şeyin eksikliği çekilmedi. Bulguru, pirinci, makarnası, temel tüketim maddelerinden hiçbirinde Türkiye’de bir eksiklik söz konusu olmadı. Üstelik fiyatlar da artmadı.

Hasatta yüzde 80’lere ulaştık. Sayın Cumhurbaşkanımız 6 Haziran’da hububat alım fiyatlarını açıkladı. Ekmeklik buğdayda 8.250 TL+ 1.000 TL de prim, Arpa da 7.000 TL+500 TL prim verilmek üzere fiyat açıklanmış oldu. Bu fiyat üreticiler tarafından memnuniyetle karşılandı.

TMO alımlarında özellikle hasat’ın başlangıcında randevu süresine ilişkin sorunlardan bahsedildi. Aslında bizim sistemde hiçbir sorun yok. Sistem gayet iyi çalışıyor. Ama genelde herkes aynı anda ürünü teslim etmek istediği için bazı yerlerde randevu sistemleri kilitlendi. Onun çözümünü de bulduk. Randevu depo sayılarını artırdık. Geçen sene 510 alım noktası açmıştık. Bu yıl itibariyle 590 alım noktasına çıkardık. Bazı illerimizde Ekim ayına kadar randevuları açtık. Ekim ayında da isteyen üretici ürününü verebilir. TMO çalışanları bayram tatili dahi yapmadan hafta sonunda da canla başla çalıştı. 3 bin kişilik kadromuzla seferber olduk. Genel müdürlükteki çalışan arkadaşlarımızın da üçte ikisi sahaya çıkıp çalıştılar.

Günlük 200 bin ton ortalama ürün alıyoruz. Bu kolay bir şey değil. Maddi karşılığını söyleyince herkes daha iyi anlıyor. 200 bin tonun yani günlük aldığımız ürün miktarının parasal karşılığı 1 milyar 600 milyon TL. Üstelik TMO olarak aldığımız her ürünün ödemesini de 30 gün içinde üreticiye ödüyoruz.

Ürün alırken kalite gruplarının niteliğini tespit eden cihazlarımız var. Ürünün proteini, hektolitresi, taşlı, topraklı olması, pas hastalığı, cılız dane, ilaç durumu gibi 7-8 tane parametremiz var. Biz numuneden 30-40 saniyede sonucu alabiliyoruz. 4 kalite grubunda ürün alıyoruz. Bu kalite oranlarının hepsinin ayrı ayrı fiyat karşılığı var.

Türkiye’deki tarımsal ihracatın en çok yapıldığı bölge olduğunu dile getiren Güldal, Manisa ve Aydın gibi bölgenin ürünlerinin de İzmir’den ihraç edildiğini vurgulayan Güldal sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin üçüncü büyük şehri İzmir’in ihracat, turizm ve ticaretiyle öne çıktığını dile getiren TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, “Bitkisel ve hayvansal üretimde Türkiye’nin en önemli tarım şehri olduğunu belirterek, sahip olduğu üretim ve potansiyeli ile İzmir’in tarımın başkenti olduğunu açıkladı.

Türkiye’nin en çok süt üreten kentinin İzmir olduğunu kaydeden Güldal, “Bu nedenle İzmir’de ulusal ve uluslararası süt zirvesi yaptık. İzmir’in zeytini, zeytinyağı, otları çok güzel ama İzmir’in tarımsal ekonomik değeri çok daha yüksektir. Hayvansal ürünlerde de süt başta olmak üzere çok ciddi bir potansiyeli vardır. Türkiye’nin süt ihtiyacının çok önemli bir kısmını en az yüzde 20’si İzmir’de üretilmektedir.

İzmir Ege Medya Platformu Başkanı Ahmet Kaplan ise, Tarım sektörünün stratejik bir sektör olduğuna dikkat çekerek, “Bu noktada TMO’nun önemli görevler üstlendiğini ve bunun Türk tarımın geleceği için çok önemli olduğunu gazeteci- yazarlar olarak tarım sektöründe farkındalık oluşturmak adına bu buluşmalara önem verdiklerini açıkladı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın