Türkiye’nin önde gelen un üreticisi ve ihracatçısı Pakun’un Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Durgun, Rusya’nın şimdilik askıya aldığı Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Rusya Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan “gıda krizi” riskinin ortadan kaldırılması amacıyla 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da imzalanan ve üç kez uzatılan Tahıl Koridoru Anlaşması, Rusya tarafından askıya alındı.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Pakun Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Durgun, “Rusya anlaşmayı resmi olarak sonlandırmadan önce de sevkiyatları azaltarak zaten yavaşlatmaya başlamıştı. Tahıl Koridoru’nun sona ermesi ülkemiz için olumsuz bir etki yaratmayacaktır. Ancak tahıl ihtiyacı bulunan ülkeler için, küresel gıda tedarik zincirinin kesintisiz işlemesi adına anlaşmanın devam etmesi büyük önem taşıyor’ dedi.

Tahıl koridoru anlaşmasının dünya fiyatlarına etkisinin yüzde 3’ler seviyesinde olduğunu belirten Durgun, ‘Rusya’nın açıklamasından hemen sonra Chicago Borsası’nda buğday fiyatı yüzde 3 arttı. Ancak artışın yukarı yönlü sürmeyeceğini tahmin ediyoruz. Türkiye’de ise bu yıl beklentilerimizi de aşan yüksek rekolte sayesinde fiyatlarda ciddi bir artış beklemiyoruz. Kendi buğdayımız iç piyasaya yetecek seviyede olduğu için anlaşmanın sona ermesinden ülkemiz olumsuz etkilenmeyecektir’ dedi.

Durgun,  dünya un ihracatı liderliğimizi sürdürebilmek için anlaşmanın devam etmesi önem taşıdığının altını çizerken, ‘ Dünya tahıl ticaretinde fiyatların dengelenmesi adına koridorun açık kalması tabiiki önemli. Türkiye açısından ise un ihracatındaki liderliğimizi sürdürmemiz gerekiyor. Rusya’nın ithalatta uyguladığı vergiyi kaldırması, fiyat dalgalanmalarının yaşandığı ülkelerde sevinçle karşılandı ve ülkeyi cazip hale getirdi. Türkiye olarak, özellikle Afrika pazarındaki üstünlüğümüzü korumamız için koridorun akıbeti büyük önem taşıyor. Hasat dönemlerinin sona ermesiyle birlikte Ağustos – Eylül döneminde fiyatların tekrar dengeye kavuşacağını umuyoruz’ diye konuştu.

Tedarik zincirinde yaşanan aksaklıkların buğday üretiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirten Durgun, “Ülkemizin bereketli topraklarında buğday başta olmak üzere arpa, dane mısır gibi hububat ürünlerinin yanı sıra pek çok sebze ve meyve yetişiyor. Ancak karşı karşıya olduğumuz iklim krizi bizler için büyük bir tehdit. Şubat ayına kadar yaşadığımız kuraklık buğday üretimini tehlikeye sokmuştu. Sonrasında gelen yağmurlar sayesinde yüksek rekoltede buğdaya kavuştuk. Bu yüzden kuraklığı planlarımıza hızlıca dahil etmemiz gerekiyor. Hem üretimi hem de verimliliği artırmak için sürdürülebilir tarım, kuraklığa dayanıklı üretim metotları gibi yenilikçi uygulamaları ön planda tutmalıyız. Çiftçilerimizi bu yönde bilinçlendirmeli ve desteklemeliyiz. Artan üretimin un sanayisine, unlu mamuller sektörüne ve ihracatına artı değer sağlayacağına inanıyoruz.  Pakun olarak toprağa ve üreticiye saygı felsefemiz ışığında temiz tarım uygulamalarına katma değer yaratmaya devam edeceğiz. Gıda güvenliğini esas alan, verimliliği yüksek, uluslararası rekabette güçlü, sürdürülebilir bir tarım sektörü yaratarak Türkiye’yi tarımsal üretim ve ticaretinde dünyada merkez ülke haline getirmek ve gıda üretimi ve tedariki noktasında vazgeçilmez kılmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın