Türkiye iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyor. Daha sık ve şiddetli hale gelen yağışlar da iklim krizinin etkileri arasında gösteriliyor.

Yüzde 40’ı yaz aylarında yaşananyoğun sağanak yağışlar adeta sel felaketine davetiye çıkarıyor. Üstelik sel kaynaklı afetler yalnızca doğayı tahrip etmiyor, aynı zamandahayatları ve ekonomiyi de tehdit ediyor. Dünya Bankası‘nın 2015 yılında yayımladığı bir analize göre Türkiye seller nedeniyle her yıl Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının (GSYİH) ortalamyüzde 6’sını kaybediyor. Ayrıca her yıl ortalama 600 bin kişi selden zarar görüyor.

“Sel olayları, orman yangınlarından sonra dünyada ki en yaygın ikinci doğal afet olarak kabul ediliyor” diyen Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç9 Temmuzda Karadeniz Bölgesi’ni vuran sel felaketine dikkat çekerek, onunla mücadele kapsamında alınabilecek önlemleri paylaştı.

İnsan faaliyetleri sonucunda artan karbondioksit emisyonları, iklim krizinin etkilerini arttırıyor. Hızla yükselen sıcaklıklar nedeniyle sıra dışı hava olayları görülüyor. Çünkü daha sıcak bir atmosfer daha fazla nem tutuyor. Daha fazla nem ise kısa ve yoğun sağanak yağışlarda artış anlamına geliyor ve bu durum ani sel riskini artırıyor.

Bilançosu ağır oluyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) raporuna göre Türkiye’de son 10 yılda her yıl en az 100 sel olayı yaşanıyor. Dünya Bankası‘nın 2015 yılında yayımladığı bir analize göre de Türkiye seller nedeniyle her yıl Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının (GSYİH) ortalama yüzde 6’sını kaybediyor. Ayrıca her yıl ortalama 600 bin kişi, selden zarar görüyor. Üstelik iklim değişikliğinin önüne geçilmedikçe selin etkilerinin yıllar içerisinde artmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

Ani sellerin yüzde 40’ı yazın yaşanıyor

Ani sellerin yüzde 40’ı havaların ısındığı yaz aylarında yaşanıyor. Sellerden kaynaklı ani su baskınları ise afetlerde yaşanan can kayıplarının neredeyse yarısından sorumlu tutuluyor. Yani seller kontrol altına alınamadığında hem doğal hayatı hem de yaşamı tehdit ediyor.

“Sel olayları, orman yangınlarından sonra dünyada ki en yaygın ikinci doğal afet olarak kabul ediliyor” diyen Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, 9 Temmuzda Karadeniz Bölgesi’ni vuran sel felaketine dikkat çekerek, alınabilecek önlemler hakkında önemli bilgiler paylaştı:

Ülkemizde sıklıkla görülen sel olayları; can ve mal kayıplarının yanı sıra her yıl milyarlarca liralık ekonomik kayıplara neden oluyor. Yani ülkemizde yaşanan sel olaylarının bilançosu ağır oluyor. 9 Temmuzda Karadeniz Bölgesi’ni vuran sel felaketi de bilançosu ağır olan felaketler arasında yer alıyor. Çünkü ülkemizde; yeterli altyapı, yağmur suyu yönetimi veya drenaj olmadığı için caddeler dereye, çukurlar ise göle dönüşüyor.

Taşkınlara müdahale önemli

Sel felaketleriyle başa çıkabilmek için uygun altyapının kurulması gerekiyor. Ancak altyapı renovasyonu henüz yapılmadıysa ‘kabinli atık su pompa sistemleri’, taşkınlara müdahale etme olanağı sunuyor. Kabinli atık su pompa sistemleri, yüksek su seviyelerinin kontrol altına alınmasında, sel sularının tahliye edilmesinde ve böylece can ve mal kayıplarının en aza indirilmesinde önemli rol oynuyor.

Kurulumu ve kullanımı oldukça kolay olan kabinli atık su pompa sistemlerinin; belediyelerde, endüstriyel tesislerde, binalarda ve daha birçok yaşam alanında bulundurulması suyun tahliyesini kolaylaştırarak, yapıyı ve yaşamı koruyor. Özellikle belediyelerin acil müdahale pompalarını; kabinli, römorklu ve dizel motorlu, aksesuarları ile birlikte çalışmaya hazır bir şekilde depolarında bekletmeleri sel felaketi ile mücadelede hayati önem taşıyor. Pompaların kullanılmak istenen alana rahatlıkla taşınabilir olması da müdahaleyi kolaylaştırıyor” diyerek sözlerini tamamladı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın