Global piyasaların lider insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer ile sigorta brokerliği ve risk yönetimi alanında küresel bir lider olan Marsh’ın sağlık ve yan haklarda bütünsel çözümler üreten markası Mercer Marsh Benefits (MMB), ‘Health on Demand Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, Avrupa’daki çalışanların yüzde 47’si günlük yaşamlarında stresli hissediyor, yüzde 62’si ise ihtiyaç anında işverenlerinin kendilerini destekleyeceğine inanıyor. Daha geniş bir yelpazede yan haklar sunan şirketler, çalışan memnuniyetinin daha yüksek olduğunu gözlemliyor.

Mercer ve Marsh’ın sağlık ve yan haklarda bütünsel çözümler üreten markası Mercer Marsh Benefits (MMB), global çapta gerçekleştirdiği ‘Health on Demand Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırma, çalışan stresinin yönetiminin çalışan memnuniyeti ve devamlılığı için kritik bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.

Sağlık ve wellbeing söz konusu olduğunda çalışanların önceliklerini anlayabilmek ve işverenlerin çalışanların ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilmesi için çalışanların sesini duyurmanın hedeflendiği ‘Health on Demand Araştırması’ dünya çapında 16 pazarda 17 bin 500’den fazla çalışan ile gerçekleştirildi. 

Araştırma sonuçlarına göre, Avrupa’daki çalışanların neredeyse yarısı (yüzde 47) günlük yaşamlarında stresli hissediyor. Yüzde 54 ile çalışma baskısı, yüzde 37 ile toksik çalışma kültürü ve yüzde 34 ile iş güvenliği ve kötü liderlik, iş yerinde çalışanı tükenmişlik riskine sokuyor. 

Araştırma, çalışan stresini ve tükenmişliğini ele almanın, işyerindeki psikolojik güvenliği ele almakla başladığına dikkat çekiyor. Çalışanların yalnızca yüzde 56’sı, olumsuz sonuçlardan korkmadan işyerinde fikirlerini söylemekte özgür hissediyor. Önde gelen işverenler, işin niteliklerini ve yönetici yetkinliklerini gözden geçirmek, aidiyet ve kapsayıcı karar verme kültürü oluşturmak ve daha düşük maliyetli mental sağlık tedavisi sağlayacak yan haklar sunmak gibi yollarla işyeri stresinin altında yatan nedenlerin üstesinden gelmeye çalışıyor. Avrupa’daki çalışanların yaklaşık yüzde 62’si acil bir durumda veya ihtiyaç anında şirketlerinin kendilerini destekleyeceğine inanıyor.

İş stresinin ötesinde, çalışanların yüzde 23’ünün sağlık hizmetlerini karşılayabilme konusunda da endişeli olduğu görülüyor. Kadınların, özellikle bekar annelerin, erkeklere oranla ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerini karşılayabileceklerine dair güven eksikliği daha fazla. İşverenler, farklı çalışanlarının ihtiyaçlarını gözeten, aynı zamanda fiziki ve online sağlık hizmetleri arasındaki dengeyi saylayan yan haklar ve çalışan deneyimi stratejilerini keşfederek sağlık hizmetlerindeki açıkları ele almak için benzersiz ve kritik bir konumda. 

Araştırmanın sonuçlarına göre, işverenlerinin sağlıklarına ve esenliklerine önem verdiğine inanan çalışanların başarı, sağlık, refah ve kariyer hakkında olumlu hissetme olasılıklarının çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Araştırma ayrıca, yan haklar seviyesi ile çalışan memnuniyeti arasında pozitif bir ilişki olduğunu da gösteriyor. 10 veya daha fazla yan haklara sahip olan çalışanların, işverenlerinin sağlıklarına ve esenliklerine önem verdiğine olan inancının daha yüksek olduğunu görülüyor. Bu çalışanların farklı bir işverene geçme olasılıkları daha düşük olmakla beraber ailelerinin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerini karşılayabilme konusunda kendilerinden daha emin oldukları gözlemleniyor. 

Son yıllarda çalışan sağlığı ve refahının ekonomik ve jeopolitik çatışmalardan küresel salgına kadar çok sayıda kriz tarafından baskı altına alındığına dikkat çeken Mercer Sağlık Başkanı ve Mercer Marsh Benefits Global Lideri Hervé Balzano, “Araştırmamız, sağlık sistemlerinin karşı karşıya olduğu çok sayıda baskı noktasıyla birlikte, iş gücünün korunmasında önemli boşluklar olduğunu da gün ışığına çıkarıyor. Bu durum, özellikle düşük ücretli işçiler, bakıcılar ve kadınlar gibi hassas gruplar için geçerli. Health on Demand Araştırması’ndan elde edilen bulgular, işverenlerin kapsamlı yan haklar sağlayarak bu riskleri ele alabileceklerini, çalışanlarını koruyabileceklerini ve nihayetinde kişilerin kişisel ve iş hayatlarında başarılı olmaları için bir temel oluşturabileceklerini açıkça gösteriyor” dedi.

İşverenlerin yan hak stratejilerinde değer bazlı bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğinin altını çizen Mercer Marsh Benefits Türkiye İş Geliştirme Lideri Fuat Ünal, “İşverenleri tarafından önemsendiğini hisseden çalışanlar, liderlerinin sağlıklı bir çalışan kültürü yaratmak için uğraştıklarını düşünüyor. Bu noktada çalışanları geçindirebilecek düzeyde maaş ve sosyal adalet gibi konularda harekete geçmek ve wellbeing konusunu işin niteliklerine dahil etmek ve tüm bunları şirket taahhütlerinin önemli bir parçası olduğunu belirtmek önem teşkil ediyor. Bu sayede çalışanların, kendilerinin ve ailelerinin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerini karşılayabileceğine ve yan haklarından kolaylıkla yararlanabileceklerine dair güveni artıyor” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın