ENGİN YILDIRIM > Kurumsal itibar, gerçekler ve algıların bileşimidir. Kurumun itibarını oluşturmak zor ve uzun bir süreçtir. İnsanların markanızı duyduklarında aklında olumsuz şeylerin canlanmamasını istiyorsanız, itibar yönetimi için sağlam stratejiler hazırlanmalı ve stratejiler alanının uzmanları tarafından işleve dökülmelidir. Yapılan bir araştırmada (Harris Raporu) binlerce CEO’nun ‘Sizce kurumunuzun yönetilmesi gereken en önemli ‘kıymeti’ nedir?’ sorusuna % 96 oranında verdikleri tek yanıt: ‘Yönettiğimiz kurumun itibarı’ olmuş!.
Kurumsal itibar yeni pazarların kapılarını açar. Şirketin ürün ve hizmetleri için bir değer yaratır. Yönetimin, yetenekli insanları kuruluşa çekme ve onları kuruluşta çalıştırma kabiliyeti sağlar. Ürün ve hizmetlerin kaliteli olması, talebin devam etmesine olanak verir. Finans bakımından yeterli olması ve uzun vadeli yatırım değerinin olmasını sağlar. Çalışanların değişimi az olur.
Verimlilik: ‘Çeşitli mal ve hizmetlerin üretimindeki kaynakların ( emek, sermaye, arazi, malzeme, enerji, bilgi vb. ) etken kullanımıdır’ diye tanımlanır. Bütün sistemler, bir kez kurulduktan sonra gerileme eğilimindedir. Bir organizasyon, yapısını bir kez oluşturduktan sonra gerilemeye başlar. Bir başka deyişle, mevcut durumun korunması için sürekli bir iyileştirme çabası gereklidir.
Özellikle piyasaya yeni girmiş yükselişteki şirketler başlangıçtaki çıkışlarının hep devam edeceğini zannetmemelidir. Büyük yatırımlar yapan, iş dünyasında dikkat çeken şirketten fayda sağlamak isteyecek çok insan olur. Sermaye arayanlar, ortak iş yapmak isteyenler, danışmanlık hizmeti vermek isteyen, ürün, mal, arsa satmak isteyenler, yatırımcıyı hiç bilmediği farklı alanlara yönlendirmek isteyenler vs. Çok olur. Bu kişilerin ortak özelliği ise patronların duymak istediklerini söylerler ve şirketin yöneticilerini pasifize etmek isterler. Cüzdanıyla değil, kalbiyle ekmek yediği işyerine bağlı olan liyakat sahibi ekip ise çalıştıkları patronun, şirketin lehine olan işlere evet derler, zararına olan işe girilmesini önermezler.
En önemli yatırım insana yatırımdır. Yönetime liyakat sahibi, ekip ruhu ile hareket eden yönetici ve personeller getirilmeli ve sabırla desteklenmelidir. Bir ekipte tecrübeli yöneticinin liderliğinde her kuşaktan insana ihtiyaç vardır. Zaten “şirketin istikrarlı büyümesi, verimlilik, kurumsal itibar, sürüdürülebilirlik ve risk yönetimi” şirkete kalbiyle bağlı uzun süre o şirkette çalışmayı hedefleyen yöneticiler ile sağlanır. 1 yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık ve daha ilerisini A takımı ekibiyle planlamalarını; Ülkemizde ve Dünya’daki gelişmelere göre revize etmelerini tavsiye ederim. Global düşünüp, yerel hareket edilmelidir. Sadece teknolojiye değil, aynı zamanda “Ar-Ge, eğitim, iş gücü, kurumsal itibar ve Reklam& PR”a yatırım yapmak lazım.
Büyüyen şirketler, ekiplerinide doğru insanlarla büyütmeliler!
Şirketin herhangi bir biriminde herhangi bir gelişmenin olmadığı tek bir gün bile geçirilmemelidir. İyileştirme, Kaizen ve yenilik olarak ikiye ayrılabilir. Kaizen sürekli çabaların sonucunda mevcut durumda görülen küçük çapta iyileştirmeleri anlatır. Yenilik ise, yeni teknolojiye ve araçlara yapılan büyük yatırımlar sonucu mevcut durumun köklü bir şekilde değiştirilmesidir.
Patron, CEO ve üst düzey yöneticilerin birinci önceliği paradır… Şirketin para kazanması, daha çok para kazanması ve daha büyük yatırımlara girmek önemlidir. Bu noktada “Para”dan kasıt ise nakit akışıdır. O işe o ay ayrılması gereken değerin bilinmesi, patronları öncelikli olarak ilgilendirir. Beklentileri de o nakit akışının öncesinden iyi bir planla hazırlanmış olmasıdır. Proje Yönetiminde de her şeyin başı iyi bir iş programı, yani zaman ve paradır. Bütçe belirlendikten sonra ise o bütçenin aylara göre payları belirlenmelidir. Yani hangi ay ne kadarlık bir paraya ihtiyaç duyulacağının planlaması doğru yapılmalıdır.
Gayrimenkul projelerini yöneten, koordine eden ‘üst düzey yöneticilerin’ ( Genel Müdür, Genel Koordinatör vs.) öncelikli olarak “iletişim kabiliyeti yüksek, birbirinden farklı işlerde görev alan ekibini (yönetim ekibi ve taşeronlardan oluşan ekibi) verimli-eş zamanlı koordine edebilen, üst düzey pazarlama yeteneği olan, ünitelerin ortak ve farklı kullanılan alt yapılarını en verimli şekilde işleten, takip-denetleme ve raporlamayı iyi bilen, kaliteli hizmeti olabildiğince minimum giderle sağlayabilen…” tecrübeye, niteliklere sahip olması gerekmektedir. Tabiki ihtiyaç hasıl olan alanlarda uzman kişi veya şirketlerden de danışmanlık hizmeti alınmalıdır.
Unutmayalım ki; “İki Günü Birbirine Eşit Olan Şirketler ve İnsanlar Zarardadır.”
Engin YILDIRIM Kariyer Sunumu
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.