Türkiye, ?Schindler Mimarlık Yarışması?na bu yıl yine dahil oldu. İki yılda bir düzenlenen ve Avrupa?nın seçkin üniversitelerinin katıldığı Schindler Mimarlık Yarışması?nın bu yılki ev sahibi İsviçre?nin başkenti Bern. Yarışmanın ana teması ise etraflılık ve tüm vatandaşların engelsiz hareket edebilmesi ile karakterize edilen bir tasarım felsefesi olan “Herkes için Erişim”

Schindler 2011 / 2012 Mimarlık Yarışması başlıyor. Yarışmada, mezun olma aşamasında olan mimarların eserleri profesyonel bir jüri tarafından değerlendiriliyor. Yarışma, Avrupa?daki bir üniversitede veya mimarlık okulunda lisans eğitimlerinin son sınıfında olan ya da master eğitimi almakta olan mimarlık öğrencilerine açık. Türkiye?deki üniversitelerin katıldığı yarışmada, 2008?de ODTÜ?lü öğrencilerin de bir üçüncülüğü bulunuyor.  Eylül 2011 itibariyle açılacak kayıtlar için öğrenciler www.schindleraward.com adresinden online başvuru yapabilir.

Bern, bu yılki yarışmanın konusu

İsviçre?nin başkenti Bern, Schindler Ödülü?nün bu yılki konusu. Sadece 131 bin nüfusuyla 1983?den beri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Bern, dünyanın en iyi yaşam kalitesine sahip ilk on şehri arasında. Eski şehir, 15. yüzyılın başlarında yapılmış olan toplam altı kilometreden uzun bina ve pasajlarıyla Avrupa?nın en uzun kapalı alışveriş çarşılarından birine ev sahipliği yapmakla da övünüyor.

2012 Schindler ödülü için seçilen alan mükemmel biçimde korunmuş olan ortaçağa ait binalarıyla eski şehrin geri kalanına tam bir tezat teşkil ediyor. Merkez tren istasyonundan sadece iki dakikalık yürüme mesafesinde olan kuzeybatı köşesindeki alanda ? Güzel Sanatlar Müzesi ve yakında bulunan Aare Nehri gibi ? hazineler bulunuyor. Fakat bu güzellikler, alanı göz zevkini bozan bir otopark ve gösterişli bir tren yolu köprüsü ile paylaşmak zorunda.  Ana caddenin bir tarafında yasadışı satıcılar bulunurken, diğer bir tarafında konserlerin, sinema ve tiyatro gösterilerinin sahnelendiği grafittilerle kaplı kültür merkezine ev sahipliği yapan zıt sokaklarla dolu.

Öğrencilerin kamusal alanın daha iyi kullanımını sağlaması ve bu alanda yerleşik olan değişik kültürel ve marjinal grupları bir araya getirirken kentsel onarım fikirlerini de planlamaya dahil etmesi gerekecek. Buradaki fikir, mevcut toplumsal kurumların hiçbirini dışarıda bırakmadan bu çevrenin kullanımını ve yoğunluğunu yükseltmek için yeni bir ana plan teklif ederken kamusal alanın genel kalitesini ve erişimini geliştirmek.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın