SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun, güçlü bir gıda güvenliği otoritesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirterek, tarım ve gıda sektörüne daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyledi.

 

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı İsa Coşkun, vatandaşların kaliteli süte erişimi için çalışmalara devam ettiklerini, geçen yıl “Süt Değerlidir: Tek İhtiyacımız Kaliteli Süt” projesini hayata geçirdiklerini ve “Türkiye Süt Sektörü Yol Haritası Politika Belgesi”ni de kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlattı.

Türkiye’nin geçen yıl 21,6 milyon ton süt üretimiyle dünyada sekizinci, AB ülkeleri içinde Almanya ve Fransa’dan sonra üçüncü sırada yer aldığını vurgulayan Coşkun, “Süt ürünleri, her gün binlerce satış noktasında tüketicilerle buluşuyor. AB ve Avrasya Ekonomik Birliği ülkelerinin de dahil olduğu 100’ü aşkın ülkeye süt ve süt ürünleri ihracatı yapıyoruz. Ülkemiz süt sektörünün potansiyeli çok yüksek ancak kaliteli ve güvenli süt üretiminin ve üretim potansiyelinin artırılabilmesi için istikrar sağlayıcı tedbirlerin alınması ve bazı yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Coşkun, Kovid 19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve 11 ili etkileyen depremler nedeniyle dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de zorlu bir dönemden geçtiğine dikkati çekerek, bu süreçte tarım ve gıdanın öneminin daha iyi anlaşıldığını anlattı.

Küresel gıda sistemlerinin üretkenliğinin, sürdürülebilirliğinin ve dayanıklılığının öneminin daha net ortaya çıktığını vurgulayan Coşkun, şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz bu süreç, ülkelerin gıda ve gıda ham maddeleri üretiminde kendi kendilerine yeterli olmalarının ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Bu durum birbirinden ayrılmaz olan süt, et, yem sektörlerinin ülkemiz için stratejik öneme sahip olduğunu bir kez daha bizlere hatırlattı. Gıda arz güvenliği, iklim değişikliği ve buna bağlı meydana gelen olumsuz hava koşullarından oldukça etkilenmektedir. Bu gerçeği de göz önüne aldığımızda kalıcı ve kapsamlı çözümler üretmenin her zamankinden daha kritik olduğunu kabul etmeliyiz.”

“İŞLETMELERİN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİ”

Coşkun, süt işletmelerinin yapısının da diğer önemli bir konu olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin, coğrafi özellikleri bakımından hayvan yetiştiriciliği için önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

İşletmelerin yapısına bakıldığında genel olarak küçük ölçekli aile işletmelerinin çoğunlukta olduğunu belirten Coşkun, “İşletmelerin sahip oldukları hayvan sayısına göre kapasiteleri gruplandırıldığında, her ne kadar son yıllarda orta ve büyük ölçekli işletmelerin sayısı artsa da kurulu süt işletmelerin yaklaşık yüzde 85’inin 20 başın altında kapasiteye sahip olduğu görülüyor. Küçük işletme yapılarında ölçek ekonomisi gibi nedenlerle verimlilik düşük, maliyetler yüksek olmaktadır. Dolayısıyla bu yapının değişmesi, kısa dönemde mümkün olmadığına göre bu işletmelere göre teşvik modelleri geliştirilmeli ve bu yapının değişmesi için uzun dönemli yapısal politika ve teşviklerin uygulanması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

 

“GÜÇLÜ BİR GIDA GÜVENLİĞİ OTORİTESİNE İHTİYACIMIZ VAR”

Coşkun, süt sektörünün sürdürülebilirliğinin sağlanması, yem üretim ve maliyet yönetiminin daha etkin şekilde yapılması, arz ve talep gelişmelerinin yakından takip edilerek arz talep dengesinin regüle edilmesi, çiğ süt kalitesinin artırılarak AB standartlarına getirilmesi, sektörde gıda güvenliğinin sağlanması ve kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi önem taşıyan konular olduğunu aktardı.

Sektörde yüksek fiyat artışlarının yaşandığı bu dönemde tüketici açısından gıda güvenliğinin daha büyük önem taşır hale geldiğini vurgulayan Coşkun, şunları kaydetti: “Önerilerimizde hep vurguladığımız gibi güçlü bir gıda güvenliği otoritesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Yeni dönemde her şeyden önce güçlü bir ekonomik programın ortaya konulmasını bekliyoruz. Bu programın da para ve maliye politikası ile yapısal tedbirlerden oluşacağı aşikardır. Bu çerçevede kısa, orta ve uzun vadeli geliştirilecek politikalarla tarım ve gıda sektörüne daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz.”

“USK ÇİĞ SÜT FİYATI REFERANS FİYAT OLMA NİTELİĞİNE YENİDEN KAVUŞMALI”

Çiğ süt referans fiyatının sektör için çok büyük öneme sahip olduğunu belirten Coşkun, sözlerini şöyle tamamladı: “Piyasada oluşan fiyat, 8,5 lira olarak açıklanan referans fiyatın çok üzerindedir. Bu nedenle sektörle ilgili tüm taraflardan oluşan Ulusal Süt Konseyinin belirlediği çiğ süt fiyatının eskiden olduğu gibi bir referans fiyat olma özelliğini taşıması beklentisi içerisindeyiz. Sektörlerimiz, ülkemizin geleceği, refahı ve kalkınması için özverili çalışmalarımızı sürdürecek, tüm bu süreçlerde şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın