Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Sorumlusu Dyt. Ayşe Korkmaz besin öğeleri açısından bakıldığında çikolatanın kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, çinko ve bakır gibi mineraller içerdiğini söyledi. Çikolatanın kanser ve kalp hastalıklarının önlenmesinde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde de olumlu etkileri olduğu belirten Ayşe Korkmaz, “Çikolatada; polifenol ve içeriğindeki prosiyanidin, epikateşin, kateşin gibi antioksidan bileşimler bulunmaktadır. Meyve, sebze, şarap ve yeşil çaya kıyasla, çikolata ve kakaonun çok daha fazla polifenol içerdiği saptanmıştır. Polifenoller antioksidan özelliğe sahip bileşiklerdir. Yapılan son çalışmalarda çikolatanın sağlığını koruyan ?flavonoid?leri bol miktarda içerdiği tespit edilmiştir. Çikolatada bulunan flavonoidler (flavanoller ve prosiyanidinler) yeşil çay ve üzüm flavonoidleri gibi antioksidan savunma gücüne büyük katkı sağlamaktadır. Antioksidan kapasitesinin artması, kalp ve damar hasarlarından korunmada olumlu etkiler sağlamaktadır” diye konuştu.

Alman İnsan Beslenmesi Enstitüsü tarafından yaklaşık 19 bin yetişkinin beslenme alışkanlıklarının incelenmesiyle yapılan araştırmada, her gün 7.5 gram çikolata yiyenlerin tansiyonunun daha düşük olduğunu ortaya koyduğunu belirten Korkmaz, “Bu kişilerde kalp krizi ve inme riskinin yüzde 39 daha az olduğu tespit edilmiştir” dedi.

Diyetisyen Korkmaz şu bilgileri verdi:

“Polifenol, kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde de etki göstermektedir. Kakao polifenolü, kanın incelmesine yardımcı olup, pıhtılaşmayı engellediği için kalp krizi ve felç riskini azaltmaktadır. Ayrıca yapılan çalışmalar, kakao polifenolünün aynı zamanda bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde de etkin rol oynadığını ortaya koymuştur. California Üniversitesi tarafından düzenlenen bir araştırmada, gönüllü deneklerden ilk aşamada aç karnına, ikinci aşamada kakao içtikten sonra kan örnekleri alınmıştır. Kakao içtikten sonra alınan kan örneklerinde, kanın pıhtılaşmasında ve kalp hastalıklarının oluşumunda önemli rol oynayan trombositlerin etkinliğinin azaldığı görülmüştür. Yapılan bir diğer araştırmaya göre 50 gramlık bir çikolata bir kadeh kırmızı şarap içinde bulunan antioksidanlara eşdeğerde kimyasal madde içerdiği belirtilmiştir. Bir başka deyişle çikolatanın kalp krizi ya da beyin kanamasını önlemesi olasıdır.

Çikolata phenethylamine (PEA) içermektedir. Phenethylamine ise sinir sistemini uyarır, bazı salgıların salınmasını tetikler, ağrıları dindirir ve insanın kendini iyi hissetmesini sağlamaktadır. Çikolata aynı zamanda cinsel uyarıcı ve keyif verici özelliği de bulunmaktadır. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini arttırır ve mutluluk hissi verir. Kadınlar erkeklere nispeten çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlıdır. Çikolata, beyni rahatlatıp gevşetir, mutluluk verir, beynin endorfin salgılamasına neden olur. Bu salgı, mutluluk duymamızı sağlar.

Günde 40 gram bitter çikolata (yüzde 70 kakao içeren) tüketimi vücuda önemli miktarda polifenol sağlayabilir ve böylece kadiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesine yardımcı olabilir. Aralarda yenilen atıştırmalıkların, şeker tüketiminin verdiği keyif nedeniyle insanların beslenme alışkanlıklarının her zaman bir parçası olacağını kabul edersek, bu alışkanlığın hiçbir besin değeri olmayan boş, şekerli abur cuburlar yerine bitter çikolata ile değiştirilmesi kronik hastalıkların önlenmesine önemli ölçüde katkı sağlayabileceği söylenebilir.

Sonuç olarak, birçok faydası yanında çikolatanın yağ, şeker içeriği de yüksek olduğu için unutulmamalıdır. Bu nedenle günlük beslenme içerisinde dikkat tüketilmesi gerekmekte ve kakao içeriği yüksek olan çikolata çeşitleri tercih edilmelidir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın