DİDEM ŞANVER>> Bir dilim ekmek yemek bir bardak çamaşır suyu içmek gibidir! Eğer çölyak hastasıysanız bunun ne demek olduğunu bilirsiniz? Türkiye?de binlerce kişi için bir dilim ekmek, bir tabak makarna ve hatta çikolatanın dahi ölümle eş değer anlam taşıdığını biliyor muydunuz? Bir gün gelip de ekmeği, makarnayı, simiti ve daha birçok gıdayı ömrünüz boyunca bir daha yiyemeyeceğinizi öğrenseniz ne yapardınız? Ekmeğin sofrada baştacı olduğu, adım başı dönerci, fırıncı, fast-food büfeleri ve simitçilerin eksik olmadığı ülkemizde, bu gıdalardan ömür boyu mahrum kalmak çok daha zor olsa gerek. Türkiye?de çok sayıda kişi ekmeksiz, makarnasız, tatlısız bir hayat sürüyor. Ekmeğin insanları zehirlediği bu hastalığın tıptaki ismi ?Çölyak Hastalığı.?

Çığ gibi büyüyen, sinsi, sıra dışı bir hastalık olan çölyak, ?ince bağırsak alerjisi? olarak biliniyor; buğday, yulaf, arpa, çavdar gibi ürünlerde bulunan ve günümüzde pek çok gıdada kıvam verici olarak kullanılan ?gluten? proteininin ince bağırsakta ömür boyu hassasiyet göstermesinden kaynaklanıyor. Peki bu yazıyı okurken biraz empati kurarak kendimizi biran için çölyak hastası gibi düşünelim, acaba hangi damak zevklerimizden ödün verir, hangi eski alışkanlıklarımızdan vazgeçerdik? Ya da gittiğimiz bir restaurantta, arkadaş ziyaretinde bize uygun yiyecek bir şeyler var mıdır diye düşünmek zorunda kalsak veya canımızın çektiği yiyecekleri yiyemeyecek olsak nasıl hissederdik?

Çölyak hastası olup da ömür boyu diyet yapar gibi yaşayan insanların hızla çoğaldığı bir toplumda yaşıyoruz. Bu hastalığa karşı bilinci toplumda oluşturmak çok önemli. Öyle ki glutensiz ekmek rica ettiğiniz garson bunun ne demek olduğunu bilmeyip size bir tabak kızarmış ekmek getirebilir. Bunun gibi pek çok durum, çölyaklıların yaşadığı hikayelerden.

Tabii ki bu hastalık dünyanın sonu değil! Daha birkaç yıl  öncesine kadar yiyecek ekmekleri dahi olmayan çölyak hastaları bugün artık yalnız değil!

?Bir dilim ekmek yemek bir bardak çamaşır suyu içmek gibidir? sloganıyla yola çıkan Ankara Çölyakla Yaşam Derneği ve bu konu hakkında kurulan diğer dernekler sayesinde çölyaklıların da artık yiyecek bir dilim ekmekleri var. Buğday unundan olmasa da soya, pirinç, patates ve hatta mercimek unundan dahi yapılan ekmekler piyasada mevcut. Ancak bunların tedariki konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. İstediğiniz bir fırına ya da markete girip glutensiz ekmek almak, birkaç yılda katedilen aşamaya rağmen ne yazık ki hâlâ mümkün değil. Ancak bu konuda sevindirici haberler de gelmektedir. Örneğin Bursa Büyükşehir Belediyesi?nin halk ekmek fabrikası BESAŞ, ?tek kârımız sağlımız? sloganıyla glutensiz gıdaları reyonlarında satışa sunmaya başladı.

Ülkemizde bu alandaki önemli açığı kapatmaya çalışan diğer firma ise Eti. Eti şirketi, sosyal sorumluluğu çerçevesinde ?glutensiz?olarak  ürettikleri bisküvi olan Eti Pronot adıyla Türkiye?nin ilk ve tek glutensiz bisküvi üreticisi olma unvanına sahip. Evet görülüyor ki diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye de bu konu üzerinde durulmaya başlandı ancak çalışmalar henüz emekleme aşamasında. Gönül ister ki diğer firmalar ve bu konuda yetkili tüm kurum ve kuruluşlar, bireyler de karşılaşılan sorunlara yeterli cevaplar verebilsin.

Teşhis edilene kadar hastalık, teşhis edildikten sonra ise bir yaşam biçimine dönüşen çölyak konusunda birbirimizin elinden ne kadar sıkı tutar, ne kadar yardımcı olursak çölyaklıların yaşam kalitesi ve sağlığı da o kadar iyi hale gelir.

Tok açın halinden anlamaz atasözünü tersine çeviren bir toplumsal süreci başlatalım ve çölyağa karşı daha duyarlı olalım.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

9 thoughts on “Gıda sanayinin sorumluluk testi: Çölyak hastalığı”

  1. Bu hastalığı duymuştum ama yeteri kadar bilgi sahibi değildim. Ayrıca üzerinde de durmamıştım. Doğrusu!
    Çölyak hastalığını bizlere tanıttığı için Didem hanıma teşekkür ediyorum. Böyle ilgi çekici yazılarını her zaman görmek isterim.

  2. Daha önce duyduğum bir hastalıktı Çölyak, tabi eksikleriyle… Üstelik Çölyak hastası bir arkadaşın yiyebileceği bir tatlı bulmuş olmanın sevincini nasıl yaşadığının şahidi olmuştum. Ankara Çölyakla Yaşam Derneği ile ilgili bilgim yoktu ama umut verdi!… Teşekkürler Didem Hanım, yazılarınızı takip ediyor olacağım…

  3. çok faydalı bilgiler sunmuş, teşekkür ederiz. Daha değişik konularda bilgilendirilmeyi bekliyoruz.Başarılar…

  4. Bilmediğim bir konuydu, teşekkürler Didem Hanım. Ayrıca, ekmek sektöründe çok önemli bir boşluğa da değinmiş oldunuz. Yazılarınızı takip edeceğim. Başarılar…

  5. Çölyak hastalığının adını son yıllarda çok sık duymaya başladık.Ömür boyu glutensiz diyet olan bu hastalık hakkındaki yararlı bilgileri biz okurlarla paylaştığı için Didem Hanım`a ayrıca teşekkür ederim. Bilgi verici ve akıcı olan bu tür yazılarınızın devamını bekliyoruz….

  6. Didem hanım yazınız için çok teşekkür ederim. açıkçası hiç böyle bir rahatsızlıktan ve bu kadar bu hastalıktan mağdur olan kişi olduğunu bilmiyordum. Ancak böyle bir rahatsızlığı eşimizde dostumuzda olsa ilgi gösteririz 🙁 Bu konuya dikkat çektiğiniz için ayrıca teşekkürler. Bunun gibi diğer yazılarınızı da takip ediyor olacağım. Teşekkürler.

  7. Başlangıç konusu için çok güzel bir seçim. Sayenizde yeni bilgiler edindim. Bu durum sonradan da gelişebiliyor mu? Genetik yatkınlık söz konusu mu?

  8. Yazdığı bu bilgilendirici makale den dolayı Didem hanım’a teşekkür ediyorum. Ben ilk defa böyle bir hastalık duyuyorum ve bir an için kafam karıştı. Acaba daha önce neden bu hastalıktan muzdarip birini duymadım çevremde. İşin ilginç tarafı bu hastalık insanı psikolojik olarak ta çok etkileyebilen bi hastalık çünkü insanı damak tadından mahrum bırakıyor. Sıradışı bir durum bu bence. Umarım böyle sıradışı yazılarını tekrar okuruz Didem hanımın. Saygılar sunuyorum.

  9. yazınızı beğendim. Bilmediğimiz ne çok şey var …..

Bir yanıt yazın