TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, CHP Grubu Sözcüsü Ünal Demirtaş, emekli ve memur maaşlarındaki artışlara ilişkin kanun teklifinin TBMM Plan Bütçe görüşmelerinde bir konuşma yaptı. Konuşmasında yapılan %30’luk zammın yetersiz olduğuna vurgu yapan CHP’li Vekil; “Bugün itibariyle en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesi olan 8.500 TL’ye çıkarılmalıdır. Emekli aylıklarında ve memur maaşlarında ise en az yüzde 81 artış sağlanmalıdır. Emeklilerin son yıllardaki ekonomik kayıplarını giderecek ve insanca yaşamalarına yetecek kadar seyyanen zam yapılmalıdır. Yine, emekli bayram ikramiyeleri de 8.500 TL’ye çıkarılmalıdır” dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, konuşmasında şunları ifade etti; 

TÜİK, EN TARTIŞMALI KURUMLARDAN BİRİDİR

    Bu teklifle emekli aylıklarına ve memur maaşlarına yüzde 30 artış öngörülmekte, en düşük emekli maaşının da 5.500 TL’ye çıkarılması teklif edilmektedir. Peki, bu artışlar hangi veriler göz önünde tutularak yapılmaktadır? TÜİK verileri. Peki, TÜİK verileri sağlıklı ve güvenilir veriler midir? Maalesef değildir. TÜİK son yılların en tartışmalı kurumlarından birisidir. Çünkü maalesef son yıllarda devletin kurumlarındaki çürüme TÜİK’e de sirayet etmiştir. Çünkü TÜİK, saray yönetiminin en çok baskı altına almak istediği kurumlardan birisidir. Çünkü TÜİK’in istatistik oyunlarıyla makyajlı veriler yayınlaması gerekir ki gerçeklerin üzeri örtülsün, iktidar algı yönetiminde başarılı olsun, emeklinin ve memurun hakkı yensin. Son iki yılda 4 TÜİK Başkanını değiştirdiniz. Daha bugün, üçüncü çeyrek büyüme oranının beklenti altında kalması üzerine ilgili birim olan Ulusal Hesaplar Daire Başkanı Cihat Erce İşbaşar bu görevden alındı. TÜİK’te dikiş tutmadı. TÜİK’in son Başkanı Erhan Çetinkaya’dan önceki Başkan Sait Erdal Dinçer “Bir yanlışa imza atarsam 84 milyonun hakkını yemiş olurum. Biliyorsunuz, milyonlarca çalışan bizim açıkladığımız enflasyona göre zam alıyor. Şimdi, o insanların âdeta geliriyle oynamak, hakkını yemek; bunu yapmam.” dedikten sonra Cumhurbaşkanı tarafından apar topar görevden alınmıştır. Gerçek enflasyon yani vatandaşın hissettiği enflasyon yüzde 186’lar seviyesindeyken TÜİK enflasyonu yüzde 85’lerdeydi. TÜİK ne kadar gizlerse gizlesin emekli, memur, dar gelirli pazarda, markette alışveriş yaparken, akaryakıt alırken, otobüse binerken, elektrik ve doğal gaz faturasını öderken gerçek enflasyonu yani hayatın içinde iliklerine kadar hissediyor ve görüyor.

EMEKLİLER DERİN BİR YOKSULLUĞA SÜRÜKLENDİ

     Yüzde 30 artış emeklilerin ve memurların enflasyon karşısındaki kayıplarını karşılamamaktadır. Bu artış emekliler ve memurlar için tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Emekliler ve memurlar maalesef bu iktidar tarafından enflasyona karşı acımasızca ezdirilmektedir. Ak Parti’nin yanlış ekonomi politikalarının ağır faturasını emekliler ve memurlar ödemektedirler, emeklilerin ve memurların hakkı yenmektedir. Yine, Ak Parti hükûmetlerinin yanlış politikaları sonucunda maalesef, eşit çalışma süresi ve prim gün sayısına rağmen emekli aylıklarında intibak sağlanamamış, aylık bağlama oranları düşürülmüş, emekli maaşları yıllar içerisinde enflasyon karşısında eriyip gitmiş; emekliler maalesef et, süt, yumurta hatta meyve, sebze gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak kadar derin bir yoksulluğa sürüklenmişlerdir. 

AYLIK BAĞLAMA ORANLARI DÜŞÜRÜLDÜ

2002 yılında 5 bin prim günü sayısı için aylık bağlama oranı yüzde 41 iken bu oran Ak Parti tarafından yüzde 27,78’e düşürülmüştür. Aylık bağlama oranlarının düşürülmesi aslında bugün emeklilerin derin bir yoksulluğa sürüklenmelerinin en temel sebeplerinden biri olmuştur. 2002’de en düşük memur aylığı asgari ücretin 2 katına yakındı, işçi emekli aylığı ise 1,5 katı idi. Bu oranlamaya bakarsak bugün en düşük memur emekli aylığının 16.417 TL, en düşük işçi emekli aylığının ise 11.823 TL olması gerekir. 2002’de en düşük memur aylığı ise asgari ücretin 2,13 katıyken bugün en düşük memur aylığının ise 18.118 TL olması gerekmektedir. 

EMEKLİ AYLIKLARI ARASINDA UÇURUM VAR

Mevcut uygulamaya baktığımızda emekli aylıkları arasında da büyük bir eşitsizlik hatta bir uçurum ortaya çıkmıştır. Bu şekilde, değişik kademedeki emeklilerin durumu gözetilmeden bütün emeklilere aynı oranda zam yapılması hem emeklileri giderek daha derin bir yoksulluğa sürüklemekte hem de emekli aylıkları arasındaki uçurumu derinleştirmektedir. Ülkemizde birçok emekli birbirinden farklı ücretler almaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri arasında, emekliler arası gelir eşitsizliğinde, Türkiye yüzde 7,5 oranıyla ilk sırada yer almaktadır. Almanya’da emekliler arasındaki gelir eşitsizliği yüzde 4,3 iken Fransa’da yüzde 4,1’dir. Emekliler arası gelir eşitsizliğinde Avrupa Birliği ortalaması yüzde 4,2 iken maalesef bizde yüzde 7,5’luk bir oran vardır. Bu sebeple bu gelir eşitsizliği yani emekliler arasında gelir eşitsizliğinin de düzeltilmesi gerekmektedir.  

7 MİLYON EMEKLİ ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR

Ülkemizde aldıkları emekli aylıklarıyla geçinemeyen yaklaşık 7 milyon emekli, emekli olduktan sonra dahi ileri yaşlarda maalesef çalışmaya devam etmektedir. Enflasyon karşısında eriyen maaşlar nedeniyle emekliler kiralarını, kredi borçlarını, faturalarını ödeyemez hâle gelmişler ve çarşı pazara çıkamaz hâle gelmişler. Birçok emeklinin maaşında bugün haciz vardır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre emekli aylığı alıp aynı zamanda çalışan kişi sayısı 2015 yılında 55 bin iken 2019 yılında bu rakam 92.923’e çıkmıştır ama bugün rakamlar çok daha yüksektir. Özellikle ikinci bir işte çalıştıklarında emekliler, işverenler tarafından aldıkları maaşın yüzde 15’i oranında dayanışma primi ödemek zorunda kaldıkları için birçok emekli kayıt dışı çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu rakamın tahmini 3 milyon olduğu ifade edilmektedir yani aslında özellikle 65 yaş üzerinde çalışanların ise 851 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla rakamlara baktığımız zaman, emeklilerin gerçekten çok zor koşullar altında çalışmak zorunda kaldığını görüyoruz. Buna da bir çözüm üretilmelidir.

AK PARTİLİLER BİLE %30’LUK ZAMDAN MEMNUN DEĞİL

    Zonguldak’ta, zammı yeterli bulmayan emekli derneği başkanı Ak Parti’den istifa etmiş ve istifa ederken de bakın şunu söylemiş, diyor ki: “Pazarda yangın var, ortalık yanmış tutuşmuş; biz emekliler perişanız.” diyerek dilekçesini Ak Parti İl Başkanlığına gönderdiğini söyledi. Mustafa Sarıoğlu diyor ki: “Üyesi olduğu seçimlerde sandık başkanlığı yaptığı Ak Parti’den istifa ettiğini açıkladı.” Ak Parti’liler bile bu yapılan zamlardan memnun değiller, hiçbir emekli memnun değil. 

DUL VE YETİM AYLIKLARI ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE YÜKSELTİLMELİDİR

Dul ve yetimlerle ilgili de elimizde yeterli veri yoktur. Bugün ülkemizde dul ve yetim maaşı alan kaç kişi vardır? Bunlar açıklanmaya muhtaçtır. Çünkü netice itibarıyla toplumun en düşük gelir grubuna sahip olan bu dezavantajlı kesiminin gelirini artırmamız gerekmektedir. Bu vatandaşlarımızın insanca yaşayabileceği koşullar sağlanmalıdır. Dul ve yetim aylıklarında da bir taban aylığı baz alınmalı, bu da en az asgari ücret seviyesinde olmalıdır.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın