ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ

Güncel ve önümüzdeki 3 yıla dair etkiler… 31 Ekim 2022 itibarıyla merkezi yönetim borç stoku 3.807,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Borç stokunun 1.313,5 milyar TL’si Türk Lirası, 2.494,2 milyar TL’si ise döviz cinsindendir. Merkezi yönetim borç stokunun vadeye kadar ortalama süresi 2017’ye kadar sürekli uzayarak 6,4 yıla kadar çıksa da, ortalama vade 2018’den sonra tekrar düşüşe geçerek Ekim 2022 itibariyle 5,5 yıla gerilemiştir. İç borç stokunun ortalama vadesi Ekim 2022’de 3,6 yıl (2017: 4,2) , dış borç stokunun ortalama vadesi ise 7,3 yıl (2017: 9,9) olmuştur.

Kamu borcunun vadesi, borç yönetiminin en önemli araçlarından biridir. Uzun vadeli borçlanmanın piyasa değeri, şokların etkisiyle faiz ve enflasyon oranlarındaki değişimlere daha duyarlı olduğundan, hükümetler uzun vadeli borçlanmayı tercih etmektedir. Faiz şoklarının bütçe üzerindeki olumsuz etkisini dengelemenin en iyi yolu uzun vadeli borçlanmadır. Ancak ekonomik düzendeki istikrarsızlık, faiz/enflasyon yapısındaki belirsizlik ve oynaklıklar kısa vadeli borç ağırlıklandırmasına yol açabilmekte, bu da uzun vadeli borçlanmayı zorlaştırmakta ve kamu borcunun çevrilememesi riskine yol açmaktadır.

Merkezi yönetim borç stokunun vadeye kadar ortalama süresi… Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı

Faiz/gider profili… Bütçe açığı veren bir ekonomide Hazine borçlanma gereği duyar. Bu borçlanma da iç ve dış borçlanma şeklinde şeklinde yapılır. İç borçlanma, yurtiçi yerleşik kişi ve kurumlardan yapılırken (bu TL ya da döviz cinsinden olabilir), dış borçlanma ise yurtdışında yerleşik olanlarda yapılır (bu da hem döviz, hem de TL cinsinden olabilir). 

Son dönemde döviz kurlarının eski yıllara göre ciddi yükselmiş olması, borçların döviz kısmının TL’ye karşılık gelen tutarının da yükselmesine neden olmuştur. Bu dönemlerin çoğunda, faizler olması gereken seviyede belirlenmediğinden dolayı döviz yükselişleri sürekli hale gelmiş, artan risk ve istikrarsızlık dış borçlanmayı maliyetli hale getirmiş ve döviz kurlarının devamlı yükselişi de ödenen anapara ve faiz yükünü artırmıştır.

Türkiye brüt dış borç stoku ile brüt dış borç stoku / GSYİH (%) karşılaştırması… (***) 04 Aralık 2019 tarih ve 1814 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca “Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.” 2019 4. Çeyrek itibarıyla kamu kesimi sınıflamasında kurumun dış borç verileri takip edilmeye başlandı. (****) 28 Ocak 2020 tarihli ve 31022 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İstatistiki Sınıflandırmalar Yönetmeliği” çerçevesinde Kamu Sektörü Sınıflaması 2020 yılının ilk çeyreği itibarıyla güncellenmiştir. Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tera Yatırım

2023 yılının ortalarında yapılması planlanan seçimler yaklaşırken, devlet destekleri ve sosyal yardımlar doğrultusunda yapılan harcamalar çerçevesinde bütçe harcamalarının artacağı anlaşılmaktadır. Hazine’nin CDS ve tahvil faizlerindeki düşüş çerçevesinde borçlanmayı artıracağını düşünebiliriz. Artan enflasyon ve ülkenin risk maliyeti, borçlanma maliyetlerinin artması ve vadelerin kısalmasının etkisiyle faiz yükünü artırabilecektir. Hazine borçlanmalarının faiz yükü TÜFE nedeniyle yüksek kalabilir.

Sonuç? 185,9 milyar dolar kısa vadeli dış borcu olan ve cari açığının seçime kadar 40-50 milyar dolar civarında kalması beklenen Türkiye’nin döviz ihtiyacı büyük. TCMB’nin rezervleri yetersizdir ve sonuç olarak işletmeleri döviz varlıklarını döviz korumalı borca dönüştürmeye zorlayan sermaye kısıtlamaları uygulanmaktadır. Bu mekanizma, döviz piyasalarında kısa vadeli istikrarı korumak için yeterince iyi çalışıyor. Ama asıl amaç seçimi kazanmak ve bu da daha fazla ekonomik dinamizm gerektirecek. Açık harcamalar ve devlet bankalarından ucuz krediler, hükümetin elindeki başlıca araçlardır. TCMB’nin politika faizi şimdiden %9’a düştü ve bir süre daha bu seviyelerde kalacak. Tüm bu politikaların en önemli yan etkisi döviz varlıklarına olan talebin artmasıdır.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın