Türkiye ekonomisi 2022’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüdü, yıllık bazda enflasyon ise yüzde 85 seviyesinde. İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre ise İstanbul’da yıllık bazda enflasyon yüzde 105 oranında artış gösterdi.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, enflasyon ve büyüme verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Küresel ekonominin yavaşladığı ve dünya genelinde enflasyonun yükseldiği bir dönemdeyiz. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda dokuz ay geride kaldı. Çin’in toparlanacağı yönünde bir beklenti vardı, ancak tekrardan gelen kısıtlamalar nedeniyle bunun 2023’de gerçekleşmesi mümkün değil. Ukrayna’daki savaş ve koronavirüs pandemisi nedeniyle büyük artış gösteren enerji ve gıda fiyatları bütün kesimlerin üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Dünyada ve Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyon yüzde 10-12 bandında. Rusya’nın enflasyonu Ukrayna’yı işgalinden bu yana ikiye katlandı, ancak düşüyor. Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık çift haneli seviyelerde.” dedi.
Son 25 yıldır karşılaşmadığımız enflasyon oranları
Eskinazi, “Elbette ki ithalata bağımlı ve kötü yönetilen fakir ekonomiler daha yüksek risk altında. Ve Türkiye’de enflasyon 1998’den beri en yüksek seviyede…Türkiye’de son 25 yıldır karşılaşmadığımız enflasyon oranları ölçülüyor. Ocak ayında yıllık enflasyon 2002 yılından bu yana en yüksek seviyeyi görüp, yüzde 48’i aşmıştı. 2022 yılı Ocak ayında asgari ücrete yapılan yüzde 50 zam sonrası Haziran’da yıllık enflasyon yüzde 78.62, Temmuz ayında yüzde 30’luk zamdan sonra Ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 85.51’e çıktı. Yılbaşında asgari ücretin artmasıyla enflasyon daha da şahlanacak. EYT’li çalışanlara KGF kredisi desteği verilmesi elbette ki güzel bir gelişme ancak bu enflasyonda kaybolan sermayenin daha da erimesine yol açacak.” diye konuştu.
Enflasyonun olduğu bir ülkede gelir dağılımı yoktur, alım gücü yoktur
Arjantin’in son 10 yıldır girdiği yüksek enflasyon sarmalından çıkamadığını vurgulayan Jak Eskinazi sözlerine şöyle devam etti:
“Arjantin’de günde 5.50 dolar altında ile geçinmeye çalışanların nüfusa oranı 2012’de yüzde 4 iken 2022’de yüzde 36’ya ulaştı. Türkiye, Arjantin’i geçmiş durumda. Enflasyonda dünya sıralamasında 6’ıncıyız. OECD ve G20 ülkelerinde ise birinciyiz. Enflasyonun olduğu bir ülkede gelir dağılımı yoktur, alım gücü yoktur, işsizlik, geçim sıkıntısı, fakirleşme ve kıtlık vardır. Bırakın ekonomik istikrarı, siyasi istikrar da yoktur. Sayın Demirel’in 1991 yılında enflasyonu anlatırken dediği gibi “Enflasyon devletleri yıkan, Milletleri içinden bozan bir olaydır.””
Türkiye bu ülkelerle kıyaslanacak hale nasıl gelebilir?
Eskinazi, “Enflasyon oranı Türkiye’den daha yüksek olan Venezuela, Sudan, Lübnan, Suriye ve Zimbabve’ye bakalım; Hepsi yıllardır bir ekonomik krizden diğerine savruluyor. Şu tablodan gerçekten büyük dersler çıkarmamız gerekiyor. Türkiye bu ülkelerle kıyaslanacak hale nasıl gelebilir? Enflasyon ortamında uzun süre kalmak yozlaştırır, sizi onlarca yıl geriye atar. Şu an yüksek enflasyon bizi resmen 30 yıl geriye attı.” dedi.
Bu koşullar ihracatın gelişmesi, ilerlemesi için bir ortam yaratmıyor
Jak Eskinazi, “Avrupa ülkelerinde, ABD’de yüzde 9’un üzerine çıkan enflasyon oranları son 50 yılın 70 yılın zirvesi olarak nitelendiriliyor. Biz, Avrupa’nın ABD’nin bir yılda yaşadığı- yeni karşılaştığı- panik yaşadığı enflasyonun neredeyse 10 kat daha yükseğini bir ayda yaşıyoruz. OECD’nin tahminlerine Türkiye enflasyonun en yüksek olduğu ülke olmaya devam edecek. Bu koşullar ihracatın gelişmesi, ilerlemesi için bir ortam yaratmıyor.” diye konuştu.
Enflasyonla gelen büyüme sürdürülebilir bir büyüme değildir
Eskinazi, “Ekonominin büyümesini olumlu karşılıyoruz ancak şu an tek isteğimiz alım gücünün artması ve fiyat istikrarı. Büyümenin kalitesini ve niteliğini sorgulamamız gerekiyor. Önceliğimiz büyüme mi istikrar mı? Önemli olan çalışan emekçi kesimin büyümeden aldığı payın artması ve toplumun her kesiminin bu büyümeyi hissetmesi. Enflasyonla gelen büyüme sürdürülebilir bir büyüme değildir. Türkiye’nin güçlü bir büyüme sağlaması ve devamlılığı için enflasyonu kalıcı bir şekilde indirmesi gerekiyor. Dünyanın iki kilit ekonomisi ABD ve Çin’de büyüme istikrarı var. Türkiye çok fazla dalgalanma yaşıyor. Bir dönem sonra büyümede yavaşlama söz konusu olacaktır. Enflasyonun kontrol altına alındığı, öngörülebilir bir ortam istiyoruz. Yatırım güven ortamında olur. Gerçek kalkınmaya giden yol budur.” dedi.
Bu olağanüstü konjonktür Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gölgeliyor
Reuters ve Maersk’in ortak çalışmasına göre; Avrupalı şirketler için Türkiye’nin Polonya ve Almanya’nın ardından en popüler tedarik merkezi olduğunu açıklayan Eskinazi küresel resesyon ile navlun fiyatlarının düştüğüne değindi.
“Avantajımızı kaybediyoruz. İyimser olmak için nedenimiz yok. Her ne kadar bu olağanüstü konjonktür Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gölgelese de biz çalışmalarımıza her gün yenilerini ekliyoruz. Önümüzde sürdürülebilirlikle ilgili bir dizi regülasyon bizi bekliyor. Bir an önce ayağa kalkıp katma değer yaratan önemli konulara odaklanmamız gerekiyor.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.