İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) tarafından 2013 yılından bu yana düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nun 8’incisi Global Compact Türkiye iş birliğiyle “Yeni Küresel Ekonomik Düzende Sermaye Akışını Sürdürülebilirlikle Teşvik Etmek” temasıyla 29 Kasım Salı günü Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi.

VIII. Sürdürülebilir Finans Forumu’nun açılış konuşmalarını, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Ali Erdurmuş ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen yaptı. Forumda FMO-Hollanda Kalkınma Bankası Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter, sıkılaşan global likidite çağında Türkiye finans sektörünün sürdürülebilirlik yoluyla sermaye akışını nasıl sağlayabileceğini anlattı.

SKD Türkiye tarafından 2013 yılından bu yana sürdürülebilir finans konusunda iş dünyasının önemli konularını gündeme taşımak ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nun 8’incisi 29 Kasım Salı günü Global Compact Türkiye iş birliğiyle, Garanti BBVA, Kalkınma ve Yatırım Bankası, Şekerbank ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) sponsorluğunda Borsa İstanbul’da düzenlendi. 

“Yeni Küresel Ekonomik Düzende Sermaye Akışını Sürdürülebilirlikle Teşvik Etmek” teması ile gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmacılarından BDDK Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen, şunları söyledi:

“BDDK olarak iklim değişikliğinin sınırlandırılması ve iklim değişikliğine uyum çerçevesinde bir finans sisteminin inşasına yönelik olarak son bir yıllık dönemde önemli adımlar atmış bulunuyoruz. Sürdürülebilir bankacılığa yönelik vizyonumuzu, stratejik amaçlarımızı, hedeflerimizi ve yol haritamızı 2021 yılı Aralık ayında kamuoyu ile paylaştığımız “Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı” ile ortaya koyduk. Bundan sonraki süreçte, farkındalığın ve kurumsal kapasitenin artırılmasına yönelik olarak; önümüzdeki dönemde başta kurumsal yönetişim yapısına ve risk yönetimine yönelik olmak üzere uluslararası ilke ve standartlar ile iyi uygulamalar ışığında bir dizi rehber hazırlamayı planlıyoruz. Oluşturulacak rehberlerin tüm bankalar için farkındalığı artırarak, yönlendirme sağlayarak ve minimum uygulama standartlarını belirleyerek bankacılık sektörümüzün sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir merhale teşkil edeceğine inanıyoruz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, başta bankacılık olmak üzere finans sektörümüz sürdürülebilirlik alanında uluslararası standartlara uygun, iyi tanımlanmış ve yapılandırılmış projelere finansman sağlama noktasında gerekli kapasiteye, istekliliğe ve mali güce sahiptir. Türk bankacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı yapısının ve sürdürülebilir finans alanındaki tecrübe ve kazanımlarının yeşil dönüşüm sürecinde ülkemiz için çok önemli bir avantaj sağlayacağına inanıyorum.”

SPK Başkan Yardımcısı Ali Erdurmuş ise açılış konuşmasında şu konulara değindi:

“SPK olarak sürdürülebilirlik temalı sermaye piyasası ürünlerinin gelişimi için uygun ekosistemi geliştirmeye dönük önemli çalışmalar yürütüyoruz. Sırasıyla 2020 ve 2022 yıllarında hayata geçirilen Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi ile Yeşil ve Sürdürülebilir Borçlanma Araçları Rehberinin bu çalışmaların ilk aşamaları oldu. SPK bünyesinde oluşturulan sürdürülebilirlik çalışma grubu ile önümüzdeki dönemde kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ve raporlama, sorumlu yönetim ilkeleri, kurumsal yatırımcılar, sürdürülebilirlik danışmanlığı ve finansal okuryazarlık alanlarındaki çalışmalarımız sayesinde bu ekosistemin gelişimine daha fazla katkı sağlamayı planlıyoruz.”

“TÜRKİYE, FMO PORTFÖYÜNDE HİNDİSTAN’DAN SONRA İKİNCİ EN BÜYÜK PAYA SAHİP”

Forumun konuk konuşmacısı FMO Hollanda Kalkınma Bankası Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter Türkiye finans sektörünün, sıkılaşan global likidite çağında sürdürülebilirlik yoluyla sermaye akışını nasıl sağlayabileceğine yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’de finans, sürdürülebilir tarım sektörleri öncelikli olmak üzere, kapsayıcı finansman ve iklim değişikliğiyle mücadele başlıklarında birçok yatırımı finanse eden Avrupa’nın önde gelen kalkınma bankalarından Hollanda Kalkınma Bankası’nın (FMO) Yatırımdan Sorumlu Başkanı Huib-Jan de Ruijter, Türkiye’nin FMO’nun güncel portföyünde ikinci en büyük paya sahip olduğunu belirterek önümüzdeki dönemde de küresel ve jeopolitik birçok riske rağmen sürdürülebilirlik yatırımlarında Türkiye’nin öne çıkma potansiyeli olduğunu söyledi. Genel yatırım alanlarının enerji, finansal kuruluşlar ve tarım sektörlerinin olduğunu belirten Huib-Jan de Ruijter, Türkiye’nin küresel gıda krizinde taşıdığı üretim potansiyeli ile büyük bir fırsat barındırdığını da sözlerine ekledi.”

POLİTİKALARLA DESTEKLENMİŞ FİNANSMAN KAYNAĞI TÜRKİYE HEDEFLERİ İÇİN ÖNEMLİ

Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun ise konuşmasında şu çalışmalara değindi: 

“Borsa İstanbul olarak, yeşil ekonomiye geçişte oynadığımız dönüştürücü rolün bilincindeyiz. Bu doğrultuda, piyasa katılımcıları ve paydaşlarımızla iş birliği içindeyiz. Geçen sene, Sürdürebilirlik endeksinin metodolojisini yeniledik ve endekse girme kriterlerini yükselttik. Sürdürülebilirlik temalı ikinci endeksimizi de geçen yıl yayımlamaya başladık. 21 Kasım’da ise, büyük ve likit şirketlerden oluşan, BIST Sürdürülebilirlik 25 endeksini hesaplamaya başladık. Birisi iklim, diğeri kadınların iş dünyasındaki yeriyle ilgili olmak üzere sürdürülebilirlik temalı iki endeks daha hesaplıyoruz. Kuracağımız Karbon Piyasası, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşması ve Avrupa Birliği sınırda karbon mekanizması için önemli bir bileşendir. 2015 yılından bu yana sürdürülebilirlik raporlaması yapıyoruz. Uluslararası bir kuruluş olan “Task Force on Climate Disclosures” standartlarına uygun olarak hazırladığımız, iklim raporlamasına yönelik rehberi, bu yıl yayımlamayı planlıyoruz. Borsa İstanbul, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda, finans alanında her zaman liderlik ve yeşil ekonomiye geçişin finansmanına aracılık eden, aktörlerden biri olacaktır. “

Türkiye’nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanına göre belirlediği hedeflerde sürdürülebilir finansal yatırımın öneminin arttığını belirten SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu durum, Türk finans sektörünün odağını sürdürülebilir yatırımları hızlandıracak alanlara kaydırması ve bu yönde ürün ve hizmetler geliştirmesi gerekliliğinin altını bir kez daha çiziyor. Çevresel ve sosyal risklerin değerlendirilmesi ve yönetilmesi konusunda finans sektörünün attığı her adım, reel sektörün ve müşterilerin yeni risk türleri konusunda farklı bakış açıları kazanmalarını tetikleyecek ve ekonomik aktörlerin bu risklere karşı daha donanımlı hale gelmelerini destekleyecektir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşabilmek için yıllık 5-7 trilyon ABD Doları yatırım gerekiyor. Söz konusu yatırım, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde her yıl en az 2,5 trilyon dolar finansal açık anlamına geliyor. Finansman kaynağının politikalarla desteklenerek etkin yönetimi kilit rol oynuyor. SKD Türkiye olarak biz bu alanda iş dünyasına sürdürülebilir finans konusunda yön vererek destek olmaya devam edeceğiz.”

Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü ise şu konulara değindi:

“Finansal kurumlar kaynağın gideceği yöne ilişkin verecekleri kararlar ile değişimi hızlandırabilir; değişimin önündeki engelleri finanse etmeyerek engellerin zaman içinde yok olmasını sağlayabilir; değişimin adil olmasına katkı verebilir.  SKA’lara ulaşmak için gereken finansmanı harekete geçirmek amacıyla UN Global Compact 2019 yılında “SKA’lar için CFO Koalisyonu”nu kurdu. CFO’ların yatırım kararlarındaki etkin rolünden hareketle bu koalisyon, “Entegre SKA Yatırımları ve Finansman için CFO İlkeleri”ni yayımladı. İlkelere imza atan CFO’lar şirketlerinde SKA yatırımları ve finansmanı konusunda iddialı hedefler belirlemeyi ve bu hedefleri raporlamayı taahhüt ediyor. Türkiye’den de öncü şirketlerin yer aldığı koalisyona katılan 70 CFO, önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 500 milyar dolarlık finansal kaynağı SKA’lara yönelik yatırımlara ayıracağının sözünü verdi.”

TÜRKİYE’DEKİ YEŞİL ENSTRÜMANLAR YABANCI YATIRIMCILARIN İLGİSİNİ ÇEKEBİLİR

Forum kapsamında gerçekleştirilen “ESG borçlanma pazarının geleceği paneli”nde Türkiye’deki yeşil enstrümanların yabancı yatırımcıların ilgisini çekebileceği paylaşıldı. 

Ukrayna savaşının da etkisi ile ESG’ye yönelik enstrümanların kullanımında bir düşüş görüldüğü, ancak piyasaların stabilize olması birlikte yeniden yükselişe geçeceği belirtildi. Türkiye’nin ise bölgede ESG’ye yönelik enstrümanların yanında kadın gibi sosyal konularda enstrümanlar yaratması ile dikkat çektiği; piyasaların stabilize olması ile Türkiye’deki bu araçların uluslararası yatırımcılar tarafından büyük ilgi göreceği vurgulandı.

Etkinlikte “Sermaye akışını sürdürülebilir yatırımlara yöneltmek için Türkiye’de finansal regülasyonun küresel ESG standartlarına uyumu” adlı bir panel de gerçekleştirildi. 

Forumda SKA’ların gerçekleşmesinin hacim kazanmış bir finansman kaynağı ile mümkün olabileceği belirtildi. Burada finanslar araçlar üzerinden tematik yaklaşımların değil, bir ana akım haline gelişmiş bir pazar formu oluşturmanın önemli olduğuna dikkat çekildi.

Regülatörlerin ise önemli bir oyun değiştirici olarak zorlayıcı da olması gerektiğinin altı çizildi. Bu noktada teşvik konusu, taksonomi konusu, bir strateji oluşturmalarının temeldeki başlangıç noktası olduğu; şirketlerde gönüllülük aşamasında olan çalışmaların zorunlu hale getirilmesi gerektiği belirtildi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın