İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkan Adayı Kazım Taycı, sektörün çok büyük bir bölümünün KOBİ’lerden oluştuğunu belirterek bu firmalara ürünlerini satabilecekleri ülkeler bazında adresler ve kartvizitler vereceklerini söyledi. KOBİ ve daha küçük çaplı üretici ve ihracatçıların devlet teşviklerinin önden verilmesi için çalışacaklarını ifade eden Taycı, bunun yanında ihracatçılara yeni pazarlar açacaklarını ifade etti.
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) başkanlık seçimlerine sayılı günler kala İHBİR Başkan Adayı ve Tayaş Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı basınla bir araya geldi. Yeni dönem için çok heyecanlı olduklarını söyleyen Taycı, özellikle ihracata ulaşmakta zorluk yaşayan küçük çaplı üreticiler ve KOBİ’ler için çok önemli çalışmalar yapacaklarını söyledi.
Türkiye’de yaklaşık 10 bin adet hububat bakliyat firması bulunmasına karşın 9,2 milyar dolarlık ihracatın bu firmaların sadece yüzde 15’i tarafından yapıldığını belirten Taycı, amaçlarının bu tabanı genişletmek olduğunu anlattı. İHBİR’e üye 30 milyon doların üzerinde ihracat yapan firma sayısının 25’i geçmediğini kaydeden Taycı, “Geriye kalanlara baktığımızda rakamlar hep düşük. İşte biz bu küçük firmalar için Ekonomi Bakanlığı’nın yüzde 50 teşviğini sonradan değil, fuarlardan önce vermeliyiz diyoruz. Sadece İstanbul Hububat Birliği olarak değil sektör kurulu olarak toplanıp özellikle KOBİ ve KOBİ altı üretici ve ihracatçıların devlet teşviklerinin önceden ödenmesi için gerekli çalışmaları başlatacağız.” dedi.
PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİNİ OLUŞTURACAĞIZ
Sektör ihracatına bakıldığında rakam yüksek görülmekle birlikte ihracatın çok fazla belirli ülkelerde kümelendiğini gözlemlediklerini anlatan Taycı, “Kesinlikle pazar çeşitliliği oluşturmamız gerekiyor. Mesela bugün Konya, Gaziantep ve İstanbul gibi şehirler Irak’taki en ufak bir dalgalanmada büyük zarar görüyor. Biz ihracatçılarımıza ürünlerini satabilecekleri ülkeler bazında adresler ve kartvizitler vereceğiz. Öncelikle İstanbul İhracatçılar Birliği’nin çok derin bir veri bankası var. Ayrıca dışarıdan da veri satın alacağız. Son dört yıllık periyotta İHBİR’in web sayfasında bir tane bile kartvizit yayınlanmadı. Şu kişiler bu ürünleri alıyor, şu şekilde temasa geçebilirsiniz gibi bir veri olmadı. İşte biz bunu sağlayacağız ve bu projeyi çok önemsiyoruz. Ayrıca bölgesel Youtuber’lar ile anlaşıp ürün tanıtımlarını onlar ile yapacağız.” diye konuştu.
Türkiye’de küçük ölçekli çok fazla firma olduğunu ve bunlara ihracat yolunu açmanın ülke ekonomisi için çok büyük bir fayda sağlayacağının altını çizen Taycı, “Öyle güzel lokumcularımız, pişmaniyecilerimiz, drajecilerimiz, pastacılarımız var ki, bu firmalar herhangi bir ülkeye herhangi bir miktarda ihracat yapabilse işi artık bırakmayacak ve büyümeye de devam edecek. Yurt dışına 2,5 milyon dolar krema satıp Dahili İşleme İzin Belgesi’ni bilmeyen firmalarla karşılaştık. Biz krema yapmayı biliyoruz ama işin ticaretini bilmiyoruz diyorlar. Amacımız bu firmaların önünü açmak.” ifadelerini kullandı.
Yurtdışına yönetim olarak gidişlerde uçak paralarının şahsen karşılanması gibi bir uygulama getirildiğini ancak bu durumun etkinlikleri sahipsiz bıraktığını kaydeden Taycı, “Bugün Amerika kıtasına bir kişi ekibiyle gitmeye kalktığı zaman en az 100 bin TL ödemek zorunda. Bu nedenlerden etkinlikler sahipsiz kalıyor çünkü yönetimden kimse gitmiyor. Bu bir tasarruf yöntemi değil.” dedi.
TEK BİR MARKA FUAR ORGANİZE EDECEĞİZ
Fuarlar konusuna da değinen Taycı, gıdada birçok farklı marka fuar olduğunu, kendilerinin de gıda adına tek bir marka fuar oluşturmak istediklerini söyledi. Taycı, İHBİR çatısı altında gıdacıları toplayıp tek büyük bir gıda fuarı düzenlemenin projelerinden biri olduğunu kaydetti. Taycı ayrıca Endonezya’da, Malezya’da veya herhangi bir ülkede fuar alanlarında 200–250 metrekare alan kiralayıp, 25–30 firmayı burada adeta bir market gibi konumlandırabileceklerini belirterek, “Geçmişte de bunun gibi Ur-Ge faaliyetleri yapmış ve çok güzel sonuçlar almıştık.” ifadelerini kullandı. Taycı, şöyle devam etti:
“Aslında Türkiye olarak dünyadaki neredeyse tüm fuarlara katılıyoruz. Adaylarımız kimler, ne üretiyor şeklinde hediye kutusu gibi kutular oluşturduk. Gittiğimiz tüm fuarlarda hepsinin dahil olduğu büyük masalarımız olacak. Bakliyatçısı, fındıkçısı, fıstıkçısı da burada İHBİR’in masası olarak bulunacak. B2B dediğimiz şey de zaten budur. Stantlarımız açık olacak. Kim ne satıyorsa, kim ne almak istiyorsa gelip görebilecek. “
PANCARDA KOTA KISINTISI DOĞRU DEĞİL
Sektörde yaşanan ham madde sıkıntısına da değinen Taycı, şunları söyledi:
“Ham madde konusunda çok ciddi problemlerimiz var. Yakın tarihe kadar 50 kilogramlık torbasını 300 TL’ye aldığımız şekeri şu anda 700 TL’ye alıyoruz. Pancarda kota kısıntısına gitmek doğru bir şey değil. Pancar aslında çiftçi tarafından en sevilen ürünlerden bir tanesiydi. İlave teşvikleri vardı ancak kotalar daraltılınca, üstüne bir de alım fiyatı garantisi verilmeyince üretici farklı ürünlere yöneldi. Dolayısıyla şekerde içinde bulunduğumuz dönemde pancar rekoltesi bir önceki döneme göre daha düşük. Ancak son verilmiş olan 1000 TL’lik alım garantisi çiftçiye bir nebze nefes aldıracak. Bu nedenle 10’uncu ayın hasatlarının iyi geleceğini tahmin ediyoruz.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.