ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Türkiye’nin enflasyon dinamiklerini etkileyen politika ve dış etkiler kaynaklı faktörlerin Mart ayında ağırlığını artırarak etkisini sürdürmesini, bu kapsamda da yıllık enflasyon artışının ivme kazanmasını bekliyoruz. 20 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla karşı karşıya olan Türkiye ekonomisi, 2021’in sonlarında başlayan kur artışları ve bunun tetiklediği fiyat artışlarıyla olgusuyla test edilmektedir. Bu faktörlere güncel olarak Ukrayna savaşının getirdiği etkenlerle emtia fiyatlarının daha da yukarı itilmesi eklendiğine göre, maliyetler ve buna bağlı olarak nihai fiyatlar etkilenmeye devam edecek.
Bu kapsamda, Mart ayında yıllık enflasyon oranının %59’a doğru yükselmesini bekliyoruz. Bu oran, güncel enflasyonun Merkez bankasının orta vadede hedeflediği %5 oranının neredeyse 12 katına tekabül edecektir. Dönemsel olarak ise Mart enflasyonunun %4 oranında gerçekleşmesini öngörüyoruz. Türkiye’de tüketici fiyat enflasyonu Şubat’ta %54,4 ile 2002’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış ve gösterge politika faizinin tam 40 puan üzerinde gerçekleşmişti. Enflasyon artışı devam edeceğine göre, gösterge politika faizi ile aradaki marj daha da açılacak ve muhtemelen 45 puan veya daha üzerinde olacaktır.
Manşet enflasyon, TCMB politika faizi ve enflasyon hedefi karşılaştırması.. (Kaynak: Bloomberg, TCMB, TÜİK)
Mart ayından sonraki düzlemde de enflasyonu besleyecek güncel fiyat faktörleri ve zam etkisini hesap etmek gerekir. Enflasyon oranının %60’a dayandığı bir ortamda, ham fiyatın beslendiği maliyet koşulları ortadan kaldırılamadığı sürece tüketim üzerinden alınan vergilerdeki indirimlerin kayda değer bir etkisi olmayacağını düşünüyoruz. Küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki artışın zam etkisi ise Nisan’dan itibaren hem birincil etki, hem de yayılım etkisi üzerinden görülecektir.
Botaş, 1 Nisan’dan itibaren hanehalkı doğalgaz fiyatlarını %35 oranında artırdı. Enflasyon sepeti içinde konut ana grubunda yer alan doğalgaz ücretinin ağırlığı %1,55. Bu ağırlıklandırma üzerinden %35’lik zammın katkısı hesaplandığında enflasyon oranına 0,5 puanlık bir yukarı doğru etki geleceği görülmektedir. Ayrıca, elektrik üretimi için kullanılan doğalgaz fiyatlarına %44,3 zam, sanayiler için doğalgaz fiyatlarına %50 zam yapıldı. Sanayi doğalgaz zammının yayılma etkisini düşünürsek, üretilen hemen hemen tüm mallar için önümüzdeki aylarda çok daha yüksek bir etki göreceğiz.
Enflasyonda 20 yılın zirvesinin görülmesine rağmen, Merkez bankasının buna bir politika yanıtı vermesi pek olası değil. Hükümetin ekonomi perspektifi ekonomik büyümeyi destekleyici bir şekilde düşük faiz oranları uygulanmasından yana olmakla birlikte, Merkez bankasının enflasyondaki varsayımlarının ise “jeopolitik risklere bağlı geçici olgulara” bağlı olduğunu görüyoruz. Bu da, önümüzdeki birkaç ayda Merkez bankasının ana politika faiz oranında bir artış olması ihtimalini devreden çıkartıyor. Buna karşılık, finansal piyasa kaynaklı risk faktörlerinin Rusya savaşı, negatif reel faiz ve Fed faiz artışları nezdinde artacağını değerlendiriyoruz. Bu noktada kur korumalı mevduat ürününün stabilizasyonu sağlamadaki etkisinin yetersiz kalması durumunda kamu maliyesi ve emisyon üzerinden enflasyon yaratma ihtimali bulunmaktadır.
Sonuç olarak; Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve emtia fiyatlarının yükselmesiyle enflasyon Mart’ta daha da yükselecek. Mart’tan sonra da birikimli maliyet etkisi ve kurda ileriye dönük beklentilerin enflasyon görünümünü aşındırması ihtimali bulunmaktadır. Tahmin ufkumuz, enflasyonda gelinen seviyelerin veya daha üzerinin yılın son aylarına kadar devam edeceği şeklindedir. Başta kur olmak üzere, enflasyon konusunda maliyet kanalından gelecek etkilerin baz etkisini elemine etmemesi durumunda ise, yıl sonunda patika biraz düzleşebilir ve yıllık oranda gerileme görebiliriz. Biz yılsonunda enflasyonun %50 bandına yakın seviyelerde olmasını bekliyoruz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.