ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >>  10 yıllık ABD Hazine tahvil getirileri %2,5 seviyesinin üzerine, son üç yılın zirvesine doğru bir performans göstermektedir. Bu hareketin altında yatan perspektifte Fed’in parasal sıkılaşmada, enflasyonla mücadele altında daha da fazla sertleşebileceği ve faiz artırımlarının önceden öngörülen patikaya göre daha keskin şekilde gerçekleştirilebileceği beklentileri yatmaktadır.

Powell’ın enflasyonun yüksekliğine ve risklerine ilişkin ifadeleri, ortaya çıkan belirsiz durumla da birleştiğinde Fed’in bir sonraki faiz artırımının 50 baz puan oranında olması ihtimalini artırmaktadır. Emtia ve enerjinin yarattığı maliyet enflasyonunun, tüketici davranışlarını bozarak aslında müdahale edilebilecek bir talep enflasyonu yaratma ihtimali Merkez bankalarının sert bir duruş benimsemelerine neden olmaktadır. Merkez bankaları, enflasyon beklentilerini kontrol altına alarak jeopolitik risk etkisi dışındaki olguları arzulanan patikada tutmayı istemektedir. Ancak şu anda yapılan faiz artışları bile, reel faizleri ekside tutmaktadır. Merkez bankalarının enflasyonu yakalayabilmek için sıkılaşmada aşırıya kaçarak ekonomideki hareketliliği ve yatırım eğilimini boğmasından endişe edilmektedir. Fed ve diğer birkaç faiz artıran merkez bankasının hareket potansiyelinin risklerini de bu olgu üzerinden analiz etmek gerekmektedir.

Fed OIS ima edilen politika oranı karşılaştırma tablosu… Kaynak: Bloomberg

Politika yaratımında en çok zorlayan etmen, savaş koşullarının ne kadar süreceğinin bilinmemesi ve bunun ekonomik etkilerinin katsayı bazında tam olarak ortaya dökülememesidir. Tahvil getiri eğrileri, politikalardaki hata payının artmasından dolayı mevcut olguları kısa vadeli faizlerin hareketine yansıtmış ve getiri eğrisi yataylaşması tarihsel resesyon sinyallerine referans verir bir noktaya gelmiştir.

Fed’in bu yılı toplamda 7 faiz artışıyla, gelecek yılı da 4 faiz artışıyla geçmesi bekleniyor. Bazı faiz artışlarının 50 baz puan olma olasılığı, Fed’in uzun dönemde öngördüğü terminal orana doğru daha hızlı hareket etmesi anlamına gelecektir. Yeterince agresif bir patika gibi görünüyor. Mayıs toplantısındaki rehberlik bu noktada önemli olacak, çünkü piyasa şimdi hemen hemen 50 baz puan faiz artışını öne çıkartmış durumda. Mevcut patikayı hızlandırıp hızlandırmayacağı ve Fed’in enflasyon eğrisini yakalama konusunda ne kadar endişeli olacağını anlamak gerekiyor. Reel faizlerin ekside kalması, faiz artışlarının efektifliğini sınırlayan bir olgu ve bu da aslında faiz artışlarının ve buna bağlı olarak tahvil getirilerinin daha yukarı gidebileceğine işaret ediyor.

Fed fonlama oranı projeksiyonu 2022 için %1,9, 2023 ve 24 için %2,8 ve daha uzun dönem için %2,4 oranında. Fed’in enflasyon tahminine baktığımızda ise 2022’de PCE’nin %4,3 seviyesinde olması tahmin ediliyor. Bu öngörü Aralık FOMC’sinde yayınlanan SEP’de %2,6 seviyesindeydi. Fed, enflasyonu 3 ay önceye göre neredeyse iki kat daha yukarıda görüyor. Bu patika tabii mevcut şartlar devam ederse söz konusu olacak, ancak Ukrayna – Rusya krizine bağlı savaş koşulları devam eder ve ağır yaptırımları oluşturduğu koşullar nedeniyle arz sorunları çözülemezse ve daha derinleşirse daha yüksek patika da söz konusu olabilir. Bu aşamada da enflasyonun yıl sonunda %4,5 seviyesinde olması bile iyimser bir tahmin olarak kalabilir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın