ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Türkiye’de Ocak ayında cari işlemler dengesi, yüksek enerji fiyatlarının ithalatı artırmasıyla 2017’den bu yana en büyük açığı verdi. Aylık bazda 7,11 milyar dolar olarak açıklanan cari açık rakamı 7,3 milyar dolar açık olan piyasa beklentisine yakın gerçekleşmiştir. Cari denge açığı, aylık dönemde ise geçen yılın Ocak ayındaki 1,78 milyar USD olan açığa kıyasla artmıştır. 12 aylık bazda ise cari açık 20,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Cari işlemler hesabında en belirleyici unsurlara baktığımız zaman; Mal ticaretindeki açık geçen yılki 1,91 milyar dolardan 8,33 milyar dolara yükseldi. Hizmetler, turizm gelirindeki 1,5 milyar dolarlık artışın etkisiyle 1,63 milyar dolar fazla verdi. Salgının etkileri azaldıktan sonraki ihracat katkısının artması ve altın ithalatının olumsuz etkilerinin hafiflemesi ile daha olumlu bir dış ticaret açığı görüntüsü varken, Ocak ve Şubat aylarına ilişkin enerji ithalatı görüntüsünün buradaki tabloyu bozduğu görülmektedir. Jeopolitik risklerin sert etkilerinin enerji faturası üzerindeki etkileri cari açığı artırma noktasında yansıma göstermekte ve ilerleyen dönemlerde de petrol fiyatlarının seyrine bağlı olarak bu etkilerin geçerli olması beklenebilir. Cari dengede, Ocak ayındaki enerji kaynaklı olumsuz resmin Şubat ayı öncü dış ticaret verilerinin ortaya koyduğu ve Mart ayından itibaren de Rusya krizi etkenli olarak devamlılık arz edeceğini düşünüyoruz.
Finansman tarafında doğrudan yatırım kaynaklı net girişler Ocak ayında 516 milyon dolar olarak gerçekleşirken, portföy tarafında risk iştahındaki bozulma çerçevesinde 766 milyon dolar net çıkış olduğu görülmektedir. Hisse senetlerinde net satış 352 milyon dolar olurken, borçlanma araçlarında ise 98 milyon dolarlık net satış yapılmıştır. Resmi rezervler yüksek cari açığın kaliteli finansmanla çevrilmesi yetisi azaldığından dolayı 942 milyon dolar azaldı. Net hata ve noksan veya kaynağı bilinmeyen sermaye hareketleri, aylık 245 milyon dolarlık bir giriş gösterdi.
Cari işlemler dengesi… Kaynak: TCMB, Bloomberg
Salgın sonrası dönemdeki toparlanma ve cari denge profilindeki iyileşmenin de ana hatlarını oluşturan ihracat ve turizm gelirleri katkısının ilerleyen aylarda içinde bulunduğumuz koşullardan dolayı bozulacağını düşünüyoruz. TL’deki değer kaybı her ne kadar tüketim bazlı ithalat hacmi üzerinde azaltıcı etkide bulunsa ve altın ithalatı da 2021’den sonra ortalama altı seviyelere düşse de, savaş durumu nedeniyle petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş enerji faturasını artıracaktır ve bunun ağırlıklı etkisini de Mart ayından sonraki dönemde gözlemleyeceğiz. Ocak ve Şubat aylarına ilişkin olarak TÜİK nihai verileri ve Ticaret Bakanlığı öncü verilerini birleştirerek incelediğimizde, dış ticaret açığının 2 aylık dönemde 18,4 milyar dolar olarak gerçekleştiği ve enerjiden kaynaklı açığın 2 aylık dönemde 15,2 milyar dolar olduğu görülmektedir. Enerji maliyetlerinin yüksek seyretmesi, sırf bu kalemden kaynaklı olarak cari denge beklentilerinde ciddi bir revizyon gerektirebilir. Eğer kriz yaz aylarına doğru çözülmezse turizmden kaynaklı gelirlerin azalma etkisi de hizmetler dengesi katkısını azaltacak ve cari dengenin iyileşmesine yardımcı olmayacaktır. İhracatta ise sadece Rusya kaynaklı etkileri değil, aynı zamanda krizden etkilenme potansiyeli yüksek Avrupa ekonomileri ve küresel yavaşlama itibariyle dış talep olumsuz etkilenebilir ve buradan gelen katkı özellikle 2Ç22 sonrası dönemde ciddi azalma gösterebilir.
Merkez Bankası, para politikası perspektifinde ihracat artışı sağlamak ve cari dengede fazlaya geçmek, büyümeyi desteklemek amaçlı bir strateji belirlemektedir. Bu nedenle faiz oranlarını düşük tutma konusundaki stratejiyi benimserken, ekonomi yönetimi ise kredi kanallarını desteklemek ve büyüme ivmesini artırmak için gevşek bir maliye politikası zemini izlemektedir. 17 Mart’ta gerçekleştirilecek olan faiz belirleme toplantısında bir değişiklik olmasını beklemiyoruz. Biz bu uygulanan politikanın ciddi bir değerlendirme sürecine tabi olması gerektiğini düşünürüz. Çünkü Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı konusunda güvendiği 2022 cari fazla verme hedefinin oluşan dengeler itibariyle sağlanamayacağını tahmin ediyoruz. Yıllık bazda baktığımızda cari açık/GSYH oranı büyük ihtimalle 2020 seviyelerine doğru gerçekleşme eğiliminde olacaktır.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.