ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> 

Savaş koşulları… Ukrayna krizi ile beraber her türlü emtianın yükseliş hareketini gözlemliyoruz. Enerji açığı riskleri kaynaklı olarak petrol, gıda üretimi açığı açısından buğday ve elbette riskli pozisyonların korunması amacıyla da altın.. Bu noktada, hareketin genel itibariyle savaş koşullarından ve değerli metaller özelinde de enflasyon koşullarından kaynaklandığı düşünülebilir. Geniş düzlemde ise, riskten kaçış modunda veya rotasyon hareketlerindeki dinamikleri sürdürülebilirlik açısından ele almak gerek.

Finansal piyasalar, sektörel rotasyon… Değişen algı ile beraber büyüme odaklı hisse senetlerinin üzerinde bazı riskler birikti. Rusya ile olan direkt operasyonel durum, emtia fiyatlarındaki yükselişin üretim maliyetlerini artıracak olması, genel enflasyonist koşullardan dolayı faizlerin artacağının düşünülmesi gibi finans ve finans dışı faktörler var. Yaptırımlar, kredi piyasalarını da etkileyecek elbette.. Bu da bir anlamda Fed’e bağlı koşulları, faiz artırımları 7 değil 4 olsa da bir anlamda devreden çıkaracak veya eski önemini yitirmesine neden olacak. Çünkü, yatırım faaliyetleri ve buna bağlı olarak kredi mekanizması değişen ekonomik algıdan ve yüklenilen riskten etkilenecektir. Oluşan durumda kazanç nerede diye soracak olursak, devreye savunma sanayii giriyor. Avrupa’nın Rusya tehdidi nedeniyle savunma harcamalarını artırması çok uluslu savunma şirketleri için kazanç anlamına geliyor elbette. Rusya’dan kaynaklı ortaya çıkacak enerji arzı açığında ise şu anda global üretim için kaya gazı ve petrolü stratejik bir önem kazanmış durumda.

Bir başka önemli fırsat ise, yenilenebilir enerji grubunda olacaktır. Dünyada çabuk değişen siyasi dengeler ve ambargo etkisi Rusya enerjisine olan bağımlılığın da azaltılmasına yönelik strateji planlamasını beraberinde getirecek elbette. Dolayısıyla, Covid sonrasında nasıl çevresel ve epidemik endişeler transformasyonda etkili oluyorsa, şimdi de savaş ekonomisi nedeniyle gelişmiş dünyanın çevreci enerji teknolojisine yatırımlarını ağırlıklandıracağı bir dünya göreceğiz. Temiz enerjiye dönüşümde artık ESG kriterlerinin de ötesine geçen bir durum olacak. Güneş enerjisi, elektrikli araç teknolojisi gibi yatırımlar ciddi büyüme kaydedecek.

sg2022030643519

Son 1 aylık S&P/TSX Yenilenebilir Enerji ve Temiz Teknoloji Endeksi ile S&P 500 karşılaştırması (Faktör 100’e göre normalleştirilmiş)… Kaynak: Bloomberg

Sonuç? Riskin kalıcı olup olmaması nasıl savaş koşullarına bağlıysa, enstrümanların fiyat makaslarında da mevcut riskin algılanış şeklini ele almak gerekecek. Ancak kısa vadeli yaklaşımdan, uzun vadeli yaklaşıma geçtiğiniz zaman sektörel trendlerin evrimini doğru analiz etmek gerekiyor. Covid nasıl teknolojiyi ve dijitalleşmeyi öne çıkardıysa, aynı evrim şimdi enerji kullanımındaki kaynak dağılımı üzerinden dönüyor. Alternatif kaynaklar ve artık fosil yakıttan kurtulma gereksiniminde ESG’den başka faktörlerin devreye alınacak olması yatırımlarda da algı değişimi anlamına gelecektir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın