ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Merkez Bankası’nın açıkladığı Şubat ayı reel kesim güven endeksi verilerinde eşik seviye ve pandemi seviyesi üzerinde kalma eğiliminin devam ettiğini gözlemliyoruz. RKGE, Şubat ayında 0,3 puan artış ile 109,8 seviyesine yükselirken; mevsimsellikten arındırılmış RKGE ise 2 puan azalış ile beraber 109,9 seviyesine gelmiştir.

Bu dönemde imalat sanayi kapasite kullanım oranı, 1 puan azalış ile %76,6 olurken; mevsimsellikten arındırılmış KKO ise %77,2 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Reel Kesim Güven Endeksi (Ham Veri ve Arındırılmış Veri) Kaynak: TCMB, Bloomberg

Endeksi oluşturan anket sorularının yayılım endeksleri incelendiğinde, önümüzdeki üç aydaki üretim hacminin, önümüzdeki üç aydaki ihracat sipariş tutarının, sabit sermaye yatırım harcamalarının ve önümüzdeki üç aydaki toplam istihdam endeksinin toplam üzerindeki değerlendirmeleri yukarı yönlü etkilediği görülmektedir. Son üç aydaki toplam sipariş tutarı, toplam cari sipariş tutarı endeksi, genel eğilime ve mevcut mamul stoğuna ilişkin değerlendirmeler ise endeksi aşağı yönlü etkiledi.

Büyüme odaklı maliye politikalarının ekseninde finansal gevşemeye ilişkin beklentiler etkili olmayı sürdürmektedir. Bu kapsamda, genel anlamda bireysellerin alım gücü açısından enflasyon ve reel ücret artışları gibi faktörler halen merkezdedir, bununla bağlantılı olarak önceki döviz kuru hareketlerinin birikimli etkisi halen sektörel aktivite üzerinden güven endeksi göstergelerinde görülmektedir. İlerleyen dönemde de kredi genişlemesi ile beraber faiz oranlarının düşük tutulmak istenmesi, enflasyon ortamında fiyat ve maliyet değişkenliğine ilişkin belirsizlikler yaratabilir.

Büyüme tarafında dış talep destekleyici olmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, Euro Bölgesi’ndeki sanayi aktivitesi açısından son dönemlerde jeopolitik risklerle açığa çıkan enerji arz sorunu önemli bir yer tutmaktadır. Dış talep ekseninde belirleyici konumu olan Euro Bölgesi’nin öncü büyüme göstergelerinden flaş PMI’ların imalat sektörü tarafında kısmi yavaşlama etkilerinin derinleşip derinleşmeyeceğine bakacağız. Genel ekonomik aktivite ise halen dış talebi güçlü tutan bir konumda olmayı sürdürmektedir. Rusya kaynaklı sorunların enerji arzı ve içeride de sanayi sektörünün direkt güç gereksinimi üzerinden etkilerini gözlemleyeceğiz.

Sürdürülebilir büyüme efekti açısından halen yatırım etkisini önemsiyoruz. Bu nedenle, firmaların üretim kapasitesi ve istihdama ilişkin eğilimlerinde makro ortamın stabil ve öngörülebilir kapsamda kalması gerekmektedir. İmalat sektörü aktivitesi, Ocak ayında PMI verilerinin gösterdiği üzere eşik değer üzerinde büyüme bölgesinde kalmakla beraber 52,1’den 50,5’e momentum kaybına işaret etmişti. Kısmi azalma etkisini Şubat ayı öncü göstergelerinde de gözlemleyebiliriz.

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı… Kaynak: TCMB, Bloomberg

Büyüme açısından, 2021 yılını %10,8 gibi güçlü bir momentum ile kapattığımızı hesap ediyoruz. 2022 yılına dair ise, küresel tedarik ağı, jeopolitik riskler ve makroekonomik gelişmeler çerçevesinde daha temkinliyiz ve %4 bandında normalize olabilecek bir büyüme patikasında aşağı yönlü risk değerlendirmesinde bulunuyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın