ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> Merkez Bankası, Resmi gazetede yayınlanan kararnameye göre Yuvam hesapları olarak bilinen ‘Yerli Türk Vatandaşları için Mevduat ve Katılım Programı’nın kapsamını genişletti. Buna göre;
· Hesaplar, döviz rezervlerini artırmak amacıyla yurt dışı yerleşiklerin döviz birikimlerini Türk bankalarındaki lira hesaplarına aktarmaktadır.
· Kararname, hesapların kapsamını yurt dışında yerleşik olmayanların sahip olduğu veya ortak olduğu şirketlere genişletiyor.
· Merkez Bankası, bankanın YUVAM hesabına uygulayacağı azami faiz oranını belirlemeye yetkilidir.
· YUVAM hesabı açabilecek kişilerin döviz tevdiat hesabı ve döviz katılma fonu hesap bakiyeleri, hesap sahibinin talebi üzerine kur üzerinden Türk Lirası’na çevrilir ve YUVAM hesabı açılır.
Kur korumalı mevduat şu anda döviz tevdiat hesaplarına yönelimi durdurdu, hatta bir miktar bozulmayı da beraberinde getirdi. Bu bakımdan, Aralık sonundan itibaren ürünün ilk devreye alınması ve yeni uygulamalarla kapsamının genişletilmesi kurlardaki dengeye belli oranda katkıda bulunuyor. Kurlarda stabilitenin sağlanması noktasında ana stratejinin para politikası uygulamasından değil, KKM ve liralaşma stratejisinden yürütüldüğü görülmektedir. Bu amaçla, ürün devreye alındıktan sonra kapsam genişlemesi çerçevesinde şirketler, biraz da vergi avantajıyla işin içine dahil edildiğinde bu mevduata yönelimler arttı.
Önümüzdeki süreçte gerek bireyler, gerekse de şirketler KKM ürününden çıkış uygulandığında tekrar döviz alımına yönelebilir. Bu da, mevduat tipine ilişkin uygulama son bulduğunda şu anda olanın tam tersi bir etki yaratma riski oluşturmaktadır. Kur, KKM ürünü ve biraz da ilerleyen aylarda turizmin cari dengeye olumlu katkısıyla dengeli kalabilir görünüyor. Yine de, daha uzun vadede TL’nin değerinin korunması noktasında çok güçlü bir etki yaratamayabilir. Para politikası sıkı değil ve negatif reel faiz TL cinsinden tasarruf tutma eğilimlerini sınırlıyor. Bu durum kura olumsuz şekilde baskı kurabilir. Diğer taraftan, KKM ürününe ilişkin olarak Hazine kur getirisini garanti altına almış olduğundan, kur artışlarında kamu maliyesi yükü oluşacaktır. Kurlarda, ihracatçı karlılığı ve rekabetçi kur söylemleri çerçevesinde ise sürekli bir düşüş etkisinden ziyade düşük oynaklık olgusuna ağırlık verildiğini değerlendiriyoruz.
Enflasyon oldukça yüksek ve %100’e yakınsayan ÜFE buradaki maliyet yükleniminin halen çok yüksek olmasına neden oluyor. Getirilerin enflasyonun bir hayli altında kaldığı bir ekonomide, kurlardaki dengenin yan enstrümanlarla sürdürülmesinin uzun süreli bir strateji olmayacağını ve asıl olgunun enflasyonun düşürülmesi ve para politikasının sıkılaştırılması yönünden geçtiğini düşünürüz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.