ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> TCMB Şubat Piyasa Katılımcıları Anketi’nde cari yılsonu enflasyon beklentisi %34,06 olmuştur. Kısa dönemli enflasyon beklentilerine baktığımızda; Şubat ayı enflasyonu %4,22, Mart ayı enflasyonu %2,81 ve Nisan ayı enflasyonu ise %2,62 beklenmektedir. Enflasyon söz konusu aylarda beklentilere paralel bir şekilde artarsa Şubat, Mart ve Nisan aylarında yıllık enflasyon da sırasıyla %53,57, %56,21 ve %57,65 olarak gerçekleşecektir.

Bizim enflasyon beklentimiz sene sonu için %39,9 seviyesinde, piyasanın genel beklentisinden ve Merkez bankasının varsayımlarından daha yüksektir. Yüksek enflasyon sürecinde, kur haricinde de besleyici faktörler olduğunu düşünecek olursak belli bir dönem bu etkiyi yaşayacağız görünüyor. Bunun yanı sıra Fed’in faiz artırımları nedeniyle TL’de yeniden değer kaybı beklentisi ortaya çıkarsa, kur etkisi enflasyonu yeniden yukarıya çekebilir. Enflasyonu etkileyen birçok maliyet unsuru var. Emtia fiyatları, talep koşulları, ücretler, yönetilen yönlendirilen fiyatlar, gıdada tarımsal üretimin yarattığı enflasyonist dinamikler gibi birçok risk faktörünü izliyoruz. Yılın yaz aylarına kadar olan sürecinde enflasyonda artışın devam etmesini, ardından bir süre yüksek seyrettikten sonra yılın son ayında önemli bir baz etkisiyle bir miktar düşmesini bekleriz. 2023 yılının başlarında da bu yılın Ocak, Şubat, Mart aylarından gelecek baz etkisi yıllık enflasyon oranlarının aşağı çekilmesine yardımcı olacaktır.

12 ve 24 ay sonrasına ilişkin ortalama enflasyon tahminlerine göre, enflasyonun sırasıyla %24,83 ve %15,42 seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin ortalaması böylece %20,1 olmuştur. 

Yıllık TÜFE beklentilerindeki gelişmeler… Kaynak: TCMB

Repo ve Ters Repo Pazarı’nda oluşan faiz oranı beklentileri ay sonu için %14,19 olmuştur. Piyasa, Merkez Bankası’nın politika faizi olan 1 haftalık repo faiz oranını ise cari ay ve 3, 12, 24 ay sonrası beklentileri sırasıyla %14, 14, 15,19 ve 14,38 olarak öngörmektedir.

Önümüzdeki hafta PPK toplantısında herhangi bir faiz aksiyonu beklemiyoruz. Yeni ekonomi perspektifi noktasında, Merkez bankasının enflasyon önceliklendirmesinden ziyade ekonomi yönetimi hedeflerine odaklandığını gözlemliyoruz. Bu noktada da, para politikasını kullanmadan enflasyonu orta vadede gelişmiş ülkeler seviyesine indirme yönünde mali politikaya daha çok rol yüklenmiş durumda. Burada da ekonomik dönüşüme güvenilmekte. Bu süreçte, döviz kurları kaynaklı ekonomik şokların indirgenmesinde kur korumalı mevduat hesabının merkezde olacağını görüyoruz, Aralık ayından sonra sağlanan stabilite şu anda olumlu. Dolayısıyla, zaman kazandırıcı bir etki olduğundan bahsedebiliriz. Ancak enflasyon yükseldikçe ya da düşüşü yavaşladıkça, bu uygulamayı sürdürmek de zorlaşacaktır. Negatif reel faizin döviz talebini canlandırması, düşük tutulan faizlerin genel talep üzerinden enflasyon ısındırması ve bunun kur hareketleri ve fiyat beklentileri üzerinde etkili olması ihtimali bulunmaktadır. Piyasa katılımcılarının daha ileri dönem politika faizi beklentileri biraz ikilemde kalmış görünüyor. Çünkü halen 12 ay sonrasına ilişkin politika faizi beklentileri, şu andakinin üzerinde. Ancak piyasa Ocak anketinde 12 ay sonrasında %16,33 politika faizi bekliyordu. Ekonomi yönetiminin büyüme hedefleri, bu kapsamda hiçbir şekilde faiz artırmayacağı şeklindeki yönlendirmeleri bunda etkili olmuştur. Belirttiğimiz düşük faizden kaynaklı makro dalgalanma risklerinin Merkez bankasını piyasa üzerinden zorlayabilecek olması ve bu kapsamda KKM gibi uygulamaların uzun süreli olmayacağı ve kalktıktan sonra döviz talebini geri getirebilecek olması gibi etkenler ilerleyen dönem politika faizinin şimdikinden daha yüksek öngörülmesine neden olmaktadır. 

Büyüme beklentilerinde değişiklik görülmemektedir. GSYH beklentisinin %3,7 olarak kalmıştır. 2023 öngörüsü ise Şubat anket döneminde %4,2 büyüme oldu.2022 yılında döviz kurundaki gelişmeler, küresel arz sıkıntısının neden olduğu ekonomik yavaşlama, Omicron varyantının özellikle ihracat ortaklarımızda yaratabileceği sorunlar gibi faktörleri ele alacağız. Büyüme odaklı politikaların da uygulanmasında kredi koşullarının kolaylaştırılması, artı olarak geniş mali politika zemini gibi uygulamaların devamını beklemekteyiz. Büyümenin bu yıl %4 bandına doğru normalleşmesini ve 2023 yılında da %4 oranında gerçekleşmesini bekliyoruz.

Döviz kuru beklentileri 2022 yılsonu için 16,04 olmuştur. 12 ay sonrasına ilişkin kur beklentilerinin ise 16,62 olduğunu görüyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın