Pandemide şirketlerin giderek artan maliyetleri 2. el raf sistemleri pazarına talebi artırdı. Ömrünü tamamlayan metal ve çelik raflar, diğer atıklarla geri dönüşüm tesislerinde eritilmek yerine mühendislik gücüyle yeniden kullanılmak üzere müşterinin talebine uygun olarak hazırlanıyor. Sıfırdan raf üretiminden çok daha hızlı ve uygun maliyetlerle geri kazanılan raflar, şirketlere maliyet tasarrufu ve esneklik getiriyor.
Türkiye’de giderek artan üretim ve sanayi faaliyetleriyle oluşan atık miktarı da artıyor. TÜİK’in yayınladığı güncel istatistiklere göre, imalat sanayi ve maden işletmeleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri, sağlık kuruluşları ve hanelerde yaklaşık 105 milyon ton seviyesinde atık oluştu. İşlenerek geri dönüştürülme oranlarında %22 artış yaşanırken, atıkların %20,5’ini metal, kâğıt, plastik ve evsel atıkların yer aldığı grup oluşturdu. 2. el raf sistemleri pazarının hammaddesi metal ve çelik raflar, diğer atıklarla eritilmek yerine mühendislik gücüyle çevreye zarar vermeden yeniden şekillendirilerek üretime kazandırılıyor.
Metal ve çelikten üretilen raf sistemlerinin geri dönüşüm tesislerinde diğer atıklarla eritilmesinin ciddi bir maliyet ve çevre kirliliği yarattığına dikkat çeken Zem Raf Kurucusu ve Genel Müdürü Emre Akmeşe, “2. el raf sistemlerinin tesislerde eritilmesi geri dönüşüm sağlasa da pazar odaklı hammadde statüsünü ortadan kaldırıyor. Zem Raf olarak yılda 5 bin tondan fazla çeliği geri kazandırarak 2. el raf sektörünün altyapısını oluşturduk. Sağlam ve güvenilir bir yapıyla, sıfırdan üretimden çok daha hızlı ve uygun maliyetler sunuyoruz. Atık statüsünde değerlendirilen raflar, şirketlerin maliyetlerini azaltırken esneklik getiriyor. Pandemiyle geçen 2021 yılı giderek artan maliyetlerden dolayı şirketleri 2. el raf pazarına yönlendirdi. Taleplere daha hızlı yanıt vermek için makine yatırımımızı ve dijitalleşme adımlarımızı artırdık” dedi.
Çevresel sürdürülebilirliği destekliyor
Geri kazanım faaliyetlerinin karbon ayak izinin azaltılması açısından önemine değinen Zem Raf Kurucusu ve Genel Müdürü Emre Akmeşe, ”Hammaddenin çıkarılması, taşınması, işlenmesi, üretimi ve dağıtımı gibi aşamaların tümünde ortaya çıkan sera gazı sürdürülebilir çevre açısından büyük tehlike oluşturuyor. Yapılan araştırmalar bir teneke kutu yapmak için geri dönüştürülmüş alüminyum kullanmanın sıfırdan teneke üretmekten %95 daha az sera gazı yaydığını gösteriyor. Sıfırdan bir ton alüminyum üretmek, geri dönüşüm yoluyla elde edilen alüminyum üretimine kıyasla 17 ton daha fazla sera gazı oluşturuyor. Küresel ısınmayı 2˚C’nin altında sınırlayan bir senaryo kapsamında, önümüzdeki 20 yıl içinde dünyada 360 milyon ton alüminyum, 90 milyon ton bakır ve 30 milyon ton nikele daha ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor. Bu açıdan değerlendirdiğimizde geri kazanım faaliyetleriyle çevresel sürdürülebilirliği destekleyerek ülkemizin karbon ayak izinin azaltılması hedeflerine hizmet ediyoruz” diye ifade etti.
Doğada dönüşüm izi dahi bırakmıyor
Geri dönüşüm tesislerine gönderilmek üzere depolardaki kullanılmayan rafları yeniden şekillendirerek katma değerli bir ürün haline getirdiklerine değinen Emre Akmeşe, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu: “3 yıldır sürdürdüğümüz faaliyetler kapsamında şirketlerin kullanılmış raf sistemlerini ihale yoluyla satın alarak üretime kazandırıyoruz. Çevre odaklı yaklaşımımızla doğada dönüşüm izi dahi bırakmadan rafları tamir ediyor, yeniden tasarlıyor ya da yeniliyoruz. Böylece ömrünü tamamlayan raflar çevreye zarar vermek yerine uzun yıllar daha kullanılabiliyor. Geri kazanım sürecinde ihtiyaçlara odaklandığımız için şirketleri sıfır raflara kıyasla en uygun çözümlerle buluşturuyoruz. Mühendislik gücümüzü kullanarak detaylı keşif ve ekspertiz, demontaj, projelendirme, bakım-onarım ve revizyon, üretim ve montaj aşamalarından geçirdiğimiz ürünleri Türkiye’de ve uluslararası pazarlarda satışa sunuyoruz” dedi.
Artan talepler %100 büyüme getirdi
2021’de şirketlerin giderek artan taleplerinin %100 büyümeyi de beraberinde getirdiğini söyleyen Emre Akmeşe,”2. el raf pazarının kurucusu olarak 4 kişiyle başlayan yolculuğumuzda 45’i aşan çalışan gücüne ulaşarak sektördeki lider pozisyonumuzu koruduk. 9 bin metrekarelik tesisimizde dönüştürdüğümüz ürünlerimizle ihracat ağımızı da genişlettik. 2021, dijital dönüşümümüzün %80’ini tamamladığımız bir yıl oldu. İleri teknolojiler kullanarak makine parkurumuzu ve lojistik ağımızı geliştirerek online pazarlara yönelik projelerimizi olgunlaştırdık. 2022’de ciromuzun en az %30’unu ihracattan sağlamayı, katılacağımız yurt dışı fuarlardan yeni anlaşmalarla dönmeyi planlıyoruz. Makine yatırımlarımızı ve üretim kapasitemizi artırmak da uzun vadeli yatırım hedeflerimiz arasında yer alıyor” diye ifade etti.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.