ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ >> ISM imalat endeksinin Ocak ayında 58,7’den 57,6’ya düşüş gösterdi. İmalat sektörü etkinliği güçlü kalmayı sürdürürken, bir miktar momentum kaybı var. Bunda özellikle, fiyat bileşenlerini de etkileyen tedarik sıkıntılarının kısmi rahatlamaya rağmen tam çözülmemesinin de etkisi var. Öte yandan, Aralık’ta düşmüş olan petrol fiyatlarının Ocak ayında yeniden yükselmesi enflasyonist baskıları yenileyici bir potansiyel taşıyor. Özellikle emtia fiyatlarının yol açtığı enerji maliyetleri üzerinden üretim bandının fiyat baskılarına maruz kalması etkisini bu konjonktürde görebiliriz. Diğer yandan Omicron varyantının etkilerinin çok sınırlı kalması, faaliyet gücü açısından olumlu.
Alt kalemlere bakacak olursak; Üretim bileşenindeki 57,8’e düşüşün ardından mevcut faaliyet zayıflarken, yeni siparişlerdeki 57,9 puana düşüş de talepte bir miktar gerilemeye işaret ediyor. Fiyat baskıları, ham petrol fiyatlarındaki son yükselişlerden etkilenmişe bekliyor. Nitekim fiyat bileşeninde 76,1’e doğru ciddi bir yükseliş var. Tedarik zincirinde kısmi iyileşme gözlemlenen bir ortamda, fiyat etkilerinin yenilenmesi ve enflasyonu zorlaştırması açısından önemli. Ancak şunu da hesaba katmak lazım; tedarik zincirindeki iyileşme kısmi ve yüksek enflasyonist baskıyı bu şartlarda ortadan kaldırmıyor. Pandeminin ötesinde önemli kapasite, lojistik ve işgücü zorlukları da var. Stok büyümesinde ise 53,2’ye yavaşlama var. Stoklarda yavaşlama etkisi, sıkı talep karşısında üretimin yeterince hızlanamadığını göstermekte, bu nedenle üretim üzerinden GSYH büyümesini yavaşlatıcı etkisi olabilir. Yine de etkinin dönemsel olup olmadığına da bakmak gerekiyor. Çin PMI’na benzer bir sayısal yavaşlık, ancak orada genel ekonomik yavaşlama baskısını artıran ekstra faktörler de var.
İstihdam eğilimlerinde ise, bu hafta Ocak tarım dışı istihdamında da konfirme edilirse sıkı işgücü piyasası savına destek verecek pozitiflik sürüyor. İstihdam endeksi 54,5’e artış gösterdi. ABD firmaları Ocak ayında sağlam bir klipte işe almaya devam etti. Ancak işgücü kıtlığı nedeniyle personel maliyetleri artıyor. Cuma tarım dışı istihdamda da benzer ayrıntıları ücretler ekseninde görebiliriz. Sıkı işgücü piyasası ve yüksek ücret enflasyonu Fed’e sıkılaşma konusunda yeterince güçlü nedenler veriyor.
İstihdam bileşeninden JOLTS verisine geçecek olursak; Açık iş sayısı Aralık ayında 10,9 milyon ile çok az değişti. İşe alımlar ve toplam işten ayrılmalar sırasıyla 6,3 milyon ve 5,9 milyona düştü. İstifa oranı %2,9 ile çok az değişti. İşten çıkarmalar ise %0,8 ile çok az değişti. İstifa oranının işten ayrılmalardan daha yüksek olması aslında işgücü piyasasının değişen dinamiklerini de gösteriyor. İşgücü kıtlığında, işçiler daha yüksek ücret beklentisi içerisinde ve enflasyon da burada ateşi körüklüyor. Özellikle pandemide kendi girişimini kuran, emekli olan veya pandemi dönüşünde asıl masa başı işine geri dönmeyi düşünenler istifaların da işgücü piyasası içindeki kendi rotasyonunda etkili oluyor. 16 Ocak tarihli “Makro Perspektif – İnsiyatif Etkenli İş Değişimlerinin İşgücü Piyasası Etkisi” yazımızdan alıntı yapıyorum: “Şirketler mevcut durumda çalışan bulmakta ya yavaşlayacaklar, ya da hızlanmak istiyorlarsa ücret skalasını yukarı çekecekler. En azından reel ücret artışı yaratacak düzeye gelmeleri gerekiyor. Bordrolu işlerin yeterince hızlı artmaması, insanların çalışmadığı anlamına gelmiyor.”
İşgücü piyasasında sıkılık ve enflasyon olgularını bir arada ele alacağız. İstihdamın yeterince enflasyon yaratacak bir hızlanma içinde olması, Fed’in sıkılaşmadan geri adım atmamasını sağlayacaktır. Şu an izlediğimiz olgu, bu sıkılaşma ne kadar agresif olacak? Enflasyonist her türlü veri, agresifleşme beklentilerini artırır. Az agresif verilerde bata tahvil getirileri olmak üzere kısmi rahatlama görürüz. 16 Mart’taki ilk faiz artışına kadar yaklaşım bu parametreler üzerinden dönecektir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.