Hiçbir şeyle birleşmeyen ŞEY gibi yapayalnız hissedenlerin hikayesi… Mehtap Şafak’ın yeni romanı Şey, Feniks Yayınevi’nden çıktı! Romanda, beş farklı karakterin çocukluk travmalarının, erişkinlik dönemine yansımaları ve geçmişleriyle yüzleşme süreçleri anlatılıyor. Şafak’ın üçüncü kitabı; Şey, okuru girdap gibi içine çeken, sorgulayıcı ve sürükleyici bir roman.
Doğu ve batı edebiyatını harmanlayan yazar, “Ahlâksızlar ülkesinde, ahlâklı olmaya çalışanların” hikâyesini, birbirinden ilginç karakterlerin çarpıcı diyalogları ile edebiyat severlerle buluşturuyor.
“Bugünün yangınları çocukluğun kıvılcımıdır” diyen yazar Şafak okura, toplumsal ve bireysel olaylara derinden bakmasınısağlıyor ve çocuklukta yaşanan travmaların yetişkinlikte nasıl su yüzüne çıktığını tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Hissedilen duyguları, yıkımları ve her şeye rağmen umudu; “Şey” kelimesiyle ifade eden Mehtap Şafak, roman karakterleri üzerinden toplumun olay ve olgulara bakışını değerlendiriyor. Şafak, “çocuklara bırakılacak en eşsiz miras, sevgi ve güven” derken; duyguların ‘aile mirası’ olduğuna da dikkat çekiyor.
“Ahlaksızlığa sürüklenen mi sürükleyen mi asıl ahlaksız” dedirtiyor!
Çocukluk döneminden itibaren çarpık iletişim problemleri ve bilinçsiz davranışlarla şekillenen insanlığa vurgu yaparak sağlıklıymış gibi görünen ilişkilerin sorgulandığı romanda; kulağımızın duyduğu, gözümüzün gördüğü her olayın karakterimize nasıl etki ettiğini gizemli, alaylı, hüzünlü ve ustaca bir üslupla anlatıyor yazar. Şey, yeni yüzyılın maskelerini, keyifli cümlelerle izlemek ve kimi zaman da şaşkınlığa kapılarak durup düşünmek için, önce konaklanan sonra yeni bir yolculuğa çıkılan etkileyici bir deneyim sunuyor.
MEHTAP ŞAFAK – Çayıralan’da doğup Frankfurt, Kayseri ve Ankara’da büyüyen Mehtap ŞAFAK, Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi, Anadolu Üniversitesi İşletme ve Halkla İlişkiler eğitimlerini aldı. Henüz okul döneminde çalışmaya başlayan ŞAFAK, RTÜK’ten sonra çeşitli kuruluşlarda üst düzey yöneticilikler yaptı. Milliyet Gazetesi’nde ve çeşitli dergilerde köşe yazarlığı yaptı. 2012’de ilk romanı “Öpücük Kıvamında” yı çıkarttı. 2013 yılında da Osmanlı – Rus savaşını (93 Harbi) anlatan “Muhacir” adlı romanını okurlarıyla buluşturdu. “Adolf Hitler & Eva Braun” ilişkisini şiddet gören kadınlar yararına öyküleştiren Şafak, çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde halen gönüllü çalışmalarını sürdürmekte. Ankara’da yaşayan ŞAFAK, Aile – Evlilik / İlişki Danışmanlığı ve Oyun Terapi Danışmanlığı (MEB Onaylı) sertifika eğitimleri aldı. 2020’de son romanı ŞEY’i okurlarıyla buluşturan Mehtap ŞAFAK, şu anda yeni proje üzerine çalışmasını sürdürmektedir.
MEHTAP ŞAFAK / ŞEY – ALINTILAR
- Hâlâ duruyor cebimde, ilk ışıkta karanlığı yenecek son bilye. (Sayfa 5)
- Alışagelmiş yalanlarla nefes alan topluma gerçekleri solutmak imkansızdır. (Sayfa 9)
- Şiddet, güvensizlik ve sevgisizlik tembih edilmişti bilinçlerine. Aile tarlamıza korkuluk dikilmiş gibi ne sevgi kuşu kondu ne de güven! (Sayfa 10)
- Neden küsersin ki hayale? Kuran da sensin, kıran da. (Sayfa 34)
- Hiçbir kelimeyle birleşmeyen “Şey” gibi hissettim kendimi. Birleşirsem yazım hatası gibi yazgı hatasına dönüşecektim. Özetle “Şey” kelimesinin vücut bulmuş hali gibi yapayalnızdım. (Sayfa 48)
- Allah doyum verirse mutluluk verir. Doyum olmayan gönül viran oluverir. Doyuma ulaşan hamt eder, rızkını bilir, şükreder. Doyumsuzluk yokluktan değil, çokluktandır. (Sayfa 60)
- İnsan aslını bulunca kendini zorlar mı? Ancak kendini bulduğunu sanırsan zorlanırsın. Özümüz yormaz bizi. (Sayfa 71)
- En güzel mevsim sevdiğinle yaşadığın mevsim. (Sayfa 87)
- Ah şu geçmişin izleri, ne yana dönsen kanar (Sayfa 91)
- Yarınımızın hasadı dünümüzden belli. Hiçbir dönem çocukluğumuz kadar etkili değil. En verimli, en geçirgen, en edilgen dönemin sonunda, yetişkinlik yıllarında toprağına ekilenleri biçiyorsun. O dönemde çamurun karılıyor, büyüdükçe ona göre kurumaya başlıyorsun. (Sayfa 102)
- Zaman dedikleri saatin gösterdiğinden başka bir şey. (Sayfa 110)
- Koparılmadan kopmak, idam firarının intihar etmesi gibidir! (Sayfa 131)
- Mekruh geçmişi olanın, istikbali olur mu? (Sayfa 147)
- İnsanı insan eden unsurlardan biri de mutluluğa ve doyuma giden birçok mekruh yolu mubah saymasıdır. (Sayfa 167)
- demek ki vakti gelen illaki kalpten bakacak. (Sayfa 169)
- Eskiden cevaplarım vardı, şimdiyse sorularım. Cevabım yaşadıklarımaydı ya da sebeplerime. Zamanla anladım ki önce soru sormalı insan, sonra cevaplamalı. (Sayfa 194)
- Hayatın kurbanı olmayı reddedip, kendi hayatımızın kahramanı olabiliriz. (Sayfa 195)
- İnsan kaybettiklerini özler, vazgeçtiklerini değil (Sayfa 196)
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.