Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) pandemi döneminde de ekonominin gündemde kalmasına destek olmaya devam ediyor. Bu kapsamda  Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile birlikte “Ticari Diplomasi Yolculuğu” adıyla yeni bir toplantı dizisine başladı.  

Her salı saat 11.00’de bir ülkenin İş  Konseyi Başkanları’nın katılacağı toplantılar dizisinin açılışında konuşan DEİK Başkanı Nail Olpak şunları söyledi:

“Tedarik zinciri kavramı dünyanın bu salgın ile birlikte en önemli gündem maddesidir, bunu çalışmalıyız. Avrupa ile tek gündemiz Gümrük Birliği değil, Yeşil Mutabakat ne getiriyor buna çalışmalıyız. Sonuncusu da ticaret blokları oluşuyor. DEİK’in bu alanlara yoğunlaşması gerekiyor.

Bugüne kadar yaşanan her türlü siyasi sorun, çalkantı, gerilim adına her ne derseniz deyin, bizim buna siyasi anlamda, o jargon içerisinde taraf olmamızı istemediler. Türk tarafı hep dedi ki ‘Biz kendi diyaloglarımızı kendimiz götürürüz, siz ekonomiye kilitlenin, ekonomik ilişkilerimizi artırmaya çalışın ve yapılması gereken ne varsa bunlara kilitlenin.

Türkiye’nin Mısır’da çok ciddi yatırımları var. En gergin olduğumuz dönemlerde de herhangi bir şekilde o yatırımların faaliyetlerine zarar vermeyecek süreç yürütmeye çalıştık. Suudi Arabistan çok soruldu, ‘Türk mallarına ambargo var mıydı, yok muydu?’ Resmi yetkililer bunun olmadığını ifade ettiler ama piyasada iş insanlarımızdan gelenler adı konulmadan malların bloke edildiği yönündeydi. Geldiğimiz noktada 3 Şubat itibarıyla belki hemen tam serbestliğe geçilmedi ama iş insanlarımızın konsey başkanımızın yaptığı temaslarda tablo şu, önceden kapı duvar olan görüşmeler bugün rahat bir şekilde yapılabilir hale geldi. DEİK’in fonksiyonunun bu olduğunu düşünüyoruz. Bir ülkeyle ilgili kırmızı çizgi varsa, diplomatik ilişkilerimiz hiç olmayacaksa, bu noktada farklı çizgi sürdüreceksek başka. Ama bunun dışında ülke ya da zemin ayrımı yapmaksızın, siyasi tartışmalara girmeksizin bizim bir tek amacımız var, ekonomik ilişkilerimizi lehimize artırmak.

Bugün Türkiye, Asya Pasifik ile ilgili dış ticaret açığını sıfırlayabilse cari açığı konuşmayacak. Demek ki Türkiye’nin o ülkelerle olan ikili ilişkileri ne olursa olsun, benim DEİK olarak sorumluluğum bu nokta üzerine çalışmaktır.

Çin bugün düşüğü değil, orta teknolojiyi bırakma noktasında. Kiminle rekabet ettiğimizi iyi görmemiz lazım. Orta teknoloji, düşük teknoloji konusu Türkiye’nin tercihi falan değil, olmazsa olmazıdır. Ama bunu tek başına ne DEİK ne de bakanlık yapabilir. Beraberce bunu yapmaktan başka çaremiz yok. Yapmazsak, Kuşak Yol Projesi’yle, treniyle, zaten orta teknolojiyi bile terk etmeye geldiği yeriyle en fazla pazarımız olan Avrupa’ya mallarını ulaştıracak. Karşılığında top tüfek çekecek halimiz yok, biz de gidip kaderimizle baş başa kalacağız. Böyle bir kader olamaz. Biz ana yol haritalarını götürmek durumundayız.

İki gün sonra AB der ki ‘Yeşil Mutabakata uymayan ürün ve hizmetler kapıdan giremez.’ Bu farkındalığı oluşturmak durumundayız.

Avrupa tarafına toplantılarda Olpak “yeni bir adı konulmamış tarife dışı engel olarak koymaya çalışıyorsanız açık açık konuşalım” dediklerini ama bunu sanayimize erken yük taşıttıracak noktaya getirmemiz, zaten rekabetçilikte zorlanan sanayimizi erken doğum ile karşı karşıya bırakmamamız lazım.

Salgın sürecinde tedarik zinciri içerisinde Türkiye’nin altyapısını herkesin gördüğünü belirterek, yapının daha fazla nakde çevrilmemesi için hiçbir sebep olmadığını belirtti. 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın