Kuru meyve sektörümüzün tamamına yakın kısmı yerli girdilere dayalı yapısı ile ülkemiz ve bölgemiz ekonomisi ve dış ticareti açısından çok büyük öneme sahiptir. 

Tüm dünyada her geçen gün artan tüketici bilinci ve sağlıklı gıdaya olan talep çerçevesinde kuru meyvelerimiz ön plana çıkmaktadır. 

2019 yılında sektörümüz 1.4 milyar doları aşan ihracat rakamına ulaşmış, Çekirdeksiz kuru üzüm 523 milyon dolarlık tutarla ilk sırada yer almış, Kuru kayısı ihracatı 253 milyon dolar olurken, Kuru incir ihracatı 236 milyon dolar olarak kayıtlara geçmişti. 

Türkiye geneli kuru meyve ve mamulleri ihracatı 2020 yılında 1,4 milyar dolara ulaştı. 477 bin 150 ton kuru meyve 162 ülkeye ihraç edildi. İhracatımızda Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD ön plana çıkmaktadır. 

2020 yılında kuru meyve ihracatında önde gelen pazarlarımız arasında; Almanya 202 milyon dolarla ilk sırada, Birleşik Krallık 188 milyon dolarla ikinci, 101 milyon dolarla İtalya üçüncü, 93 milyon dolarla Fransa dördüncü, 92 milyon dolarla ABD beşinci sırada yer alıyor. 

2020 yılında Türkiye geneli ihracatımızın 466 milyon dolarını kuru üzüm, 266 milyon dolarını yüzde 5 artışla kuru kayısı, 236 milyon dolarını kuru incir, 119 milyon dolarını antep fıstığı, yüzde 41 artışla 84 milyon dolarını diğer meyve kuruları, 66 milyon dolarını bademler, yüzde 30 yükselişle 50 milyon dolarını diğer kavrulmuş meyveler, 42 milyon dolarını yüzde 46’lık yükselişle çam fıstığı, yüzde 22 artışla 32 milyon dolarını cevizler, yüzde 4 artışla 16 milyon dolarını leblebiler, 10 milyon dolarını kayısı ve zerdali çekirdeği, yüzde 5 artışla 8 milyon dolarını elma kurusu, 2 milyon dolarını yüzde 29 artışla erik kurusu oluşturdu. 

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ise 2020’de 846 milyon dolarlık ürünü 106 ülkeye ihraç etti. 

Ege’den 2020 yılında yapılan ihracatımızda ilk 5 ülke; 171 milyon dolarla Birleşik Krallık, 116 milyon dolarla Almanya, 73 milyon dolarla İtalya, 61 milyon dolarla Hollanda, 44 milyon dolarla ABD yer alıyor. 

Ülkemiz kuru meyve ihracatının %60’tan fazlasını gerçekleştiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak, değer zincirindeki tüm kurum/kuruluşlar ile iş birliği içinde çalışıyor, hem bilimsel hem de tanıtım projeleri yürütüyor, proaktif bir yaklaşım ile tüm gelişmeleri yakından takip ederek üyelerimizi ve üreticilerimizi bilgilendiriyoruz. 

Üniversitelerimiz ve Bakanlıklarımız ile birlikte tüm çalışmalarımızda ürünlerde verim, kalite, gıda güvenliğini ve buna paralel olarak sürdürülebilirlik temasına uygun üretim ile ihracatımızı arttırmayı hedefliyoruz. 

2020 yılı pandemi döneminde sağlıklı gıdanın önemi her kesim tarafından daha iyi anlaşıldığından, Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıdalar listesinde yer alan kuru meyvelerimizin ihracatında yıl sonunda rakamsal olarak hedeflerimizi gerçekleştirmek adına tüm sektörümüz var gücüyle çalışmaktadır. 

Birliğimize üye 350 civarında aktif ihracatçı firmamız bulunmakta ve bunun %10’luk kısmı sektörün ağırlıklı ihracatını gerçekleştirmektedir. 

Özellikle son yıllarda “Kuşak ve Yol Projesi”nin hayata geçmesi ile birlikte yüzümüzü Uzak Doğu’ya çevirdik. 

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi konumuna gelen Çin başta olmak üzere, Güney Kore, Malezya, Endonezya, Hindistan, Singapur gibi dünya nüfusunun 2/3’ünden fazlasını barındıran, ekonomileri hızla gelişen ve gıda talebinin giderek arttığı Uzakdoğu’ya yönelik tanıtım çalışmalarımıza özel önem veriyoruz. 

Çin’e Türkiye geneli kuru meyve ve mamulleri ihracatımız 2020 yılında yüzde 21 artarak 28 milyon dolara ulaştı. 

Bölgemiz organik ürünler yönüyle oldukça zengin olup, Organik ürünlerde kuru meyvelerimiz lokomotif özelliğiyle ön plana çıkmaktadır. Ayrıca, son yıllarda önem kazanan Vegan tüketim alışkanlığına uygunluğu ve sağlık gıda olması yönünden de kuru meyvelere ilgi ve talep her geçen gün artmaktadır. 

Sektörümüze ait ürünlerin sağlıklı olması sebebi ile özellikle pandemi sürecinde kuru meyve tüketiminin azalmadığı görülmüştür. Gerek Tarım ve Orman Bakanlığımız, gerekse Ticaret Bakanlığımızın aldığı önlemler ve verdiği desteklerle üretime ara verilmemiş, hızlıca koşullara adapte olunarak ihracatımızı kesintisiz sürdürdük. 

Yalnızca yeni satış kanallarımızı fiziksel ortamlar yerine sanal olarak sürdürüyoruz. Görüşmelerin sanal olması bir çok açıdan fayda da sağlamıştır. Maliyetleri, zaman kaybını ve iş gücünü azaltarak tüm enerjiyi direkt satışa odakladı. Dünya şartları değişirken sektör olarak biz de mevcut şartlara uyum sağladığımızı düşünüyoruz. Pandemi sürecinden sonra Birliğimizin mevcut fuarlarına gideceğiz, ziyaretler gerçekleştireceğiz, bunun yanında sanal etkinliklere de muhakkak devam edeceğiz.

E-ticaret ve e-ihracat gibi platformlarda firmalarımızdan bir kısmının başarılı olduğunu düşünüyorum, hatta Birliğimiz üyelerine yönelik e-ticaretle ilgili webinarlar düzenlenmekte, e-ticareti artırma ve buna dönük çalışmalara devam etme hedefimiz artarak devam etmektedir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın