Dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgını ile mücadelede en önemli tedbirleri: “Maske, Mesafe, Hijyen” oluşturuyor. Pandemi nedeniyle maske ve dezenfektan ürünlere olan talebin rekor seviyeye ulaşması ile birlikte yaşanan krizi fırsat bilip dezenfektan işine soyunan firmalar yeni bir krizin daha ortaya çıkmasına sebep oldu. PLAT Özel Markalı Ürün Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, daha önce bu konuda üretim altyapısı ve tecrübesi olmayanların bile dezenfektan üretmeye başladığını belirterek standartlara uygun şekilde üretilmeyen dezenfektan ürünlerin insan sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekti. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) Avrupa çapında sağlık açısından tehlike arz eden 140 bin litreye yakın el dezenfektanına el konduğuna yönelik açıklamasını da hatırlatan Özer, Türkiye menşeli bir firma tarafından üretilen ve yüksek oranda metanol içerdiği belirtilen el dezenfektanlarının Türkiye’nin imajına da ciddi zarar verdiğini vurguladı.  

Covid-19 virüsüne karşı ellerimizi dezenfekte ederken sağlığımızdan olmayalım. PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İmer Özer, dezenfektan ürünlerde üretici firmanın Biyosidal Ruhsatı olmasının şart olduğunu, ruhsatı olmayan firmaların ‘dezenfektan’ özellikte hiçbir ürünü üretemeyeceği ve pazara sunamayacağını belirtti. Özer, bu ürünlerin Avrupa’ya ihracatında ise firmanın Türkiye’de Biyosidal Ruhsatı olma şartının aranmadığı bilgisini verdi. 

Krizi fırsat bilip dezenfektan üretimine ‘girişenler’ ile ‘girişimcileri’ birbirinden ayrı değerlendirmek gerektiğinin altını çizen İmer Özer, “Pandemi ile birlikte dezenfektan ürünlere talep artıp piyasada bu ürünlere ulaşmakta zorluk yaşanınca ne yazık ki asıl işi bu olmayan bazı firmalar da dezenfektan üretmeye başladı. Ancak maalesef sadece ‘giriştiler’. Bu işe ‘girişenler’ ile gerçek ‘girişimcileri’ birbirlerinden ayrı değerlendirmek gerekiyor. İç pazara satmakla kalmayıp Avrupa ve diğer ülkelere bu ürünleri ihraç eden kriz fırsatçısı bazı firmalar ülkemizin imajını da sarsıyor. Türkiye, bu alanda işini düzgün yapan, yıllardır sektöre yatırımları olan, istihdam sağlayan ve ihracatları ile ülke ekonomisine katma değer yaratan firmalara sahip. Pandemi ortaya çıkınca aslında dezenfektan üretmeyen bazı firmalar da bu alandaki fırsatı görüp dezenfektan üretmeye koyuldu. Ancak pandemi sürecinde talep normalleşmeye başlayıp kriz ortamı ortadan kalkınca ellerinde kalan dezenfektan hammaddesini ihracata yönlendirdiler. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) Türkiye menşeli ve yüksek oranda metanol içeren 140 bin litreye yakın el dezenfektanına el konduğu açıklaması gerçekten üzüntü verici. Türkiye bu alanda güçlü ve güvenilir ihracatçılara sahipken çürük elmalar yüzünden ülkemizin imajı sarsılıyor ve ihracatımız zarar görüyor. Herkes kendi işini yapmalı ve bu tip bir fırsatçılığa izin verilmemeli. Her zaman vurguladığım gibi kriz olduğunda bir ürün işine girersen sonunda zarar görürsün ki öyle de oldu. Maalesef bu tip örnekler kendileri ile birlikte insanların sağlığına ve ülkemizin yurtdışındaki imajına da zarar veriyor. Sonuçta zarar gören işini hakkıyla yapan firmalar ve ihracatımız oluyor ” diye konuştu. 

Dezenfektan ihracatı 11 ayda yüzde 2.350, kolonya ihracatı yüzde 218 arttı

PLAT Derneği Başkanı İmer Özer, kimya sanayinin güçlü üretici ve ihracatçı firmalara sahip olduğunu, pandemi ile birlikte dezenfektan ve kolonya ihracatında rekor artışlar gerçekleştiğini dile getirerek ihracat rakamlarına ilişkin bilgiler de verdi. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçı Birliği (İKMİB) verilerine göre Türkiye’nin 2020 yılının Ocak-Kasım aylarını kapsayan 11 aylık dönemde dezenfektan ihracatı geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 2.350 artışla 223 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde kolonya ihracatı ise geçen yıla kıyasla yüzde 218 artarak 26,2 milyon dolara ulaştı. 

Tüketiciler el dezenfektanı alırken etiketleri incelemeli ve güvenilir üreticileri tercih etmeli

PLAT Derneği Başkanı, koronavirüse karşı el hijyenini sağlayan kolonya ve diğer el dezenfektanları ile el temizleme jellerinde etil alkol kullanılması gerektiğini söyledi. Kaçak içki yapımında da kullanılan ve bu yolla insanların ölümüne sebep olan metanolü içeren el dezenfektanlarının cilt sağlığı açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını vurguladı. Piyasada dezenfektan olarak satılan ürünlerin sıkı şekilde denetlenmesinin toplum sağlığını korumadaki önemine de değinen İmer Özer, şunları söyledi: “Dezenfektan ürünlerin sahip olması gereken standartlar ve bu ürünlerin üretimi için gerekli olan Biyosidal Ruhsatı’na sahip firmalar ve ürünler belli. Piyasa denetimleri toplum sağlığının korunması ve standart dışı ürünlerin engellenmesi noktasında çok büyük öneme sahip. Tüketicilerin de el dezenfektanları konusunda uyanık olmaları gerekiyor. Güvenilir firma ve markaların ürünlerini tercih etsinler. ‘Dezenfektan’ olarak tanımlanan ürünlerin Biyosidal Ruhsatı olan firmalarca üretilmesi zorunlu. Etiketleri dikkatli incelesinler, üretici firmayı araştırsınlar. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çevre Sağlığı Dairesi Başkanlığı web sitesinde İzinli Biyosidal Ürünler Listesi yayınlanıyor. Biyosidal Ruhsatı ile üretilen el dezenfektanını güvenli şekilde kullanabilirler. Diğer tüm ürünlerde olduğu gibi tüketicilerin de bilinçli olması çok büyük önem taşıyor. Ellerimizi su ve sabunla yıkayamadığımız durumlarda güvenilir firmalar ve markalar tarafından üretilen kolonya da el hijyenini sağlamada en etkili çözümlerden biri. Kolonyanın geleneksel kullanımını ve önemini bugünlerde yeniden hatırladık. Kolonyanın yeni nesiller tarafından da çok tüketildiğini görüyoruz ”.

        DEZENFEKTAN İHRACATI % 2.350 ARTTI 
2019 – 11 AYLIK2020 – 11 AYLIK
 9.500.000 USD223.000.000 USD

  Kaynak: İKMİB

KOLONYA İHRACATI % 218 ARTTI
2019 – 11 AYLIK2020 – 11 AYLIK
 8.200.000 USD 26.200.000 USD

  Kaynak: İKMİB


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın