Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Enerji Tasarrufu Haftası vesilesiyle bir açıklama yaptı. Yenilenebilir enerji yatırımlarının her geçen gün önem kazandığının belirtildiği açıklamada, sigortanın bu yatırımlar için olmazsa olmaz olduğu ve sigorta şirketlerinin yenilikçi ürünlerle bu yatırımları desteklediği vurgulandı.
Yenilenebilir enerjinin enerjide dışa bağımlılığı ve maliyeti önemli ölçüde azaltacağını, bu nedenle de tasarruf söz konusu olduğunda yenilenebilir enerji yatırımlarının öne çıktığını belirten Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli şunları söyledi:
“Sigorta sektörü olarak ülkemizin her alanda gelişmesine ve büyümesine katkıda bulunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Kuşkusuz ki, enerji sektörü yatırımları da milli gelirden istihdama, yatırım alanlarından çevresel faktörlere, enerji arz güvenliğinden kaynak çeşitlendirmesine kadar birçok alanda da son derece önem arz ediyor. Enerji üretiminin ve tüketim alışkanlıklarının sürdürülebilirliği, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması gibi konularda herkese sorumluluklar düşüyor. Bu konu kamu yönetimimizin de öncelikli konuları arasında yer alıyor ve yatırımlar teşvik ediliyor. Bu kapsamda sigorta sektörü olarak biz de yatırımların desteklenmesi için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getiriyoruz. Yenilikçi ürünlerle bu alandaki ihtiyaçları karşılamak ve özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Yenilenebilir enerji yatırımları sigortaya talebi artırdı
Yenilenebilir enerji yatırımlarının artması, globalleşen yatırımcı profili ile birlikte gelişen risk yönetimi algısı ve özellikle bazı yatırımlarda kreditörün sigorta poliçesi talep etmesi gibi nedenlerle bu alandaki sigortalanma talebinin arttığını belirten Benli, “Enerji santrallerinde dünyada en çok tercih edilen poliçe türü gerek yatırım gerekse işletme döneminde tüm riskler sigortasıdır. Ülkemizde de bazı şirketler, tesislere özel olarak tasarlanan tüm riskler teminatı üzerinden ilerlerken; bazı şirketler ise, HES-GES-RES projelerini, kurulum ve işletme dönemi olarak iki aşamaya ayırıyorlar” dedi.
Kurulum dönemi, inşaat, montaj, devreye alma ve test süreçlerini; işletme dönemi, santrallerin ticari faaliyete geçtiği dönemi kapsıyor. Santralin kurulum döneminde inşaat ve montaj risklerini içeren sigorta poliçeleri tanzim ediliyor. Bu poliçeler, proje süresi boyunca ‘teminat dışı kalan haller’ haricindeki her türlü riske teminat sağlıyor. Ayrıca hasar durumunda yaşanabilecek gecikmeler sebebiyle işveren kurumun uğrayacağı kâr kaybını da teminat altına alan ilave çözümler gibi ek teminatlar ile mevcut poliçelerin çerçeveleri genişletilebiliyor. Bazı şirketler, enerji santrali işletmeleri için yine kurulum döneminde çalışan işçiler, formenler veya taşeronların uğrayabilecekleri kazalara karşı işveren mali mesuliyet ve ferdi kaza poliçelerini de sunuyor.
Sigorta poliçeleri tesislere kâr kaybı teminatı sunuyor
Tesisler için en önemli teminatlardan birisinin kâr kaybı teminatı olduğunu vurgulayan Benli, “Bu teminatla uzun süreli iş durmalarında ciddi anlamda maddi kayıpların önüne geçilebiliyor. Bu ürünün faydalarını doğru anlattığımızda sektördeki penetrasyonun çok daha iyi seviyelere geleceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Benli, söz konusu güvenceleri içeren bu sigorta ürününün bilinenin aksine çok pahalı olmadığını, 1 Mw’lık lisanssız Güneş Enerji Santrali yatırımının yaklaşık maliyetinin 1,5 milyon dolar olduğunu ve yatırım yapılan tesislerdeki risk tespit çalışmaları sonrasında belirlenen prim fiyatlarının ise toplam yatırımın yüzde 1’ini bile aşmadığını da sözlerine ekledi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.