Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Türkiye’de kentleşme arttıkça kadınların işgücüne katılım oranının gerilediğini açıkladı. Kente göç ile birlikte kadınların istihdamın dışına itilmesinde, entegrasyon sorunlarından kırsal ve kentsel alanlardaki çalışmaya bakış açısına, sahip olunan beceriler ve öğrenme süreçlerinden bakım hizmetlerinin örgütlenişine kadar pek çok etkenin belirleyici olduğu açıklandı.

TEPAV Araştırmacısı Ülker Şener’in “8 Mart’ın 101. Yılında Kadınlar” başlıklı değerlendirme notu yayımlandı.  Not’ta Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı ve istihdamının hem AB’ye hem de aynı gelir grubunda yer alan ülkelere (Meksika, Sırbistan) göre son derece düşük olduğu belirtildi. Kadının işgücüne katılım oranı AB ülkelerinde ortalama yüzde 60 iken (İzlanda yüzde 79, Yunanistan yüzde 50), Türkiye’de 1985 yılında yüzde 44,3 olan işgücüne katılım oranının 2008 yılında yüzde 21,6’ya gerilediği belirtilerek, şöyle denildi:

“Kadın istihdamının gerilemesinin arkasında kırdan kopan kadınların kentte göç ile birlikte istihdam dışında kalması rol oynamaktadır. Kente göç ile birlikte kadınların istihdamın dışına itilmesi, entegrasyon sorunlarından kırsal ve kentsel alanlardaki çalışmaya bakış açısına, sahip olunan becerilere ve öğrenme süreçlerine, bakım hizmetlerinin örgütlenişine kadar pek çok etken tarafından biçimlendirilmektedir.

Kadınların istihdama katılımlarının düşük düzeyde gerçekleşmesi, hem kadınların “yapabilirlikleri” önünde önemli bir engel teşkil etmekte, hem de sosyal kalkınmanın gerçekleşmesini imkânsız kılmaktadır. Kadınların istihdama katılım oranlarının yüksek olduğu İzlanda, İsveç, Norveç ve Danimarka, sosyal kalkınma göstergelerinden İnsani Gelişme Endeksi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde de önde yer almaktadır.  Türkiye’ye baktığımızda ise kadınların istihdama düşük düzeyde katılmasına paralel olarak, hem insani gelişme endeksinde hem de toplumsal cinsiyet eşitliğinde çok gerilerde olduğu görülmektedir. Başka bir ifadeyle, iktisadi kalkınmada alınan mesafe sosyal kalkınmaya yansımamaktadır. Veriler, elbette başka okuma olanaklarını içinde barındırmakla birlikte, sosyal kalkınmanın kadın istihdamının artırılması ile mümkün olacağını söylemektedir.

Kadınların ücretli çalışma hayatının dışında yer alması kadın yoksulluğunu arttırdığı gibi erkeğe bağımlılık ilişkilerini süreklileştirmekte, temel insan hakkı olan “kendi kaderini tayin hakkını” kullanmayı olanaksızlaştırmaktadır.”

Tablo 1: Kentleşme ve kadın istihdamı

Kentleşme      Kadın İşgücüne

Yıl           Oranı yüzde    Katılım Oranı yüzde

1985               53               44,3

2000               65               26,6

2007               70               22,2

2008               75               21,6

Kaynak: TÜİK verilerinden derlenmiştir.



sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın