IBM ve Amerika?nın en sevilen yarışma programı Jeopardy!, ?Watson? adlı bir IBM bilgisayar sistemi; Jeopardy?nin iki ünlü ve başarılı yarışmacıları Ken Jennings ve Brad Rutter ile rekabet ederek, dünyanın ilk insana karşı bilgisayar Jeopardy! yarışmasında şampiyon oldu.
Ancak, Watson, insana karşı makine konusundaki tüm bu heyecanlı tartışmaların da ötesinde bir anlam taşıyor. Bilgisayarların belli görevleri yapabilecek ve kendi kendine öğrenebilecek şekilde tasarlanabileceğini kanıtlayan IBM?in Watson?u bilgi teknolojilerinde çok önemli bir köşenin dönüldüğüne işaret ediyor. Bir diğer deyişle, Watson insanlara yardımcı olacak çok büyük evreye gelindiğini müjdeliyor.
Bu yeni teknolojiye gerek duyulmasının nedeni ise açık: Verilerin boyunun devasa bir noktaya ulaştığı, birbirine bağlı sistemlerin inanılmaz ölçülerde arttığı bir çağdayız. Fakat bu durum aynı zamanda dünya için bazı fırsatlar da sunuyor. Örneğin, sağlık sistemleri tıbbi kayıtları ayıklayabilecek ve tedavi, ilaç gibi konularda doktorlara tavsiyelerde bulunabilecek bir aşamaya geliyor.
Öte yandan, her taraftan yağan bu veriler geleneksel veri tabanlarından sosyal medya sitelerine kadar pek çok farklı formatta, değişik yerlerde depolanıyor. Bu verilerin bazıları statik (örneğin tarihsel kayıtlar) bazıları ise sürekli değiştirilebilir nitelikte (sensörlerden gelen veriler gibi). Ve tüm bu veriler farklı iletişim tarzında ulaşıyor: Kimileri cümlecik halinde, kimileri kısaltmalarla ama hepsi de kendi bağlamında anlaşılması gereken ifadeler halinde geliyor. Bunların hepsinin analiz edilmesi ve çeşitli endüstrilere önermeler verecek hale gelmesi gerekiyor. Hepsi de çok değerli olan bu veriler üzerinde yapılacak madencilikle işletmeler, kurumlar ve bireyler için daha iyi sonuçlara ulaşacak karar süreçlerine varılabilir.
İşte büyük bir patlama halinde bu verilerin bireyler ve kurumlar tarafından avantaja dönüştürülmesi için yeni sistemlerin tasarlanması ve öğrenme yeteneğiyle donanması gerekiyor. Geleneksel bilgisayarlar genel olarak, depolanmış bilgiyi analiz ediyor ya da küçük çaptaki işlem alışverişlerini gerçekleştirebiliyor ama kurumların gelecekteki taleplerinde son derece derin ve analitik yeteneklerin ve gerçek zamanlı karşılık verebilme yetisinin önem kazandığı şimdiden görülebiliyor.
Bu noktada IBM Watson, bilgisayarlara ?işlemci? olarak değil de artık ?öğrenebilen makineler? olarak bakmamıza yol açan çok büyük bir adımı simgeliyor. Watson?la birlikte tarihte ilk kez bir bilgi işlem sistemi, insanın öğrenip üzerinde uzmanlaşabileceği ma şimdiye dek bilgisayarların yapamayacağı bir şeyi yapıyor ve doğal dil ile diler dillerin karmaşıklığını analiz edebiliyor. Farklı bilgi parçacıklarını arasındaki ilişkileri bulabiliyor ve insanların gündelik dillerinde kullandıkları iletişim nüanslarını deşifre edebiliyor. Çığır açan bir bilgi işlem sistemi olan Watson, sorulan sorulara doğru cevap verme yeteneğini daha da geliştirebilmek bir yandan da sürekli öğrenebiliyor! IBM araştırmalarında yer alan bilim insanları Watson?u sadece Jeopardy oyununu oynayabilmesi için yaratmış değil. Asıl hedef, bilgi işlemin, dolayısıyla bilgi teknolojilerinin geleceğinin nasıl dönüştürülebileceğini göstermek.
Watson, insan ile bilgisayar arasındaki iletişim alanında büyük bir gelişme noktasına gelindiğini ve insanlığın ilerlemesinde bilgisayarın çok daha büyük yardımı olabileceğini simgeliyor. Sağlık alanında Watson doktorlara hastalıkları teşhis ve tedavi edecek en iyi yöntemi bulabilecekleri bilgiler iletecek. Kamu hizmetleri alanında Watson ile insanlar, devletle ilgili, örneğin vergiler gibi, bilgilere ulaşabilecekler. Seyahat halindeki kişiler gittikleri kentler hakkında diledikleri bilgiyi alabilecekler.
Gelecek bugündür. Watson bize bunu gösteriyor. Bu tür öğrenme sistemleri insanların karar alma süreçlerine, görevlerini en etkin şekilde yerine getirmelerine yardımcı olarak hepimizin en verimli ortağı olarak hayatımızda yerini alacak. Bilgi işlemin bizler için beklediğimizden de fazlasına duyduğumuz inançla bu ortaklık, bilgi teknolojisinde yeni alanlara yelken aşıldığına işaret ediyor.
Watson?ın dünyamıza katacağı değer
IBM bilim insanları bu projeye başladıklarında, bilim topluluğundaki diğer insanlar bu görevin tamamlanması imkansız bir görev olduğunu düşündüler, IBM bilim insanları da bunun zor olduğunun farkındaydı ve neyi başarabileceklerini bilmiyorlardı. Bu sonbahar Watson önceki Jeopardy Şampiyonluk Turnuvası yarışmacıları ile 55?ten fazla oyunda rekabet ettiğinde bilim insanları önemli sonuçlar elde ettiler.
Watson, IBM?in Ar-Ge alanında yıllık yaklaşık 6 milyar dolar değerindeki yatırımının, sağlık hizmeti, biyoloji, enerji ve su kaynakları, gıda güvenliği gibi alanlarda ilerlemeyi getiren akıllı bir dünya oluşturmaya yardımcı olmak üzere yeni teknolojileri nasıl teşvik ettiğini gösteren en son örnek.
Watson’ın insan dilinin anlamını ve bağlamını anlama ve karmaşık sorulara tam yanıtlar bulmak için bilgiyi hızlıca işleyebilme yeteneği, bilgisayarların insanlara iş dünyasındaki ve özel hayatlarındaki görevlerini tamamlamalarına yardımcı olma konusundaki dönüşümde önemli bir potansiyel oluşturuyor. Watson, kişilerin karmaşık sorulara hızla bilimsel yanıtlar bulabilmelerini sağlıyor. Bu teknoloji, sağlık hizmeti gibi alanlarda hastalığın doğru şekilde tanılanması, çevrimiçi self-servis yardım masalarını iyileştirme, turistlere ve vatandaşlara şehirler hakkında belirli bilgileri sağlama ve telefon aracılığıyla müşteri desteğini isteme gibi konularda ve daha pek çok alanda uygulanabilir.
1997 yılında dünya satranç şampiyonunu tahtından eden IBM süper bilgisayarı Deep Blue gibi, Watson da ileri derecedeki karmaşıklığa rağmen karar alma sürecini iyileştirme, eleştirel kavrayış kazanma ve kalıpları belirleme konusunda bilgi teknolojisi sistemlerinde atılan büyük bir adımı temsil ediyor. Ancak Deep Blue bilgi işlem gücünün, bilişimsel olarak düzgün tanımlanmış ve sınırlandırılmış bir oyuna uygulanması konusunda büyük bir başarı olmasına karşılık Watson, satranç gibi sınırları düzgün çizilmiş bir matematiksel formülasyona meydan okuyor ve ucu açık zorluklarla karşı karşıya geliyor. Watson, insan dili ve bilgisinin sınırları olmayan, belirsiz ve büyük ölçüde kavramsal olan alanına yakın bir yerde etkin olmak zorunda.
Watson’ın patentli teknolojisi, IBM?in analitik çözümlerdeki öncülüğünü daha ileri aşamalara götürerek, kuruluşların topladıkları geniş çaplı bilgileri şirket faaliyetleri ve müşteriye sundukları hizmetleri iyileştirmek üzere kullanmalarına yardımcı oluyor. Watson ayrıca, IBM?in iş yükü açısından optimize edilmiş sistemlerinin, binlerce eşzamanlı görevleri hızlı bir şekilde işleyebilmesini mümkün kılan yetenekleri nasıl sağladığını gösteren ticari Power 7 sisteminden yararlanıyor.
Sam Palmisano 2009 yılında hissedarlara yazdığı mektubunda şunları yazıyordu: ?Pek çok şirket içinde bulunduğumuz küresel sıkıntılı döneme, gelecekleri için önemli olan alanlarda bile masraflarını ve yatırımlarını büyük ölçüde kısarak tepki gösteriyor. Biz düne değil, yarına bakıyoruz. Ar-Ge, stratejik edinimler, büyüme girişimleri ve en önemlisi bu zor dönemde çalışanlarımıza yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir başka deyişle, yalnızca tehlikeyi atlatmanın yollarına bakmayacak, uzun vadeli düşünüp atağa geçeceğiz. Tarihimiz boyunca, parçalanma ve küresel değişimin yaşandığı dönemlerde IBM tam da bu bilinçle hareket etmiştir. Pek çok kez öncü rolünü üstlendik. Dünyanın nasıl olabileceğini hayal ettik ve bilfiil yarattık.?
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.