Kanal İstanbul’un ÇED raporu, TMMOB tarafından incelendi. Uzmanlar, 1595 sayfalık raporda tutarsızlıklar bulunduğunu belirterek hesaplanan maliyetin açıklanandan çok daha fazla olduğunu söylüyor.

Türkiye’nin en önemli yatırımı olduğu öne sürülen Kanal İstanbul projesi ihale aşamasına geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Kanal İstanbul’un mimari ve teknik tüm boyutlarının hazır olduğunu söyledi. Ancak ‘çılgın proje’ye yapılan itirazların ardı arkası kesilmiyor. 

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Maden Mühendisleri Odası, Aralık 2019’da açıklanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu üzerinde uzun bir teknik inceleme yaptı. Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Makar, 1595 sayfalık ÇED raporu üzerinde yaklaşık altı ay boyunca çalıştı. Özellikle kazı, nakliye ve patlatma üzerine akademisyenlere danıştı. Rapordaki çelişkileri ortaya çıkardı. Kanal İstanbul’un ÇED raporunda buldukları yanlışlar hakkında DW Türkçe’ye bilgi veren Makar, böylesi büyük bir projede bu kadar basit hatalar yapılmasına şaşırdıklarını belirterek şunları söyledi: “ÇED raporunda hafriyat hesaplamaları var. 1,1 milyar metreküplük kazı yapılacağı ve 1,18 milyar metreküplük de hafriyat çıkarılacağı hesaplanmış. Sadece kum çıkarılsa belki bu doğru olabilir ancak orada sert kayaçlar var. Bu kayaçlar kazıldıktan sonra kabarır. Bizim hesaplamalarımıza göre, çıkacak hafriyat miktarı 1,43 ile 1,76 milyar metreküp civarında olacak. Bu da 990 milyon ile 1.98 milyar dolar arasında bir maliyet demek.” 

Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Makar

1-2 milyar dolar arası ek maliyet

ÇED raporunda Kanal İstanbul’un toplam bütçesi 75 milyar TL olarak belirtiliyor. Ancak Makar’a göre, yanlış hesaplamalardan kaynaklanan 990 milyon ile 1.98 milyar dolar arası ek maliyet de eklenince kanalın toplam maliyeti açıklananın çok üzerinde olacak.

Maden Mühendisi Makar’a göre, çelişkiler bunlarla da sınırlı değil: “ÇED raporunun bir yerinde patlatmaları kazı çalışmalarının 4 yıl olacağı belirtilirken, diğer bir bölümde 5 yıl yapılacağı söyleniyor. Yani rapor kendi içinde bile çok basit hatalarla çelişiyor. Yapılan patlatmalı kazıların teknik olarak yapılan hesapların yanlış olduğunu ve bilimsel olmadığını ortaya koyduk.” 

Makar, ÇED raporundaki bu hataların sadece ekonomik anlamda değil, ekolojiye de daha zarar vereceğini ve bunların hiçbirinin analizinin raporda yer almadığını belirtiyor. 

Tarım arazisinden konut alanına çevrildi 

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul Şube Sekreteri Cevahir Çelik de DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada Kanal İstanbul ile ilgili farklı bir soruna dikkat çekiyor: 

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul Şube Sekreteri Cevahir Çelik

“TMMOB’ne bağlı 24 odanın neredeyse tamamı Kanal İstanbul’un ÇED raporunu kendi uzmanlık alanı ile ilgili teknik incelemelerde bulundu. Ve yine neredeyse tamamı bu projenin toplum yararına olmadığına dair açıklamalarda bulundu. Biz her zaman söylüyoruz, bu bir ulaşım projesi değil rant projesi.” 

Çelik, bu sözlerini de şöyle destekliyor: “En başından bu yana Kanal İstanbul güzergâhı üzerindeki arazilerin el değişikliğinin incelenmesini istiyoruz. Kısa bir süre önce küçük ölçekli imar planları değiştirildi. Katar Emiri’nin annesinin sahip olduğu arazisinin statüsü tarım arazisinden çıkarıldı ve konut alınan dönüştürüldü. Bu da asıl amacı göstermesi açısından önemli.” 

Kanal İstanbul aleyhine bugüne kadar açılmış onlarca dava bulunuyor. Birçoğunun da halen yargılaması devam ediyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen cuma namazı çıkışında yaptığı açıklamada  yatırımların devam ettiğini ve bir numaralı projenin de Kanal İstanbul olduğunu belirterek ihale aşamasına geldiğini belirtti.

Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan Çelik, bu söylemin yanlışlığını şu sözlerle açıklıyor: “Sadece TMMOB’un Kanal İstanbul’a karşı açtığı beş dava bulunuyor. Bunların hepsinin yargılaması devam ediyor. Henüz mahkeme aşamasında olan bir projenin her şey tamammış gibi lanse edilmesi doğru değil. Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinden sonra hangi hakim bu projenin aleyhine karar verebilir?” 

Çılgın Proje olarak da anılan Kanal İstanbul tartışmaları pandemiye rağmen devam ediyor. Erdoğan’a göre projenin mimari ve teknik anlamda her şeyi hazır. Birçok sivil toplum örgütü, muhalif siyasiye ve meslek odalarına göre ise halen çok sorunlu, ekolojik ve sosyolojik yıkıma yol açacak bir proje. Ancak süreç devam ediyor. Projenin ihalesinin ne zaman yapılacağı, mahkemelerin açılan davalar karşısında nasıl kararlar vereceği, kanal boyunca ilk kazı çalışmalarının ne zaman başlayacağı ise belirsizliğini koruyor.

Serkan Ocak / İstanbul Deutsche Welle Türkçe


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın