ENVER ERKAN, Tera Yatırım >>

Merkez Bankası, yeni Başkanı Sn. Naci Ağbal yönetimindeki ilk toplantısında finansal piyasaların beklentisine paralel olarak, politika faizini 475 baz puan artırarak %15 seviyesine getirdi. Politika faizinde yapılan artışın yanında, aynı zamanda sadeleşme de gerçekleştirilmiş oldu ve ana politika aracı “1 haftalık repo faizi” oldu. Merkez Bankası, yüksek oranlı politika faiz artışı ile piyasa koşullarına uyum sağlamış, reel faiz pozisyonunu kuvvetlendirmiş ve tüm fonlamayı da tek bir orana yönlendirerek öngörülebilirliği artırmış oldu.

Merkez Bankası, bundan önceki süreçte geç likidite penceresini bir ana politika aracı gibi kullanarak günlük fonlamadaki ağırlığını artırmıştı. Eylül PPK toplantısı haricinde, resmi bir politika faiz artışı yapmayan Merkez Bankası, ucuz fonlama kanallarını kısarak veya kapatarak bankaları en yüksek borç verme oranı olan GLP’ye yönlendirerek TRY fonlama maliyetini artırıyordu. 475 baz puanlık faiz artışı, dramatik bir artış gibi görünse de, aslında 18 Kasım itibariyle açıklanan TRY fonlama oranının %14,80 olmasından dolayı pratikte sadece 20 baz puanlık bir faiz artışına işaret ediyor. Ancak, bundan önce farklı kanallara yönlendirilen TRY fonlamasının, repo faizi etrafında şekillenecek olması itibariyle günlük olarak çok sık ve yüksek aralıklarla değişen bir fonlama kompozisyonu olmayacak. Bu durum Merkez Bankası’nın politikasına yönelik öngörülebilirliği artıracak ve politika hamlelerinin amacına ulaşmasını sağlayacaktır.

Politika faiz artışı ile beraber, reel faiz pozisyonu da resmileştirilmiş oldu. Ekim enflasyon oranı %11,9 seviyesinde gerçekleşmekle beraber Merkez Bankası’nın yılsonu beklentisi %12,1 seviyesindedir. Piyasanın ağırlıklı beklentisi yılsonunda %12-13 bandında bir enflasyon, kur artışlarının fiyatlara etkisi %100 oranında yansımadığı için mevcut enflasyona dair yukarı riskler devam etmektedir. Nominal faizin %15 seviyesine yükseltilmesi, cari enflasyona göre reel faiz oranımızı %2,8 seviyesine yükseltiyor. %12’lerde gerçekleşecek bir yılsonu enflasyonunda da reel faiz pozisyonu %2’lerde kalacaktır.

TCMB faiz oranları, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti ve TRY mevduat faizleri… Kaynak: Bloomberg, TCMB

Bundan sonraki adımlarda enflasyon görünümü, dezenflasyon sürecinin sağlanması ve buna bağlı olarak kur hareketliliği ana belirleyiciler olmaya devam edecektir. TRY’nin istikrar kazanması, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması anlamında önemli olacaktır. Ortodoks para politikası zemininde, GLP gibi yan enstrümanların devrede olmayacağı, Merkez Bankası politikasının direkt bir şekilde belirleneceği bu ortam şeffaflık, öngörülebilirlik ve iletişim anlamında algıyı pozitif etkileyecektir. Kredi büyümesinin kontrollü şekilde gerçekleştirilmesi ve büyüme/enflasyon denkleminde dengenin kurulması, fiyat istikrarına katkı sağlanması gibi konular açısından ekonomi politikası ve para politikası uyumunu önemli görürüz. Ekonomi karar alıcıların son dönemde türev işlem limitlerini esnetme, mevduatlardan alınan stopaj oranını düşürme gibi hamlelerini pozitif görmekle beraber, bu gibi adımların aktif rasyosunun ve zorunlu karşılık nemalandırma şartlarının kaldırılması gibi normalleşme adımlarıyla devam ettirilmesini bekleriz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın