KORONAVİRÜS TÜRKİYE’Yİ NAKİT KULLANIMINDAN UZAKLAŞTIRDI

ING Grubu’nun 13 Avrupa ülkesinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre, koronavirüs nedeniyle nakit kullanma konusunda tereddüt eden ülkeler arasında Türkiye ilk sırada yer aldı. Türkiye’deki katılımcıların toplamda yüzde 74’ü koronavirüs nedeniyle tamamen veya büyük ölçüde nakit kullanımı konusunda tereddüt ettiklerini belirtirken, Avrupa ortalaması ise yüzde 48 olarak gerçekleşti. Araştırmada ayrıca, katılımcıların farklı harcamalarındaki nakit kullanma alışkanlıklarının son üç yıldaki değişimi de ele alındı. Buna göre, Türkiye’deki en büyük değişim toplu taşıma harcamalarında yaşandı. 2017’de katılımcıların yüzde 70’inden fazlası toplu taşıma harcamalarında nakit kullanırken, 2020’de bakiye yüklemelerinin kart ile yapılmasının da etkisiyle bu oran yüzde 48’e kadar düştü.
ING Grubu, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 13 Avrupa ülkesinde nakit kullanım alışkanlıklarını inceledi. IPSOS tarafından gerçekleştirilen araştırma, son yıllarda teknolojinin etkisiyle değişen nakit kullanım alışkanlıklarını ve koronavirüsün bu sürece etkisini ortaya koydu.

ING GRUBU 13 AVRUPA ÜLKESİNDE ARAŞTIRDI: KORONAVİRÜS NEDENİYLE NAKİT KULLANMAKTA EN FAZLA TEREDDÜT EDEN ÜLKE TÜRKİYE

Türkiye’deki katılımcıların yüzde 74’ü koronavirüs sonrası nakit kullanımına mesafeli
ING Grubu’nun araştırmasında katılımcılara, koronavirüs nedeniyle nakit kullanımında tereddüt edip etmedikleri soruldu. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 46’sı tamamen, yüzde 28’i büyük ölçüde olmak üzere toplamda yüzde 74’ü nakit kullanmakta tereddüt yaşadığını söyledi. Avrupa’daki katılımcıların ise toplamda yüzde 48’i koronavirüs nedeniyle nakit kullanımına tamamen veya büyük ölçüde sıcak bakmadıklarını ifade etti.
Türkiye’de pandeminin nakit kullanımı konusunda bir tereddüt yaratmadığını ifade eden katılımcıların oranı yüzde 6’da kalırken, Avrupa ortalaması yüzde 21 oldu. Araştırmaya katılan ülkeler arasında nakit kullanmaktan en az tereddüt eden üç ülke yüzde 41 ile Avusturya, yüzde 34 ile Almanya ve yüzde 24 ile Çek Cumhuriyeti olarak sıralandı. Bu tablo, nakit kullanımının daha yüksek olduğu ülkelerin pandemi sürecinden de fazla etkilenmediğini, buna karşın yeni teknoloji ve ödeme yöntemlerinin gelişmesiyle nakit kullanımının azaldığı Türkiye gibi ülkelerde pandeminin etkisiyle bu durumun hız kazandığını göz önüne serdi.
Türkiye nakitten uzaklaşmaktan memnun
Araştırmada katılımcılara, nakit kullanımından uzaklaşmanın kendilerini memnun edip etmediği de soruldu. Türkiye yüzde 38 ile bu durumdan en fazla memnun olan ülke olurken, İspanya yüzde 31 ile ikinci, İtalya yüzde 30 ile üçüncü sırada yer aldı. Avusturya’da ise her 100 kişiden yalnızca 3’ü nakitten uzaklaştığı için memnun. Avusturya’yı yüzde 13 ile Hollanda ve yüzde 15 ile de Almanya takip etti.
Avrupa ülkelerinde taksi, Türkiye’de toplu taşıma harcamalarında nakit kullanımı düştü
ING Grubu’nun araştırmasında ayrıca, kullanıcıların farklı harcamalarındaki nakit kullanımının son üç yıldaki değişimi de incelendi. 13 Avrupa ülkesinin ortalamasına bakıldığında en büyük değişim taksi harcamalarında oldu. Buna göre 2017’de taksi ödemelerinin yüzde 86’sı nakit olarak yapılırken 2020’de bu oran yüzde 70’e düştü. Bunu yüzde 71’den 56’ya düşen toplu taşıma harcamaları izledi. Türkiye’de ise katılımcıların son üç yılda nakit kullanımından en çok uzaklaştıkları alan toplu taşıma oldu. 2017’de katılımcıların yüzde 70’inden fazlası toplu taşıma harcamalarını nakit olarak yaparken, 2020’de ulaşım kartlarına bakiye yüklemenin banka ve kredi kartları ile sağlanabilmesinin de etkisi ile bu oran yüzde 48’e kadar düştü. Takside nakit kullanımı da yedi puanın üzerinde bir düşüşle yüzde 70,6’ya geriledi.
Avrupa ülkelerinde arkadaşlara veya aileye verilen ödünç paralarda nakit kullanımı son üç yılda 14 puan düşüşle yüzde 55 olarak gerçekleşti. Türkiye’de de bu harcamadaki nakit kullanımı yaklaşık 7 puanlık bir düşüş ile yüzde 54,7 oldu.
Türkiye’deki katılımcıların son üç yılda nakit kullanımını daha çok tercih etmeye başladıkları tek harcamaları ise yüzde 45,8’den yüzde 50,9’a yükselen ‘öğle yemeği, kahve ve atıştırmalıklar’ oldu. Avrupa’da ise bu oran da düşmeye devam ederek yüzde 73’ten yüzde 62’ye geriledi.