Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, Fatsa’da yapılmak istenen siyanürlü altın madeninin yaratacağı olumsuzlukları ve hukuksuz süreci madde madde sıraladı. Bakanlığın itirazları dikkate alması istenirken, kamuoyuna da ÇED raporuna itiraz etmeleri için çağrı yapıldı.

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, Ordu’nun Fatsa ilçesinde kurulmak istenen Altıntepe Altın Madeni İşletmesi Kapasite Artışı ve Atık Barajı Projesinin “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” raporuna itiraz etti.

Bölgede 2019’da faaliyet yürütmeye başlayan maden şirketi, bölge halkının itirazlarına rağmen, maden alanını iki katına çıkarmak ve sözleşmesini 2033’e kadar uzatmak için 10 Eylül’de ÇED dosyasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sundu. 

Bakanlık dosyayı onaylayarak ilana çıkardı. Fatsa Doğa ve Çevre Derneği’nden yapılan açıklamada, “Bakanlık tarafından açıklanan ÇED raporunun Fatsa’da yaşanan gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur” denilerek, projeden zarar görecek herkesin ÇED raporuna itiraz etmesi için çağrı yapıldı:

“Karadeniz Bölgesi aşırı yağmur alan, sel ve heyelan riskinin yüksek olduğu bir bölgedir. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile bu riskler daha yıkıcı bir biçimde hayatımızın parçası olmaktadır. Ağustos 2020´de Giresun Dereli’de olan sel felaketi de unutulmamalıdır.”

“Ağır metal limiti çalışması yapılmamış”

Açıklamada ÇED raporuna ilişkin huşular 10 madde halinde paylaşıldı: 

1. Tanımlı ÇED alanının yakınında bulunan dereler ile yine bu derelerin birleştiği Elekçi Irmağında ağır metal kirliliği ile ilgili, STK`lar tarafından bağımsız kuruluşlara yaptırılmış olan çalışmalarda, ilgili derelerde ve Elekçi ırmağında, ağır metal yönünden kabul edilir limitlerin çok üzerinde değerler tespit edilmiş; halk ve çevre sağlığı açısından sağlıklı olmadığı tespit edilmiştir. Bu konuda yapılmış herhangi bir çalışma ve dere/ırmak su kalitesi ile ilgili denetimlerle ilgili ÇED raporunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 

“İçme suyu denetim sonuçları yok”

2. Konu ile ilgili, ağır metal yönünden en büyük risk faktörü olan maden sahasından atık su deşarjı yapılıp yapılmayacağı ve bu deşarjın var olan kirliliğe etkileri raporda yer almamaktadır. Yine ilgili saha içerisinde içme suyu kaynakları bulunmasına rağmen, ilgili Çevre Kanunu veya İçme ve Yeraltı Su Kalitesi Koruma Yönetmeliklerine aykırı olan bu durum ilgili ÇED raporunda yer almamaktadır. Tanımlı ÇED alanına yakın Bahçeler, Yukarıbahçeler, Yukarı Tepe, Aşağı Tepe gibi yakın köylerdeki içme suyu denetimlerinde de köy halkının kullanmış olduğu kaynak ve içme sularının ağır metal yönünden uygun olmadığı, yine komşu köylerdeki içme sularının da kullanılabilir olmadığı, bu kaynak sularına daha önce içilebilir raporu verildiği ve madencilik faaliyetleri sonrasında kaynak sularının kullanılamaz hale geldiği anlaşılmaktadır. Buna dair denetimler önlemler ve tedbirler, ilgili raporda yer almamış ve kurum denetimleri ile ilgili sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmamıştır.

“Orman ve ağaç kesimi bilgisi yok”

3. Doğal orman alanı son derece sınırlı olan ülkemizde, nadir kalan doğal orman örtüsünün yok edilmesi, ilimizde son yıllarda yaşanan kuraklık, sel, dolu vb. iklimsel değişikliklere bağlı felaketlerin tehdidi altında olan ilimizde madencilik ve diğer gerekçelerle orman ve ağaç kesimlerinin etkileri bu raporda hiçbir şekilde tartışılmamıştır.

“Fındık üretim yerleri bilgisi yok”

4. İlgili raporda risk altında olan bölgenin en önemli geçim kaynağı hakkında bilgilere yer verilmemiştir. Ordu ili ortalama 200 bin ton kabuklu fındık ile tüm Türkiye de üretilen fındığın yüzde 30’unu ve yine tüm Dünya da üretilen 800 bin – 1 milyon ton fındığın yüzde 20-25’ni üretmektedir. Madenin etki alanı içerisinde bulunan; Fatsa, Ünye, Kumru Korgan Havzası, Ordu’da üretilen fındığın yarısını ve yine dünya fındığının yüzde 10-15’ ini üretmektedir. Sadece Fatsa ilçesi 30.000 ton kabuklu fındık ile Dünya fındığının yüzde 3-5’ini üretmektedir. Üretilen bu fındığın ülkemize getirisi 2,5 milyar dolar olup, sadece Fatsa’nın ürettiği ihraç geliri 100 milyon dolar seviyesindedir. Ülkemizin fındık üretiminde ki imajı ve bölge gelirinde yaşayacağımız kayıplar göz ardı edilerek, kamu yararı olduğundan bahsedilmiştir. Fındık ile ilgili değerlendirmeler ÇED raporunda yer almamaktadır.

“Bölgede yaşanacak gelir kaybı yok”

5. Ayrıca toplamda 72,9 hektarlık kesilen fındık bahçesinden ve 160 hektarlık kesilecek fındık bahçesinden oluşacak yıllık kayıp miktarı fayda maliyet analizinde yer almamıştır. Yine yok edilecek 230 hektarlık ormanlık alanın çoğunlukla kestane ormanı ve ağaçlara bağlı arıcılık faaliyeti ile kaybedeceği orman ürünleri kaynaklı ekonomik gelir kayıpları ilgili raporda yer almamaktadır. Toplamda 20 yıl sonunda madenden elde edilecek gelirle, bölgede yaşanacak 20 yıllık gelir kaybı karşılaştırması raporda yer almamaktadır.

“İklime etkileri ele alınmıyor”

6. İlgili raporda Maden işletmesi süreyi 2033 yılına kadar uzatmak istese de ÇED raporunda iklim değişikliği ve küresel ısınma sonucu yaşanacak muhtemel bir kuraklık durumunda bunun bölge tarımı ve su ekosistemine etkileri ile, su temininin nasıl yapılacağı açıkça yazılmamıştır. İlgili su havza yönetim planlarına raporda yer verilmemiştir. Dünya´da çerezlik olarak ilk sırada yer alan Ordu ve Fatsa´da yetişen fındığın lezzetinin yöreye has mikro iklimle ilintili olduğu açıkça kaynaklarda yer alırken madenin bölge iklimine etkileri raporda yer almamaktadır. 

“Tarihi alanlar dikkate alınmıyor”

9. Fatsa ilçe sınırları içerisinde birçok tarihi sit alanı, ören yerleri, turizm gelirleri de kamu tarafından desteklenen projelerdir. Organik ve eko- tarım, yayla turizmi gibi faaliyetler de düşünüldüğünde, madenciliğin turizm gelirleri ile ilçe imajına etkileri yine bu raporda dikkate alınmamıştır.

“Kamulaştırma yetkisi şirket adına verilmiş”

10. Şirket ilgili arazilerin kadastro durumlarını tartışırken köylünün mülkiyetinde olan arazileri satın alacağını veya kamulaştırılacağını raporda belirtmiştir. Kamulaştırma yetkisinin şirket adına nasıl verildiği raporda açıklanmamıştır. Şirketin böyle bir yetkisi var mıdır? Yoksa bu yetkiyi nereden almaktadır? Kamunun şirketle bir ortaklığı bulunmakta mıdır? Buna nasıl ve hangi gerekçe ile raporuna yazdığı bilinmemektedir. Madenciler bu memlekette kamulaştırma yapacağını söyleyerek kendini mülki idare yerine koymaktadır.

Fatsa’da maden

Altıntepe Madencilik, Fatsa’daki söz konusu maden için 2013’te ilk “ÇED olumlu” raporu alarak çalışmalara başladı. Aralık 2019’da  işletmeci, bu defa “Maden çevreye hiçbir zarar vermiyor” diyerek Çevre Şehircilik Bakanlığı’na kapasite artım başvurusu yaptı. 

Bunun üzerine Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, siyanürlü altın madenciliğinin yarattığı tahribat ile ilgili, madenin faaliyete geçtiği Bahçeler Köyü/Mahallesi çevresinden, madenin etrafındaki derelerden, bu derelerin kavuştuğu Elekçi Irmağından analiz amaçlı toprak (sediment) ve su örnekleri alarak araştırma yaptı. 

Araştırma sonuçları, maden ve çevresinde var olan ağır metal kirliliğinin kabul edilebilir limitlerin çok üzerinde olduğunu ve tüm canlıların yaşamı için yüzde 50 toksik eşik değerini aştığını ortaya koydu. 

Ancak çalışmalarla birlikte ilgili kurumlara yapılan başvurulara karşılık hiçbir sonuç alınamadı. Var olan kirlilik ve madene yakın köylerdeki içme sularında limitin çok üstündeki ağır metal varlığı ile içme suları için verilen içilemez raporu da denetimden sorumlu Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından reddedildi.

Yeni ÇED raporunda ne var?

Rapora göre, işletmeci, kullanılan siyanür miktarının 30 tondan 220 tona çıkarılmasını ve Fatsa’dan 5 kilometre uzaklıkta, denizden 200 metre yükseklikte, 242 bin metrekare alana sahip 50 metre derinlikte 2 milyon 750 bin metreküplük atık barajı yapmayı hedefliyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın