Küresel yoksulluk konusunda etkili, sürdürülebilir ve bölgesel odaklı çözümler sunan Amerika?daki Synergos Enstitüsü?nün yayın organı Global Giving Matters?ta, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile yapılan söyleşiye yer verildi. Synergos Enstitüsü?nün başlıca programlarından birisi; Global Philanthropists Circle (Küresel Hayırseverler Ağı) üyesi olan Güler Sabancı?nın Türkiye?nin en büyük şirketlerinden birinin Yönetim Kurulu Başkanı olmakla kalmadığının, ülkenin siyasi ve toplumsal yaşamında da önemli bir güç olduğunun belirtildiği röportajda, Sabancı Vakfı?nın yaptığı çalışmalar da değerlendirildi.

?Türkiye artık 1970?lerin Türkiyesi değil?

Güler Sabancı?nın, Sabancı Vakfı ile birlikte yaptığı çalışmaların Türkiye?de hayırseverlik anlayışına yeni bir yön kazandırdığının ve vakıfçılık alanında model olduğunun belirtildiği söyleşide, Sabancı Vakfı?nın, hayır amacıyla kalıcı eserler inşa eden geleneksel bir aile vakfı olmaktan öteye geçerek; kadınlar, gençler ve engelli bireyler için erişim ve eşit fırsatlar sağlamaya odaklanmış stratejik bir kuruma dönüştüğü vurgulandı.

Sabancı Vakfı?ndaki bu dönüşümün, Türkiye?ye kalıcı eserler sağlama konusunda boşluk yaratıp yaratmayacağı sorusuna Sabancı şu yanıtı verdi: ?Vakfımız gelecek dönemde geçmişe göre daha az sayıda yeni bina inşa edecek olsa da, var olan eserlere destek vermeye devam edecektir. Türkiye artık 1970?lerin Türkiye?si değil. Bugün kişi başına düşen milli gelir açısından daha zengin. Türkiye?de vakıf kurmak, bağışta bulunmak, toplum için birşeyler yapmak Osmanlı döneminden bu yana bizim kültürümüzün bir parçası olmuştur. Hayırseverlik kültürü iyi bilinen ve yerleşmiş bir kültürdür. Benim ailemin yolunu takip eden başka aileler, kendi şehirleri için birşeyler yapabilecek servete sahip kişiler de var?

?Kadın hakları çalışmalarımızla başka ülkelere de rol model oluyoruz?

Sabancı Vakfı?nın özellikle kadınlar için yürütülen hibe programlarından elde ettiği deneyim sayesinde başka vakıflarla yeni programlar ve ortaklıklar geliştirdiklerini belirten Sabancı, küresel liderlerin de kadınların iş dünyasındaki ve toplumdaki rolünü destekleme konusunda giderek daha fazla taahhütte bulunduklarının altını çizdi.

Bu çerçevede, Ortadoğu bölgesinin sivil toplum ve hayırseverlik çalışmaları konusunda umutlu ve iyimser olduğunu söyleyen Sabancı, ?Eylül 2010?da Afganistan?ın hükümet kuruluşlarından üst düzey bir heyet, Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programını yürüttüğümüz illerden birisi olan Şanlıurfa?ya bir ziyarette bulundular. Kadınların ve kızların insan haklarını desteklemek konusundaki uygulamalarımızı öğrenmeye çok istekliydiler. Programımızın bölgedeki başka ülkelerde de uygulanabilir olduğunu duymak bizi çok memnun etti. Önümüzdeki yıllarda bu örneklerin sayısının artacağına inanıyorum? dedi.

?Vakıflar,  hükümetlerin ve diğer aktörlerin hizmet sunmanın ötesine gitmelerine yardımcı olabilirler?

İnsanlara toplumsal değişim için harekete geçme konusunda ilham veren iletişim yöntemlerine de yatırım yaptıklarını söyleyen Güler Sabancı, Sabancı Vakfı tarafından hayata geçirilen ?Fark Yaratanlar? televizyon programının, toplumsal değişim projelerini ve liderlerin gücünü iletme konusunda yeni yollar arayan başka vakıflar için örnek olduğunu vurguladı.

Sabancı, Vakıfların, dezavantajlı grupların eğitim, sağlık gibi hizmetlere erişimi konusunda nasıl bir rol oynadığına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi: ?Vakıflar, güvenilirlikleri, ilişkileri ve kaynakları konusunda kaldıraç etkisi yaratma yoluna gidebilirler. Örneğin Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı?nda Türkiye?deki tüm BM ajansları, İç İşleri Bakanlığı, Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi, yerelde toplumsal cinsiyet konusunda çok kapsamlı bir programa destek vermiştir.?

?Vakıfçılıkta yeni modellerin öncülüğünü yapıyoruz?

Güler Sabancı söyleşide, 37 yıl önce kurulan Sabancı Vakfı için yeni bir strateji tanımladıklarını, Türkiye?de yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşlarının projeleri için destek alabileceği çok kapsamlı stratejik hibe programları oluşturan ve yürüten ilk Türk vakıf olduklarını söyledi. Sabancı, hibelerin toplumsal kalkınmayı geliştirme konusunda sivil toplumu aktif olmaya teşvik ettiğini, güçlendirdiğini ve bunu yapmalarını mümkün kıldığını belirtti.

Hibe programlarından kazandıkları deneyimi de Global Giving Matters dergisiyle paylaşan Sabancı, ?Toplumsal cinsiyet, gençlik ve engellilik konularındaki bütüncül yaklaşımımızın, farklı alanlardan kuruluşların bilgi ve uygulamalarının ?çapraz verim? sağlaması açısından çok değerli olduğunu açık bir biçimde görüyoruz.  Bu işbirliği; kuruluşlar, yararlanıcılar ve genel olarak halk arasında farkındalığın artması konusunda çarpan etkisi yaratıyor. Bu, Sabancı Vakfı gibi fon sağlayıcılar için de güçlü bir öğrenme deneyimi teşkil ediyor? dedi.

Sabancı Vakfı?nın en çok hangi çalışmalarıyla gurur duyduğu sorusuna ise Sabancı şu yanıtı verdi: ?Yaptığımız ve başardığımız pek çok şeyle gurur duyuyorum. Örneğin hibe programımız aracılığıyla desteklediğimiz yerel kadın sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldiğimde çok etkileniyorum. Ayrıca ?Fark Yaratanlar? programımızla da toplum içinde fark yaratan bireylerin hikayeleri de beni etkiliyor. Ancak kişisel olarak benim için en önemli gurur kaynağı, hayatımda ve emeklerimde büyük yer tutan Sabancı Üniversitesi?nin kurulmasıdır. Amcalarımın rüyasını gerçekleştirebilmek ve bir vakıf üniversitesi kurmak gerçekten çok zorlu ve çok onur vericiydi.?

Synergos Enstitüsü baba kız tarafından kuruldu

Synergos Enstitüsü, 2001 yılında David Rockefeller ve kızı Peggy Rockefeller Dulany tarafından kuruldu. Synergos Enstitüsü, sosyal ve ekonomik sınırlar arasında köprüler kurarak, kaynakları gezici bir hale getirip, yoksulluğu azaltmayı amaçlıyor. Synergos Enstitüsü, özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika?da yaşanan küresel yoksulluk konusunda etkili, sürdürülebilir ve bölgesel odaklı çözümler sunmak için çalışıyor.

Synergos Enstitüsü, başlıca programlarından biri olan ?Global Philanthropists Circle (Küresel Hayırseverlik Ağı)? ile küresel yoksulluk konusunda önemli girişimlerde bulunuyor ve güçlü bir etki yaratıyor. Organizasyonun 20 ülkeden, 200?ü aşkın seçkin aile ve bireylerden oluşan üyesi bulunuyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın