?Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Önemi? konulu Rize?de gerçekleştirilen MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Türkiye İstişare Toplantısı?nda konuşan MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, Türkiye’nin 2023 yılında 400 milyar saat enerjiye ihtiyacı olacağını belirtti.

Mustafa Albayrak, Türkiye’de cari açığın tamamına yakınının enerjiden kaynaklandığını, bu nedenle enerji üretimine herkesin önem vermesi gerektiğini belirtti. Albayrak, ?Ancak sadece enerji üretmek için de enerji üretmemeliyiz? dedi. Enerjiyi üretirken bunu doğal kaynakları bozmadan yapmak gerektiğine dikkat çeken Albayrak, ?Bitki, hayvan ve diğer canlı dokuları göz ardı etmemeliyiz. Çevre derneklerinin yaptığı eleştirilere saygı duyuyoruz. Ama bu eleştiriler yapıcı konularda olmalı. Sınırı aşan protestolar olmamalı. Ne çevre eskisi gibi kalsın, ne de enerji üretelim diye çevreyi katledelim. İkisi arasında dengesi iyi kurmalıyız” dedi.

Temizel: Rize hidroelektrik kaynaklar bakımından zengin

MÜSİAD Rize Şube Başkanı Cem Temizel ise, dünyanın enerjiye olan ihtiyacının her yıl yüzde 4-5 civarında arttığının söylendiğini kaydetti. Temizel, ”Üretimde en önemli girdi enerjidir. Bu nedenle enerji stratejik bir ürün haline gelmektedir” diyerek, enerjinin ülkelerin güvenlikleri için de önemli olduğunu, bu nedenle ülkelerin kendi topraklarının dışında farklı ülkelerde enerji arama çalışmaları da yaptıklarını söyledi. Temizel, şöyle devam etti:

”Ülkemiz enerjide yüzde 80, petrolde yüzde 90, doğalgazda ise tamamen dışa bağımlıdır. Son 10 yıldır hükümetler yenilenebilir enerji kaynaklarına önem veriyorlar. Bu çalışmalar hızlandırılmalı, verilen teşvikler devam etmelidir. Rize ve bölgesi hidroelektrik kaynaklar bakımından oldukça zengin. Bu kaynaklarımızı iyi değerlendirmeliyiz.”

Hacımüftüoğlu: Çevre enerji üretimini dengeli götürmeye çalışacağız

Toplantıda konuşan Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu da, bütün hanelerde enerji tasarrufu bilincinin yaşam tarzı haline gelmesi gerektiğine işaret etti. Tasarrufu öngören bir medeniyetin çocukları olduklarını, ancak çevre ve kaynakları kullanırken yapılan israfın izah edilebilir bir konu olmadığını belirten Hacımüftüoğlu, bu konuda çevre kullanım dengesini hem birey hem de yatırımcı olarak dikkatle uygulamak gerektiğini kaydetti. Hacımüftüoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

?Biz, hem yatırımcının haklarını koruyan, hem de çevrenin gerekli kıldığı hususları dikkatle takip eden bir anlayışta olacağız. Çevre, su ve tabiatı da korumalıyız. Konuşabilenlerin valisi olduğumuz kadar, dili olmaya tüm canlıların da valisiyiz. Çevre enerji üretimini dengeli bir şekilde götürmeye çalışacağız” dedi.

Bayramoğlu: Yerli kaynaklarımıza önem vermeliyiz

AK Parti Rize Milletvekili Ali Bayramoğlu da, enerjinin sadece elektrik olarak ele alınmaması gerektiğini, yaşamın her alanında enerji kullanıldığını vurguladı.

Türkiye’nin 2002 yılında 31 bin megavat kurulu enerji gücü olduğunu, 2010 yılı sonunda ise bunun 40 bin megavata çıktığını ifade eden Bayramoğlu, ”Bunun yüzde 60’ını ithal temelli kaynaklar oluşturuyor. Enerjimizin yüzde 100’ünü kendimizin üretmesi mümkün değil. Ama ithal ettiğimiz enerjiyi mümkün olduğunca azaltmalıyız. Yerli kaynaklarımızı kullanmaya yönelik çalışmalara önem vermeliyiz” görüşünü ifade etti.

Türkiye’de su kaynaklarından üretilebilecek enerjinin 50 ile 150 bin megavat arasında olduğunun söylendiğini, şu anda kurulu olan hidroelektrik santralleri ile 15 bin megavat enerji üretildiğini ifade eden Bayramoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

”Bu da kapasitenin ancak üçte birinin kullanıldığını gösteriyor. İkizdere Vadisinde yapılan hidroelektrik santrallerine (HES) birileri karşı çıkıyor. Dereyi korumak HES’lere karşı çıkmakla değil, ona yönelik yatırım ve planlama ile olur. Vadide yapımı sorunlu olan birkaç yatırımı konuşabiliriz. Ama HES’ler yapılmazsa enerjiyi nereden bulacağız. Dışa bağımlılığımız devam edecek. Derenin suyunun kuruması ise sadece HES’lerle ilgili değil. Su seviyesinde ciddi oranlarda düşüşün meydana geldiği dönemler oluyor. Yapılan HES’ler nedeniyle dereye can suyu bırakılmayacak diye bir şey söz konusu olamaz. Foto selli sistemle dereye bırakılan can suyu takip edilmektedir. Bırakmadığı tespit edilirse ceza olarak lisans iptaline kadar gidebilir. İkizdere’de yapılan HES’lerden çok fazla enerji üretilemeyeceği söyleniyor. Ancak vadide yapılan HES’lerden, şu anda kurulu olan hidroelektrik enerjisinin yüzde 5’i oranında enerji üretilecek. Bu önemli bir orandır. Derelerde yapılan her türlü proje yenilenebilir ve çevresel projedir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın