Yapılan araştırmalara göre boşanan çiftlerin yüzde 85?inin eşlerden birinin horlaması nedeniyle bu kararı aldığını söyleyen Ömer Faik Sağun, 5 erkekten birinde horlama görülürken, bu oranın kadınlarda 10?da 1?e düştüğünü dile getirdi. Eşlerinin fark etmesiyle erkeğin horladığını öğrendiğini belirten Sağun, gelir seviyesi düştükçe erkeklerin bu durumu kabullenemediğini ve doktora başvurmadığını bildirdi. ?Erkek adam horlar? algısının çok yaygın olduğunu anlatan Sağun, horlama sorununu önemsememenin tehlikeli sonuçları olabileceğini kaydetti. Yeni evlenen çiftlerin daha sık geldiğini vurgulayan Sağun, ?Erkek evliliğin sorumluluklarıyla zora giriyor, ya da daha önce yanında biri uyumadığı için evlenince eşinin fark etmesiyle sorunu tespit ediyor. Ancak durumu kabullenmiyor. Ama kadın horluyorsa hemen geliyor. Çünkü kadın utanıyor ve sorunu hemen çözmek istiyor. Erkek ise sağlığı ciddi şekilde bozulmadan gelmiyor. Kadınlarda bu rahatsızlık menopozla birlikte artıyor? dedi.
Kilo sorununuz varsa uyku apnesinden şüphelenin
Horlama sorunu olan kişilerin sağlıklı bir uyku uyuyamadıkları için konsantre olamadıklarını, iş hayatında başarılı olamadıklarını, trafik kazalarına sebep olduklarını ifade eden Sağun,?Bu kişiler eşiyle sorun yaşar, çünkü eşini sonuna kadar dinleyemez. Horlama kalp, tansiyon rahatsızlıklarına sebep olur. Çünkü kalp devamlı yorgun olur. Uyku problemlerine sebep olur. Kilo, uyku apnesi yapar, uyku apnesi de kilo yapar. Uyku apnesi olan kişiler kilo veremiyor. Kilo alan kişi de rahat nefes alamadığı için uyku apnesi oluyor. Bu insanlar, ne yaparlarsa yapsınlar, tedavi olmadan kilo veremezler. Kilo veremeyenler, uyku apnesinden şüphe etmeli. Uyku apnesi, uykuda nefes almanın engellenmesidir. Gece bazen 1 dakika nefes alınamaz. Beyne oksijen gitmez. Beyin tüm fonksiyonları nefes almak için çalıştırır. İşte bu nefessiz kalma anlarından birinde, ölüm gerçekleşebiliyor. Geceleyin ölen insanların çoğu uyku apnesi nedeniyle ölür. Uyku apnesi olan herkes ölecek demiyorum tabii? diye konuştu.
Horlama sorununu tek seansta bir daha tekrarlamamak üzere çözdüklerini anlatan Sema Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ömer Faik Sağun, bunun için 5-10 yıldır dünyada ve Türkiye?de yaygın olan radyo frekansını kullandıklarını anlattı. Horlamanın nedeninin normalden büyük olan küçük dilin titremesi olduğunu söyleyen Sağun, radyo frekansıyla küçük dili büzüştürerek normal boyuta getirdiklerini açıkladı. Radyo frekansı hakkında bilgi veren Ömer Faik Sağun, şunları söyledi: ?Radyo dalgasıyla sarkan küçük dil ısısız yakılıyor. Dalgalarla dokunun beslenmesini bozarak hücreyi küçültüyoruz. Hastada ağrı da olmuyor. Sema Hastanesi olarak biz bunu tek seansta yapıyoruz. Bunu da kullandığımız cihazın kalitesi sağlıyor. Küçük dil, iki ay içinde küçülüp büzüşüyor. Eğer cihaz yeterli değilse, ya da doktor yeterince tecrübeli değilse, bir değil birkaç seans sürebiliyor.?
Op. Dr. Ömer Faik Sağun kimdir?
Op. Dr. Ömer Faik Sağun, Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi uzmanıdır. 1970 yılında Rize?de doğdu. 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi?nden mezun oldu. 1998 yılında aynı üniversitede uzmanlığını tamamladı. Tıp eğitimi sonrası ABD?de Boston Harvard Üniversitesi, Mass. General Hospital Facial Surgery?de yüz estetiği üzerine çalışmalar yaptı. Daha sonra Bosphorus International Kulak Burun Boğaz Merkezi Kurucusu ve Ortağı olarak görev aldı. Estetik ve Burun Cerrahisi ile asistanlığının ilk yıllarından beri özel olarak ilgilenmekte ve bu konu ile ilgili birçok kez özel çalışmalarda bulunmuştur. Dr. Ömer Faik Sağun, kulak burun boğaz ve estetik burun ameliyatlardaki son gelişmeleri yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen seminer, konferans ve kongrelere katılarak düzenli biçimde yakından izlemektedir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.