Dr. Yankı Yazgan’ın moderatörlüğünde düzenlenen seminerde yer alan diğer konuşmacılar ise, henüz 9 yaşındayken Cerebral Palsy’li kız kardeşinin genel eğitim sınıfına alınması için dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’a hitaben yaptığı konuşmayla dikkat çeken Anastasia Somoza, görme engellilerin sesli kitap, gazete ve eğitimlere erişimini kolaylaştıran Hayal Ortağım uygulamasını geliştiren Duygu Kayaman, dünyada işaret dili ile eğitim veren tek üniversite olan Gallaudet Üniversitesi’ne Türkiye’den giden ilk kişi olan Cem Barutçu ve engelli hakları savunucusu Down sendromlu Robert Cem Osborn oldu.

Seminerde gerçekleştirdiği açılış konuşmasında Filantropi Seminerleri’nde sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları gündeme getirdiklerini, tartıştıklarını ve tecrübeleri paylaştıklarını belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Sabancı Vakfı olarak öncüsü olduğumuz filantropi alanında 2007 yılından bu yana Filantropi Seminerleri yapıyoruz. Bu seminerlerde sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları gündeme getiriyor, tartışmaya açıyor ve tecrübeleri paylaşılmasına çalışıyoruz. Teknolojinin itici güç olduğu ve hayatımızı dönüştürdüğü bu günlerde artık vakıfçılık ve hayırseverlik anlayışı da yeni bir boyuta ulaşıyor. Tüm dünyada bir ‘zihniyet dönüşümü’ yaşanıyor. Özünde insana ve yaşamlara dokunarak iyilik yaratmak olan hayırseverlik de artık daha katılımcı süreçlerle fark yaratmaya odaklanıyor. Biz de Sabancı Vakfı olarak hayırseverliği farklı bir bakış açısıyla ele alıyoruz. Ülkemiz için öncü modeller ortaya koymak için çalışıyoruz. 12 yıldır gerçekleştirdiğimiz seminerlerimizle sivil toplum kuruluşlarına destek vermek üzere yürüttüğümüz Hibe Programlarımız da bizim hep bu anlayışın çerçevesindedir. Bu yıl seminerimizde ise, engelli alanında ‘Eğitim ile Güçlenme’ üzerine odaklanıyoruz. Sabancı Vakfı olarak, her fırsatta ‘Eğitim hakkı tartışılmaz’ diyoruz ve 12 yıldır engelli bireylerin hayata eşit ve aktif katılımı için sivil toplum kuruluşlarına destek veriyoruz” dedi.

“Engelli bireyler eğitime erişimde en çok sorun yaşayanlar arasında”

Konuşmasında kapsayıcı eğitimin ve engelli bireylerin eğitimle güçlenmesinin önemine de değinen Güler Sabancı, “Biliyoruz ki, eğitime erişimde en çok sorun yaşayanlar arasında engelli bireyler yer alıyor. Engelli bireylerin yaklaşık yüzde 40’ı okuma yazma bilmiyor. İlköğretimden üniversiteye kadar olan süreçte çok sayıda engelli gencimiz, ihtiyaçlarına yönelik destek alamadığı için eğitim hayatlarından erken kopmak zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla iş gücüne katılım oranı da yüzde 22 oranında. Desteklediğimiz projelerden birinde ilkokul öğrencisinin şu sözleri çok ilgi görmüştü. Küçük bir kız çocuğumuz şöyle diyordu: ‘Herkes farklı olduğu için kimse farklı olamaz.’ İşte tam da bu nedenle, eğitime erişimin önünü açmak ve engelli gençlerin hayata eşit katılımını sağlamak için modeller geliştirmemiz gerekiyor. Umutsuzluğa asla düşmememiz gerekiyor ve düşmeyeceğiz” dedi.

Kendisi de görme engelli bir insan hakları avukatı olan Yetnebersh Nigussie konuşmasında, “Sabancı Vakfı’nın bu topraklardan aldıklarımızı bu toprakların insanlarıyla paylaşma ilkesi doğrultusunda, ben de kendi hayatımdan yola çıkarak öğrendiğim üç önemli mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben kör olduğumda beş yaşındaydım ve yaşadığım toplumdaki herkes benim için umutların son bulduğunu düşünüyordu, çünkü kırsal Etiyopya’da bir kız çocuğunun kaderi erken yaşta evlenip ailesine çeyiz getirmekti. Oysa benim gözlerim görmüyordu ve kimse benimle evlenmek istemeyecekti, ailem de çeyiz alamayacaktı. Bu durum benim eğitimimi her zaman korkusuzca destekleyen annem ve büyük annem sayesinde bir fırsata dönüştü. Her zaman benim her şeyi başaracağıma inandılar. Beni görme engellilere özel bir okula gönderdiler. Bugün Etiyopya’da ve dünyada engelli bireylerin hayatını değiştirip normlara meydan okuyan bir birey olarak, uluslararası bir örgüt olan Light for the World’un direktörlüğünü yapıyorum” dedi.

2011 Dünya Engellilik Raporu’na göre, dünya genelinde engelli kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğuna da değinen Nigussie, “Engelli kadınlar ve kız çocukları, hayatın pek çok alanında daha fazla ayrımcılık ve damgalanma ile karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Engelli bireylerin liderlik yolunun ise kaliteli ve kapsayıcı eğitim sağlanması, erken çocukluk gelişimi için yeterli finansman ve engelli kadın ve kız çocukları gibi grupların güçlendirilmesi hedefiyle gerçekleşebileceğini vurgulamak isterim. Özellikle engelli kadın ve çocukların güçlendirilmesi kaderlerini değiştirmeleri açısından büyük önem taşıyor. Bu odadaki herkesi, sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda kimseyi geride bırakmamaya davet ediyorum. Bizimle ilgili hiçbir şeyi bizsiz yapmayın, biz sadece senin gibi farklıyız” dedi.

12. yılında yeni teknoloji ve inovasyonların engelli bireylerin eğitimine katkısının tartışıldığı seminerde “Eğitim, engelli gençlerin bağımsız yaşamında nasıl bir rol oynuyor?” ve “Genç engelli bireylerin öz savunuculuk çalışmaları engellilik alanını nasıl dönüştürüyor?” gibi sorulara yanıt arandı.

Görme engelliler ve Alzheimer olan bireyler için robotlar

Seminerde, kapsayıcı performansların yanı sıra Türkiye ve yurt dışından engelli bireylerin eğitim hayatını kolaylaştıran pek çok teknolojik ürün ve model de katılımcılarla paylaşıldı. Sekizinci sınıf öğrencisi Selin Alara Örnek tarafından görme engelli bireyler için geliştirilen yeni nesil robot rehber köpek IC4U2 katılımcılardan büyük ilgi gördü. Görme engellilerin sesli komutlarını algılayarak hareket edebilen IC4U2, üzerinde kullanılan farklı sensörler sayesinde “uyarma” görevlerini de yerine getiriyor ve acil durumlarda gerekli olan bilinçli itaatsizlik becerilerini de yapay zekâ ile desteklenen görüntü işleme ve diyalog kurma özellikleri ile sağlayabiliyor.

Seminerde ilgi odağı olan bir diğer robot ise ağırlıklı olarak Alzheimer ve demansı olan bireylerin evde yalnız yaşamasını kolaylaştıran Robot Mylo oldu. Bir akıllı saat yardımıyla sağlık izleme görevini yerine getiren Robot Mylo alınacak ilaçları hatırlatma ve görüntülü arama gibi özellikleri sayesinde, bireyin hem evde tek başına kalmasını hem de ailesiyle yaşamasını kolaylaştırıyor. Zihinsel engelli bireylerin de evde bağımsız yaşamına destek olabilen Robot Mylo, bireylerin yalnızlık hissinin giderilmesi için de oldukça etkili bir sosyal girişim olarak öne çıkıyor.

Eğitimde fırsat eşitliği sunan teknolojiler

Seminerin fuaye alanında katılımcıların deneyimine sunulan inovasyonlardan biri de otizmli çocuklar için kişiselleştirilmiş öğrenme kartları Tolkido oldu. Kurucu ortak Can Yıldız’ın otizmli bir birey olan kuzeninin dil ve konuşma eğitiminde gördüğü aksaklıklardan hareketle kurduğu Tolkido, ailenin veya eğitimcinin çocuğun ihtiyacına göre kişiselleştirebileceği kartlar ile kartları seslendirmek için bir kutu ve çevredeki nesnelerin tanıdık bir sesten dinlenmesini sağlayan etiketler üretiyor. Bu sayede çocuğun dil ve konuşma eğitimi oyunlaştırılırken, aile sürece de dâhil oluyor.

Seminerde tanıtılan bir diğer uygulama olan Auto Train Brain, özgül öğrenme güçlüğü olan disleksiye yönelik Günet Eroğlu önderliğinde Sabancı Üniversitesi’nde geliştirilen ödüllü bir mobil yazılım. Yapılan klinik çalışmalar, düzenli olarak Auto Train Brain kullanan disleksik çocukların semptomlarının 6-9 ay içerisinde azalttığını gösteriyor.

Engelsiz yaşam teknolojilerinden eğitim ürünü olan Braille Twin Bilim Kitleri de çocuklara, LEGO parçalarıyla birleşebilen elektronik modüller sunarak, robot, otonom araba gibi son teknolojileri kolayca tasarlayabilmelerini sağlıyor. Braille Twin Setleri ile görme engelli çocukların da akranları ile aynı anda ve eşit bir şekilde bilime ulaşması sağlanıyor.

Teknoloji ile erişilebilir sanat

Sesli betimleme ve altyazı ekleme yoluyla evlerde veya sinemalarda filmleri erişilebilir kılmayı hedefleyen akıllı telefon uygulaması Greta & Starks katılımcılar tarafından deneyimlendi. Engelli bireylere her ortamda erişilebilir beyaz perde erişimi sunan uygulama, tüm erişilebilirlik çözümlerini yapımcılardan ücret almadan ve iki adımdan oluşan oldukça basit bir sistemle hayata geçiriyor.

Erişilebilir sanat için seminerde tanıtılan bir diğer inovasyon ise görme engelli müzisyenlere yönelik olarak kabartma ekranlarda görüntülenebilecek ya da kabartma yazıcıdan çıktı alınabilecek formatta notaları ücretsiz olarak indirme imkânı sunan Engelsiz Nota Kütüphanesi oldu. Eğitimde Görme Engelliler Derneği bünyesinde oluşturulan Engelsiz Nota Kütüphanesi görme engelli müzisyenlerin çalacakları veya söyleyecekleri eserlerin Braille veya dijital olarak erişilebilir olmasını sağlıyor.

Dansın dönüştürücü gücü

Seminerin açılışında sahne alan, dansın dönüştürücü ve bir araya getirici gücünü kullanarak kapsayıcı bir kültür oluşturmayı hedefleyen, engelli ve engelsiz iki dansçıdan oluşan Infinite Flow Dans Grubu’nun performansı büyük ilgi gördü. 2015 yılında dansçı ve felç geçirmiş Marisa Hamamoto ile 2005 yılında bir trafik kazasıyla belden aşağısı felç olan Adelfo Cerame Jr. Tarafından sahnelenen dans performansı izleyicilerden büyük alkış aldı.

Seminer kapsamında basit adım sistemini kullanarak Latin danslarının doğasını keşfetmeye olanak tanıyan özel bir program geliştiren Lilli’s Ballroom workshopuna katılanlar gözleri kapatılarak bir görme engell dansçı ile dans etmeyi deneyimledi.

Katılımcıların engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştıkları engelleri deneyimlediği bir diğer alan ise Accessibility Trail oldu. Bu faaliyette, katılımcılar günlük hayatta karşılaşılan engelleri (görme engeli, tekerlekli sandalye hareketliliği, işitme engeli) simüle eden sistem üzerinde, farklı engelleri deneyimlerken, engelliler için erişilebilirliğin önemini tartışma imkanı buldular.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın