Coğrafi İşaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bölgesi ya da ülkesi ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işarettir. Bu işaret hem bölge insanının emeğine hem de tanıtımına ve imajına değer katar. Ülkemizde 2.500’e yakın ürün coğrafi işaret özelliği taşıyor.
Destek Patent tarafından TÜRKPATENT’in son 5 yıllık verilerinden hazırlanan analize göre, Türkiye’de 2015-2019 yılları arasında coğrafi işaret başvurularındaki toplam sayı 588. 5 yıl içinde coğrafi işaretleme başvurularındaki en parlak dönem 2017 yılı olurken, 22 başvuru ile Gaziantep şehri başı çekiyor. Başvuruların yüzde 90’ı gıda üzerine yapılırken, alınan coğrafi işaretlerin aynı oranda gıdada olduğu görülüyor. Baldan meyve sebzeye, zeytinyağından çorba ve tatlılara kadar uzayan listede liderlik kebabın.
Birinci Şanlıurfa, ikinci Gaziantep
Verilere göre, 2015-2019 yılları arasında yapılan 588 başvurudan 300’e yakını yani yaklaşık yüzde 45’i tescillendi. En çok tescil, başvuruların en yüksek olduğu 2017’de yapıldı. Şanlıurfa 27 coğrafi işaret sahipliği ile birinci olurken, onu 20 coğrafi işaret ile Gaziantep takip etti. Her iki ilin de başvurularının neredeyse tamamı yöresel yemekler, meyve sebzeler üzerine olurken, büyük çoğunluğu kebap çeşitleri oluşturuyor. Urfa’nın haşhaş kebabı, ciğer kebabı, kazan kebabı, soğan kebabı ve patlıcan kebabının yanında Gaziantep’in baklavası, katmeri, meyan şerbeti, narı, yuvalaması ve lahmacunu listede en çok dikkat çekenler arasında. Urfa’nın 24 coğrafi işaretli ürününün başvurusunu yapan ve tescilini alan Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası.
Bölgesel güç Karadeniz’de
Son 5 yılın analizine göre; en çok coğrafi işarete sahip olan bölgeler arasında ilk sırada (58) Karadeniz Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi (58) bulunurken Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu sırasıyla; Doğu Anadolu (31) ve İç Anadolu (35), Ege (29), Marmara (32) ve Akdeniz (26) bölgeleri takip ediyor. Gıdadan sonra en çok başvuru ve tescil dokuma, halı ve kilimlerde.
“2.500’e yakın yöresel ürünün 446’sı coğrafi işaret taşıyor”
Verileri yorumlayan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Ülkemizde 2.500’e yakın coğrafi işaret özelliği taşıyan ürün bulunuyor. Türkiye’nin şu an için 446 işaretli ürünü bulunuyor. Yani daha gidilecek çok yolumuz var. Yöresel ürünlerimizi tescil ile koruma altına alarak gelecek nesillere aktarılmasını ve hak ettikleri ekonomik değerlerin verilmesini sağlamalıyız. Coğrafi işaretli ürünler diğerlerine göre katma değeri daha yüksek ürünler oldukları için ihracatı da son derece önemli. Antep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı Avrupa Birliği’nde tescilli ürünlerimizden bazıları” dedi.
“Coğrafi İşaretli ürünler diğerlerine göre çok daha yüksek fiyattan alıcı buluyor”
Coğrafi İşaretlerin, diğer sınai mülkiyet haklarından farklı olduğunu, yalnızca bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan herkesi koruduğunu, kolektif bir hak olduğunu ve kırsal kalkınmaya aracılık ettiğini, sahteciliğin önüne geçmekte önemli bir güç olduğunu vurgulayan Yamankaradeniz, “Coğrafi işaretler, bir ülkenin geçmişten günümüze gelen değerlerini yansıtıyor. Dünya üzerinde bu alanda yaklaşık 10 bin ürün, 200 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğü mevcut. Günümüzde insanlar, yöresel değere sahip, doğal olan ürünleri daha çok tercih ediyor. Tüketiciler bu ürünler için yüzde 20-25 oranında daha fazla ödeme yapmayı kabul ediyor. Ayrıca coğrafi işaretler, bulunduğu yöreye katma değer sağlarken, istihdamın ve ihracatın önünün açılmasını da sağlıyor. Ülkemiz, coğrafi işaretler konusunda çok zengin bir ülke. Yerel değerlerimizi ihraç ederek dünyanın diğer ülkelerine ulaştırmak aynı zamanda kültür ihracı yapmamıza da olanak sunuyor’’ dedi.
Yamankaradeniz denetim ve uluslararası tescil konusunun önemine de dikkat çekti; ‘’Coğrafi işaret sisteminin sağlıklı bir yapıda ilerlemesi için denetim mekanizmasının çalışıyor olması çok önemli. Denetim yapısı oturtulamaz ise coğrafi işareti alınmış ürünlerin sahteleri kontrol altına alınamaz. Bu nedenle yıllık bazda denetim yapılarak raporlanması ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na sunulması gerekiyor. Yurt içinde tescili yapılan ürünlerin uluslararası tescilinin de yapılması, ülkemizin bu ürünlerin ihracatından yeterli payı alabilmesi için büyük önem taşıyor.’’
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.