Barilla Gıda, Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl 5’inci kez düzenlenen “Sürdürülebilir Gıda Zirvesi”nin katılımcılarından biri oldu. “Gıda Sektöründe Değişim” temasıyla düzenlenen zirvede gıda sanayi, perakendesi ve gıda hizmet sektöründeki değişim, tüm yönleriyle masaya yatırıldı. 

Çalışmalarını “Sizin için iyi, Gezegen için iyi” misyonuyla yürüten Barilla Gıda, Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından 5’incisi düzenlenen Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne katıldı. Bu yıl “Gıda Sektöründe Değişim” temasıyla düzenlenen zirvede; gıda sanayi, perakendesi ve gıda hizmet sektöründeki değişim, tüm yönleriyle masaya yatırıldı. Gıda sistemlerinde sürdürülebilir dönüşümü ve iş modellerinde değişimi hızlandırmak amacıyla düzenlenen zirve; Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası destekleriyle gerçekleştirildi. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde bu yıl ayrıca “Dünya Gıda Günü” buluşması da düzenlendi.

Gıda ve beslenme alanında birçok uzman kuruluşun önde gelen isimlerinin katıldığı zirvede Türk tarımında sürdürülebilirlik sorunları ve çözümleri, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özertan moderatörlüğünde masaya yatırıldı. Düzenlenen oturumda Barilla Gıda Genel Müdürü Piero Mirra; sürdürülebilir gıda ihtiyacının giderek arttığı günümüzde, şirketin tarladan sofraya lezzetli, sağlıklı ve güvenilir gıda anlayışını ve bu bağlamda yürüttüğü sözleşmeli ve sürdürülebilir tarım projelerinin detaylarını aktardı.

“DURUM BUĞDAYIMIZIN TAMAMINI TÜRK ÇİFTÇİSİ ÜRETİYOR”

Oturumda Barilla’nın son 20 yıldır çiftçiler, akademik kuruluşlar ve uzmanlarla yürüttüğü araştırma ve proje detaylarını paylaşan Piero Mirra, “Neredeyse çeyrek asırdır yürüttüğümüz bu çalışmaların bize ve Türk tarımına büyük bir katkısı oldu. En önemli sonuçlarından biri ise Bolu’daki fabrikamızda ürettiğimiz Barilla ve Filiz markalı makarnalarımızın hammaddesi olan durum buğdaylarının tamamının Türkiye topraklarında ve bizim çiftçilerimiz tarafından üretilmesi” açıklamasını yaptı.

“TÜRKİYE’DE 400 ÇİFTÇİ İLE ÇALIŞIYORUZ”

Kaliteli buğdayın kurum taahhüdünün en önemli parçası olduğunu; durum buğdayı olmadan makarna ve hatta Barilla’dan söz edilemeyeceğini vurgulayan Piero Mirra; “Türkiye’nin yaklaşık 4,5 milyon ton olan yıllık durum buğdayı ihtiyacına karşın, bu yıl rekoltenin 2,5 milyon ton civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu da çok ciddi bir ithalatı gerektirecek. Türkiye gibi buğday ve makarna üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden birisi için bu tablo çok düşündürücü. Doğru yöntemleri kurumlar arası iş birliği ile uygulayarak Türkiye’yi tekrar kendine yeten bir ülke konumuna ulaştırabiliriz. Pazarın liderlerinden biri olarak sürdürülebilir tarım uygulamalarımızla tüm hammaddemizi buradan, bizim çiftçilerimizden karşılayabiliyoruz. Onlar olmadan bunu başarabilmemiz mümkün değil. Bugün iş birliği içinde olduğumuz 400 çiftçimizi her türlü bilgi, veri ve modern tekniklerle destekleyerek bunu başarabiliyoruz” dedi.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELİMİZ İLE ÇİFTÇİLERİMİZİN MALİYETİNİ YÜZDE 15 DÜŞÜRDÜK”

Oturumda Barilla’nın Türkiye’de hayata geçirdiği sürdürülebilir tarım projesi kapsamında yapılan çalışmaları anlatan Piero Mirra şöyle konuştu: “Sürdürülebilir tarım projemiz sayesinde, düşük girdi yöntemleri ve deneyimli bir toprak yönetimi ile hem ürün verimini hem de kalitesini artırıyoruz. Çiftçi daha çok kazanırken, çevresel etki de azalıyor. Daha önce İç Anadolu Bölgesi’nde olduğu gibi, son 3 yıldır Trakya Bölgesi’nde de akademik kuruluşların desteğiyle, bilimsel tekniklere dayalı sürdürülebilir üretim modelimizi uyguluyoruz. Bu modelle çiftçilerimizin üretim maliyetlerini yaklaşık yüzde 15 oranında düşürürken, çevresel etkimizi de yüzde 20’ye yakın azalttık. Tüm bu başarılı deneyimleri birer el kitabına dönüştürerek bilgi ve teknoloji desteğiyle yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki sürdürülebilir ve sözleşmeli tarım faaliyetlerimize önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz.”

GIDA KAYBI VE İSRAFI, TÜRKİYE’Yİ ENDEKSTE AŞAĞIYA ÇEKİYOR

Nüfus artışı, iklim değişikliği, insan sağlığı, kaynak yönetimi, sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği gibi birçok başlık altında Türkiye’den ve dünyanın farklı ülkelerinden sektörün duayen isimlerin ağırlandığı zirvenin konuşmacıları arasında yer alan The Economist Intellegence Unit (EUI) Editörü Martin Koehring, “En İyi Gıda Nerede?: Küresel Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi” oturumunda Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN) ve The Economist Intelligence Unit (EIU) iş birliğiyle hayata geçirilen Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi ve Türkiye’nin bu endeksteki performansı değerlendirdi.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne uygun bir metodoloji ışığında hazırlanan, dünya nüfusunun beşte dördünü ve gayrisafi küresel hasılanın yüzde 90’ından fazlasını temsil eden endeksin son bulgularını katılımcılarla paylaşan Martin Koehring, “Endekste 67 ülke yer alıyor. Gıda ve beslenme açısından dünyanın en sürdürülebilir ülkelerini küresel ölçekte belirleyen endeks; ‘Sürdürülebilir Tarım’, ‘Beslenme Sorunları’ ve ‘Gıda Kaybı ve İsrafı’ olmak üzere üç temel başlıkta hazırlanıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu endekste ülkeler 38 gösterge ve 90 kriter üzerinden değerlendiriliyor. Fransa’nın üç yıldır lider olduğu endekste Türkiye, 67 ülke arasında 58’inci sırada yer alıyor” dedi.

Türkiye’nin endeksteki sonuçlarını değerlendiren Koehring, “’Gıda Kaybı ve İsrafı’ başlığındaki değerlendirmede Türkiye en alt sıralarda yer alıyor. Türkiye’nin özellikle yasal düzenleme ve yatırım alanlarındaki eksiklikleri bu tabloya neden oluyor. ‘Sürdürülebilir Tarım’ ve ‘Beslenme Sorunları’ başlığında ortalama bir skor alan Türkiye’nin başarılı modellerden yapacağı uyarlamalarla endeksteki konumunu iyileştirebileceğini öngörüyoruz” açıklamasını yaptı.

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın