ENVER ERKAN >> Fed Başkanı Jerome Powell, son konuşmasında faiz oranlarının nötr seviyenin “hemen altında” söyleyerek Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl da faizleri artırmaya devam edeceğine ve nötr faiz oranına kadar daha yolunun olduğunu belirten önceki konuşmalarına göre politika dilini oldukça yumuşatmış oldu ve Fed’in faiz artırımlarına önümüzdeki yıl ara verebileceğine yönelik spekülasyonları da desteklemiş oldu. 3 Ekim’deki konuşmasında “nötr faiz oranlarını geçebileceklerini, ama bu noktadan henüz uzakta olduklarını” belirtmişti. Powell’ın son açıklamaları Fed’in mevcut dinamiklerde agresif bir para politikası sıkılaştırması yapamayacağına yönelik ihtimali artırmaktadır.

Nötr veya doğal faiz oranı konusuna açıklık getirmek gerekirse; ekonomiyi ne hızlandıran ne de yavaşlatan optimal faiz oranı olarak tanımlayabiliriz. Fed açısından şu anda ekonomik büyüme ve istihdam piyasası pozitif sürpriz yaparken, enflasyon dinamikleri ise negatif yönde eğilim göstermektedir. Fed’in bu noktaya yaklaştığını verilerde ivme kaybı gördüğümüz zaman algılarız. Ancak ticaret savaşları, global büyüme trendindeki zayıflama ve mali teşviklerin etkisi geçtikten sonra gelecek yıl büyümenin eski hızına geri döneceği bir ortamda Fed faizleri olması gerekenden yüksek tutarsa ekonomide ciddi ivme kaybına sebep olabilir. Yani ekonomi kendine özgü dinamikleri ile zayıflayabilecekken, Fed bunu kendi eliyle hızlandırmak istemez. Faizde doğal seviyeye yakın olmak, Fed’in daha önce yansıtılandan daha az hareket edeceğine işaret edebilir. Bu bakımdan 2019’da faiz artırımı sayısı, önceki projeksiyonlardan daha az, belki 1 veya 2 defa şeklinde de olabilir.

Fed 19 Aralık’ta muhtemelen faiz oranlarını bir kez daha yükseltecek ve fonlama oranını %2,25 seviyesi üzerine çıkaracak. Tabii, yılın son toplantısı olması itibariyle 2019 yılının para politikası rotası daha belirgin çizilecektir. Ekonomik tahminlerde de aşağı doğru revizyonlar söz konusu olabilir. Fed’in sonraki aşamadaki politika adımlarına yönelik belirsizlik artmıştır. Doğru nötr politika oranının nerede olduğunu, yani nerede frene basılması gerektiğini Powell’ın açıklamalarından da anlayacağımız üzere kendileri de tam olarak bilmiyorlar ve verilere bakarak fikir edinmeye çalışıyorlar.

Powell’ın politika dilindeki yumuşamanın da Trump’ın Fed eleştirilerinin dozunu artırdığı ve direkt olarak eleştirilerde Powell’ı hedef aldığı açıklamaların akabinde gerçekleşmiş olması oldukça ilginç elbette… ABD’deki kurumların oldukça güçlü olması elbette politikanın, alınan kararların üzerinde belirleyici olmasını engelliyor ancak Fed’in duruşunu yumuşatması ve parasal sıkılaşmayı yavaşlatma ihtimali en çok da Trump’ı memnun edecektir. Trump’ın en büyük dayanağı ekonomik büyümedeki ivmelenme ve kendi başkanlığı döneminde düşük büyüme oranları istemez. Çünkü bu yıl Trump’ın mali teşviklerinden beslenen bir büyüme vardı ve önümüzdeki yıl bu teşviklerin etkisinin hafifleyeceğini düşünürsek, Trump bir etki de Fed tarafından istemez. Borçlanma maliyetlerinin yükselmesinin aslında konut piyasasına hali hazırda yavaşlatıcı etkilerinin olduğunu görmekteyiz ki, daha ticaret savaşı gibi etmenlerin ABD ekonomisine yansımalarının da söz konusu olabileceği bir döneme giriyoruz.

Her ortamda, Powell’ın açıklamalarının beklenenden çok daha “güvercin” olduğunu belirtmek gerekiyor. Bugün tutanaklarda, üyeler bu konuda neler düşünüyorlar, daha çok satır başı görmeye çalışacağız. 5 Aralık’ta Powell’ın Senato Bankacılık Komitesi’ne sunumu, 19 Aralık’ta Fed’in faiz kararı var. Kritik bir dönemece giriyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın