Altınbaş Üniversitesi Öğretim Görevlisi Arzu Çakar’ın moderatörlüğünde üniversitenin Gayrettepe Yerleşkesinde gerçekleştirilen konferansta, Ali Altınbaş’ın yaptığı yatırımlar üzerinden başarı hikayesinin yanı sıra, gençlere tavsiyeler, tecrübeli bir iş insanının karar alırken geçirdiği aşamalar ve yatırımlarda öncelikle nelere dikkat ettiği soruldu.
“Bunlar üniversitenin öğretemeyeceği şeyler”
Başarılı iş insanlarının ya da yöneticilerin gençlerle buluşarak deneyimlerini anlatmasını çok önemsediğini ifade eden Ali Altınbaş, “Daha önce ‘Harvard’ın Öğretmedikleri’ diye bir kitap okumuştum. Benim gibi insanların anlattığı konular da bir üniversitenin öğretemeyeceği şeyler. Gençler için de bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Kendi başarı hikayesi hakkında bilgi paylaşan Altınbaş, “Çok üzüldüğüm ama üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra ‘İyi ki o olumsuz günü yaşamışım’ dediğim çok olay var. Bu sebeple de anlık olan olayları zamanla çözmek en doğrusu. Beni de bugüne getiren en önemli özelliğin empati yapmak olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“Buluştan çok, bir buluşu ürüne dönüştürmek daha çabuk sonuç verir”
Edison’un elektriği bulduğunu ancak asıl para kazananların bu buluşu baz alıp ürün geliştirenler olduğunu söyleyen Altınbaş, “Yani ‘mevcut olan buluşları değerlendirip onu ürün haline getirip topluma nasıl sunarız’ bunun üzerinde yoğunlaşırsanız daha kolay netice alırsınız. Özellikle bugünkü iktidar katmadeğer yaratacak ürünler konusunda çok büyük destekler veriyor. Fakat ülkemiz gelişmekte olan bir ülke. Yatırımların belli riskleri var, gelişmiş ülkelere göre çeşitli artıları eksileri var. Girişimcilerin ‘Yapacağım yatırımda bu negatif yönleri nasıl nötr edebilirim’ diye daha önceden tespit edip bu konulara karşı tedbir alarak yatırım yapabilirler. Olduğumuz coğrafya, bulunduğumuz ülkenin şartları, hitap edeceğiniz pazarın durumu, rekabet ortamı gibi birçok şeyi birarada değerlendirmeli; sürdürülebilirlik olup olmadığı, ne kadar zamanda geri dönüp dönemeyeceği düşünülmeli.” dedi.
“Girişimcilik Türkiye’de eksik anlaşılıyor”
Girişimciliğin Türkiye’de en çok ön plana çıkan kelimelerden biri olduğunu ancak bu kelimenin eksik anlaşıldığını belirten Ali Altınbaş şöyle devam etti: “Girişim sadece kendisi iş kuranlar demek değil, aslında böyle anlaşılmamalı. Yöneticilerin de iyi olabilmesi için mutlaka girişimci gibi düşünmesi gerekir. Yani küçük ya da büyük kapasiteli bir birimin yöneticisi, orada kendisini patronun temsilcisi gibi düşünmeli ki başarılı olabilsin. ‘Bu iş benim olsa nasıl yaparım’ önemli bir düşünce. Yükselmek buna bağlı.
Acaba önümüzdeki gruplar, büyük şirketler nasıl genel müdür seçiyor diye çok merak etmişimdir. Çünkü belli bir kademeden sonra zeka ve beceri seviyesi birbirine çok yaklaşıyor Bunların içinden birisini genel müdür yapmak gerekiyor. İşte buralarda ayırt edici özelliklerden birisi girişimci gibi düşünmek. Daha sonra ‘dürüst mü?’, ‘ilişkileri nasıl?’, ‘yabancı dili var mı?’ ve ‘gerektiğinde problemsiz ayrılabilir misin?’ sorularını sorarım. Konuyu bilmek, iş yapma kabiliyeti de önemli tabii ki.”
İlk hedef uluslararası üniversite olmak
Konferans sırasında Altınbaş Üniversitesini kurma kararı sürecine de değinen Ali Altınbaş, ailenin gelişmesinin ve başka insanlara yardım etmenin en iyi yolunun eğitim olduğuna inandıklarını kaydetti. “Balık vermeyi değil balık tutmayı öğret” sözünden yola çıktıklarını belirten Altınbaş şunları söyledi: “Bir vakıf kurduk ve sosyal sorumluluğumuzu eğitim konusunda yapalım dedik. En iyi seçenek olarak üniversiteyi gördük. İzin alabilmek için çok uğraştık ve bekledik. 2008’de kurulan üniversitemizde 2011 yılında eğitime başladık. Bu süreçler çok yoğun geçti. Birinci hedefimiz uluslararası bir üniversite olmak. Üniversite birimlerimizi, eğitim programlarımızı bu hedefe göre kurguladık. ”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.