Merkez Bankası’nın dünkü faiz kararını değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın, Merkez Bankası’nın gecikmeli olsa da piyasada oluşan güvensizliği gidermeye yönelik bir adım attığını söyleyerek, “Gerek ulusal düzeyde gerekse de uluslararası yatırımcılar nezdinde, dolar kurundaki hızlı yükseliş ve buna karşın faizlerdeki aşırı düşük seyrin yarattığı bilinmezlik ve güvensizlik Merkez Bankası’nın iradesini ortaya koymasıyla belli ölçüde kontrol edilebilecek gibi görünüyor” dedi.

“YAŞANAN BELİRSİZLİK, YENİ HAMLELERİN GEREĞİNE İŞARET ETTİ”

Son haftalarda dolardaki hızlı yükseliş ile yabancı fonlardaki çıkışın tetiklediği belirsizlik ortamı, geleceğe ilişkin ekonomik beklentileri belirsizleştirirken, kredi derecelendirme kurumlarından gelen açıklamalar da, ekonomi politikasında yeni hamlelerin gereğine işaret etti. Merkez Bankası, mevcut belirsizlikleri azaltmak ve özellikle uluslararası yatırımcılarda beliren güvensizliği aşmak için dün uyguladığı para politikasında faiz düzenlemelerinde sadeleşmeye giderek 1 Haziran itibarıyla politika faizinin bir hafta vadeli repo faizi olarak kullanılacağı ve bunun da mevcut geç likidite penceresine (GLP) eşitleneceğini duyurdu. GLP halen yüzde 16,5 olarak uygulanıyor.

İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, Merkez Bankası’nın para politikasında yöneldiği sadeleşmeyi yorumlayarak, bu kararın piyasalara olası yansımalarını değerlendirdi.

“MERKEZ BANKASI’NIN SON KARARI TEKNİK BİR GEÇİŞ DEĞİL”

Merkez Bankası’nın son kararının sadece teknik bir geçiş olmadığını, asıl amacın piyasalara güven telkin etmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alçın, “Bir süredir piyasa gerçekleri ve beklentiler ile Merkez Bankası’nın, karar ve tutumları arasında ciddi bir fark açılmıştı. Merkez Bankası’nın dünkü kararı her ne kadar yeterli düzeyde olmasa da piyasalara güven veren ve ‘Ben buradayım’ diyen nitelikte. Zaten içinden geçtiğimiz süreçte piyasa aktörleri, salt faiz veya diğer gösterge makro verilere değil geleceğe yönelik kararlardaki tutarlılığa odaklanmış durumda” dedi.

“FAİZ ARAÇ, GÜVEN AMAÇ”

Uluslararası yatırımcılar açısından, gelişmekte olan ülkelerdeki faiz oranlarının nispi yüksekliğinden daha önemli olanın bu piyasalardaki öngörülebilir olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alçın “Özellikle FED’in faiz artırımları sonrasında gelişmekte olan ekonomiler açısından, uluslararası fon çekmenin tek yolu kırılganlığı düşürmektir”  dedi.  Prof. Dr. Alçın, “Bakın son haftalarda uluslararası kredi derecelendirme kurumları ve ünlü fon yöneticilerinin neredeyse hepsi faizden değil ama güvenden dem vuruyor. Öyleyse piyasaların beklediği tek şey var stabilizasyon ve öngörülebilirlik” diye konuştu.

“SÜREKLİ BAĞIMSIZLIK İMAJI ÖNEMLİ”

Merkez Bankası’nın son kararının yatırımcıların beklentileriyle uyumlu olduğun ifade eden Prof. Dr. Sinan Alçın “Merkez Bankası bu kararıyla, ben buradayım ve güvenli limanım demiş oldu. Şimdi piyasa Merkez Bankası’nın bu duruşunun sürekliliğini test edecektir” diye konuştu.

Ekonomik durum üzerinde seçimin de önemli bir belirsizlik yarattığını söyleyen Prof. Dr. Alçın “Çoklu belirsizlik ortamında, aslında piyasa güçlerinin temel referans alacakları kurum Merkez Bankası. Bunun için de Merkez Bankası kararlarını salt parasal önlemler olarak görmemek gerekiyor. Ancak, gerçekte Merkez Bankası kararlarının ne kadar dikkate alınacağı bu kararların uygulanması konusundaki kararlılığa bağlı” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın