Bölgesel çatışmaların her gün farklı bir boyut kazandığı günümüzde Türkiye’yi öne çıkaran ekonomik dinamikler ve olası riskler Avrupa’nın en büyük finans ve akademik kurumlarının gözüyle İstanbul’da masaya yatırıldı.
Live Consulting& Academy tarafından düzenlenen “İçsel Ekonomi / Inner Economy” başlıklı etkinlikte Unicredit Group Kıdemli Başkan Yardımcısı Gianni Demichelis, ”2020 Endüstrisine Türkiye Odaklı Bakış” sunumunda borçlanmanın miktarına değil nereye harcandığına bakılması gerektiğini söyledi.
Zaman zaman ‘438 milyar dolarlık dış borcu Türkiye için risk oluşturur mu?’ sorusu ile karşılaştığını anlatan Gianni Demichelis, şunları söyledi:
TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLE HAK ETTİĞİ İMAJI KAZANMASI GEREKİYOR
“Türkiye’nin 130 milyar doları kamu, 308 milyar doları özel sektör olmak üzere 438 milyar dolar dış borcu bulunuyor. Evet 438 milyar dolar borç yüksek ve büyük bölümü kısa vadeli. Öncelikle bu borç uzun vadeye yayılmalı. Tabii burada Türkiye’nin imajı da çok önemli. Türkiye’nin bir an önce hak ettiği imajı kazanması gerekir.
Bana göre borcun miktarı önemli değil. Siz borçlandığınız parayı ne yaptınız, nasıl harcadınız? Önemli olan bu. Eğer teknolojiye, sürdürülebilir üretime yatırım yaptıysanız korkmayın. Hem istihdam yaratmış olursunuz hem üretiminizi hem de vergi gelirlerinizi arttırıp borcunuzdan daha fazlasını kazanırsınız. Ancak sadece inşaat gibi tek bir noktaya odaklanırsanız sıkıntı olur. Türkiye bir süredir teknolojide geri kalıyor. Ekonomiyi içeride inşaat, ihracatta ise tekstille canlı tutmaya çalışıyor. Bu ileride sıkıntı yaratabilir. ”
EĞİTİMLİ GENÇ NÜFUS TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SERMAYESİ
Türkiye’nin önünde çok kritik fırsatların ve risklerin bulunduğuna dikkat çeken Gianni Demichelis, eğitimli genç nüfusun paha biçilemeyecek bir sermaye olduğunu vurguladı. Demichelis, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin en büyük sermayesi eğitimli genç nüfusu. Eğitimli iyi yetişmiş gençler, yeni teknolojilere çok hızlı uyum sağlamakla kalmıyor o teknolojileri aynı zamanda daha ileriye taşıyorlar. Yeni teknolojiler yeni iş kolları ve yeni istihdam anlamına geliyor. Türkiye genç nüfusunu günümüzün gereklerine uygun donanımla yetiştirirse hem kendi geleceğini hem de çevre ülkeleri kurtarabilir.
Türkiye’nin bir diğer avantajını da tarihi geçmişi ve jeopolitik konumu oluşturuyor. Büyük bir imparatorluğun varisi olan ülkenizin çok önemli bir birikimi var. Diğer taraftan ekonominiz çok dinamik. Yüzde 10 büyümeler konuşulabiliyor. Bu potansiyeli iyi değerlendirmeniz gerekiyor.”
Gianni Demichelis, Türkiye için gelecek 5 yılın çok önemli olduğuna değinerek “Eğer Türkiye önümüzdeki 5 yılda ekonominin gereklerini yerine getirirse büyük bir sıçrama yakalayabilir. Aksi takdirde kaybeder ve bir daha da böyle bir şans yakalayamaz. Türkiye için ikinci risk unsuru eğitimli genç nüfusu kaybetme olasılığı. Dünya büyük bir dönüşümü yaşıyor. Siz üniversitelerinizde gençlerinizi bu dönüşüme hazırlamalısınız. Aksi takdirde Türkiye en büyük sermayesi olma potansiyeline sahip eğitimli genç nüfusunu kaybeder” dedi.
ELIO D’ANNA: HER TOPLUM HAK ETTİĞİ GİBİ YÖNETİLİR
ABD Başkanı Donald Trump ile uzun yıllar birlikte çalışan European School Of Economics Vakfı Başkanı Elio D’anna da, Trump’ın seçilmesinde geçmişte izlenen politikaların belirleyici olduğunu vurguladı. Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, toplumların hak ettikleri gibi yönetildiklerini vurgulayan D’anna, “Trump’ın 4 yılı tamamlayamadan Beyaz Saray’dan ayrılmak zorunda kalacağı yönünde ciddi bir beklenti var. Oysa ben tam aksini düşünüyorum. Trump birinci dönemi tamamlamakla kalmayacak, iddia ediyorum ikinci kez seçilecek” diye konuştu.
SİNAN ERGİN: SORUMLULUK SAHİBİ SEVGİ DOLU LİDERLERE İHTİYAÇ VAR
Live Consulting & Academy Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Ergin de, dünyada finansman için yeterli kaynak bulunduğunun altını çizdi. Ergin, “Önemli olan o kaynaklar kimin elinde ve hangi irade tarafından kullanılıyor? Sorun bu. Bizim sorumluluk sahibi sevgi dolu liderlere ihtiyacımız var” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.