Son dönemlerde “organik ürün” tanımlaması dillerden düşmüyor. Yediğimiz, içtiğimiz ürünlerin; giydiğimiz giysilerin önüne “organik” cümlesi ekleniyor. Toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden; çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumayı amaçlayan organik tarım; gündemden artık düşmeyecek gibi gözüküyor. Önümüzdeki dönemlerde organik ürünler daha fazla talep görmeye başlayacak. Ancak ekolojik ürünlere olan talep, işin tek boyutu değil. Ekolojik tarım yapılacak alanlar gittikçe daralıyor. Tarım zararlılarına karşı kullanılan zirai ilaçlar bilinçsizce kullanılıyor. Ürünün organik pazarına ulaşıncaya değin yapılması gerekenler var. Her şeye rağmen çok ciddi de bir organik piyasası var. Sadece ihracatımız, 30 milyon dolar dolayında…
Ekolojik ürünlerin yarattığı ekonomide çeşitli boyutların her gün daha fazla tartışılmaya ihtiyacı olduğu gözüküyor. Bu nedenle; Fulya Fuar ve Kongre Merkezi ?2. Ekolojik Ürünler Buluşması?nda Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak?ın moderatörlüğünde ?Ekolojik Ürünlerin Yarattığı Ekonomi” konulu bir panel düzenlendi. Panelde ekolojik ürünler hakkında toplumun yeterince bilgi sahibi olmadığı görüşü ortaya çıktı.
İş dünyasından Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Karaköy Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Güllü, büyükbaş hayvan yetiştiricisi Neslihan Kozanoğlu, Migros Ticaret A.Ş. Kalite Yönetim Müdürü Dr. Hülya Günay, Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER) Başkanı Mehmet Tevfik Dinçer, Değirmen Group Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Tonbul ile İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar, Yaban TV Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yılmaz ve www.kobipostasi.net Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Doğan’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde, tüketicinin ekolojik ürünler yerine, daha gösterişli konvansiyonel tarım ürünlerini tercih etmelerinin çok ciddi sağlık ve çevre sorunlarına yol açtığı, bu tercihin bedelinin tüketiciye pahalıya mal olacağı belirtildi.
Organik tarım bilinç istiyor
Organik hayvancılığa hobi olarak başlayan Neslihan Kozanoğlu, “Ürettiğimiz ürünleri sepetlere koyup eşe dosta dağıttım. Dostlarım bunun karşılığını verelim dediler. Böylece hobi olarak başladığım iş, ticari bir boyut kazandı. 2000 yılında Beykoz Cumhuriyet Köy’de 20-25 inekle başlamıştık, önümüzdeki yıl 400 ineğe çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Kozanoğlu, organik ürünlere toplulumumuzda ciddi talep olduğunu ancak, organik tarımın çok bilinçli yapılması gerektiğini söyledi.
Migros, ekolojiye yatırım yaptı, pazar payını büyüttü
İyi tarım uygulamaları ve organik tarım üzerine bilgiler veren Migros Kalite Yönetim Müdürü Dr. Hülya Günay, “İnsanlara güvenli gıda sunmak, organik tarımın da iyi tarımın da görevi. Avrupa Birliği’nde 1987’de EUROGAP uygulanmasına başlandı. EUROGAP, Türkiye’de 2004’ten bu yana iyi tarım uygulamaları şeklinde gündemimizde. Organik tarımın kuralları biraz daha katı olsa da özünde ikisi de aynı. Halihazırda organik üretimin 236 kriteri var, bu kuralları denetleyen ertifikasyon kuruluşları var. Organik sertifikaları her ürün için ve belli bir hasat dönemi için veriliyor” diye konuştu.
Ekolojiye yatırım yapan Migros?un pazarı büyütme çabalarının sonuç verdiğini belirten Dr. Hülya Günay, ?Her geçen yıl ekolojik ürünlere duyulan ilgi artıyor. Geçen seneye göre Migros?da satılan organik yumurta ve yoğurtta üç kat, peynirde beş kat, sütte yüzde 65, meyve ve sebzede ise yüzde 25?lik artış oldu? dedi.
Yöresinde ve mevsiminde…
Baklavalarıyla dünyaca tanınan Karaköy Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Güllü, organik ürün ve lezzet ilişkisini “yöresinde ve mevsiminde” formülasyonuyla dile getirirken; Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, gıda ürünlerine ulaşmanın giderek zorlaştığını bu nedenle önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Tarımsal üretim için tohumun hayati önemi olduğunu belirten Mehmet Reis, “Türkiye tarımda hâlâ iyi potansiyele sahip ancak organik tarım için tohum konusunda da ciddi politikalar belirlemeli” şeklinde görüş belirtti.
Çirkinin değerini bilen dünyaya 30 milyon dolarla hizmet veriyoruz
PAKDER Başkanı Mehmet Tevfik Dinçer ise ?212 çeşit organik ürünü 501 bin 641 hektar alanda üretiyoruz. 990 tonluk ekolojik tarım ürünlerinin çok büyük bir kısmını dünyaya ihraç etmekteyiz. Yıllık ekolojik ürün ihracatımız 30 milyon dolar. Dünya çirkinin değerini biliyor ve daha fazla ekolojik ürün satın almak için talepte bulunuyor. Ekolojik üretimin çok büyük bir kısmının ihraç edilmesinin en büyük sebebi Türk tüketicisinin halen karşı karşıya olduğu riski tam olarak anlayamadığının göstergesi? diye konuştu.
Ekolojik tarım bir sabır işi
Ekolojik ürün üreticisi olan Değirmen Group Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Tonbul ise insanlığı bekleyen tehlike ile ilgili olarak ?Tüketicinin güzellik algısına hitap eden konvansiyonel, GDO?lu tohumlarla yapılan tarım uygulamaları toprağı öldürüyor. Bu tarım çeşitleri sağlıklı gıdanın üretilmesinin tek yöntemi olan ekolojik tarımın yapılmasını engelliyor. Bilimsel verilere göre bir buğday tanesinin yetişmesi için 40 cm?lik toprağa ihtiyaç bulunmakta. Bu 40 cm?lik toprak için 500 yıl beklememiz gerekiyor. 500 yıl kim bekleyebilir? Ne uğruna topraktan ve yaşamımızdan vazgeçiyoruz, iyi düşünmeliyiz? dedi.
Pahalıya satılıyor diye organik tarım yatırımı yapılmaz
Ekolojik ürünler hakkında Türkiye uygulamaları hakkında bilgileriyle panelde görüş belirten İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar ile Yaban TV Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yılmaz’in yanında; organik ürün ile işletmecilik ilişkisine www.kobipostasi.net Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Doğan vurgu yaptı. Ekolojik ürün işletmeciliğini ölçek boyutuyla değerlendiren Doğan, “Herkesin girişimcilik hayalinde ilk önce organik ürün üretmek var. Ancak bu konuda yanlış algılamalar da var. İlleri geziyoruz, gittiğimiz her yerde ilin ekonomisine yön verenlerin daveti, gelin bizim memleketimize yatırım yapın, en iyi organik ürün bizim topraklarımızda üretilir, şeklinde oluyor. Ancak organik ürün, doğal ürün karıştırılıyor. Gıda işletmeleri paketleme sorununu çözememişken, meşakkatli sertifikalandırma sürecinden habersiz olaya bakıyorlar. Organik ürüne talep var, pahalıya da satılıyor kriteriyle organik tarıma yönelinmemeli” diye konuştu. EGD Başkanı Celal Toprak da, “Her ilde valiler, ticaret ve sanayi odası başkanları; gelin bizim ilimizde organik tarım yapın diyorlar. Organik tarım, illerimiz için bir iş fırsatı olabilir mi” diye sordu.
Panel sonunda yapılan değerlendirmede, ürünün tarladan sofraya organik olarak gelmesi için; üreticiden başlayarak, raflara gelinceye değin denetlenmesi gerektiği ifade edilirken; üreticinin, sanayicinin ve tüketicinin bilinçli olması gerektiğine işaret edildi.
Ekolojik tarım ile ilgili çarpıcı birkaç rakam
>> Konvansiyonel tarım yapılan bir arazide, ekolojik tarım yapılabilmesi için dört yıl hiçbir tarım uygulamasının yapılmaması gerekiyor. Yani arazi dört yıl boyunca üretime kapatılıyor.
>> Ovalık arazilerde GDO?lu tohumla yapılan tarım uygulamaların en az 7 km ilerisinde ancak ekolojik tarım yapılabiliyor.
>> Eğer tepede ekolojik tarım uygulaması varsa yamaçlarda konvansiyonel tarım uygulamasına izin verilebiliyor. Tersi durumda ise konvansiyonel tarım uygulamasına izin verilmiyor.
>> Türkiye’de 19 tane organik sertifikası veren şirket var. Bu şirketlerin 12 tanesi ulusal, 7 tanesi ise uluslararası şirket konumunda.
Ekoloji için her ay etkinlik yapacak
Tüketicinin daha fazla bilinçlenmesi için butik fuarcılığın önemli ismi Fulya Fuar ve Kongre Merkezi Genel Müdürü Tufan Atalayman; İstanbul ve İzmir?de her ay etkinlik yapmaya hazırlanıyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.