“TÜYLÜ HALIDAN VAZGEÇİN, ÇAMAŞIRLARI MAKİNEDE KURUTUN”

Alerji aslında vücudumuz için zararlı olmayan herhangi bir maddeye (alerjen) karşı vücudun vermiş olduğu abartılı ve beklenmeyen bir cevaptır. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yard. Doç. Dr. Hüseyin Avni Solgun, alerjik hastalıkların bağışıklık sisteminin rol oynadığı hastalıklar olduğunu belirterek, alerjinin çeşitli şekillerde ortaya çıkabileceğini söyledi. Solgun, konuyla ilgili şunları söyledi;

ALERJİ NASIL MEYDANA GELİR?

Normalde vücudumuzu koruyan bağışıklık sistemi antijenleri zararsız hale getirmek için antikor denilen savunma hücrelerini üretir. Güçlü bir belleğe sahip olan bağışıklık sistemimiz karşılaşmış olduğu antijeni hafızasına alır, o antijene karşı antikor üretir ve tekrar o antijenle karşılaştığında o antijeni hatırlar, hazırlamış olduğu antikorla vücudumuzu korumaya yönelik bir dizi olayı başlatır. Alerjik hastalıklar bağışıklık sisteminin rol oynadığı hastalıklardır. Daha önceden solunum, sindirim, cilt ya da vücuda zerk yoluyla alınmış olan bu maddelerle bir sonraki karşılaşmada vücut bu maddelere karşı bir takım abartılı cevaplar verebilir. Bunun sonucunda da özellikle burun, gözler, deri, akciğerler ve sindirim sistemine ait belirtiler tek başına ya da hep beraber görülebilir.

BURUN NEZLESİ “ALERJİK SELAM”A NEDEN OLUR

Alerjik Astım (Astım Bronşit) akciğer ve solunum yollarında değişken dış allerjenlere karşı gelişen reaksiyonlar sonucu oluşan bir tablodur. Çocuklarda tekrarlayan öksürük, hışıltı ve değişik derecelerde nefes darlığına neden olur. Alerjk rinit (burun nezlesi) burun mukozasında meydana gelen alerjik reaksiyon sonucu ortaya çıkan hastalıktır. Burunda kaşıntı ile başlar, burunda doluluk, akıntı ve hapşırık görülür. Burundaki kaşıntı ve akıntıdan dolayı genellikle çocuklar avuç içleriyle burunlarını yukarı doğru sıvazlarlar ki buna ‘alerjik selam’ denir. Alerjik konjunktivit (göz nezlesi) ise gözlerde görülen alerjik hastalıktır. Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve akıntıya neden olur. Egzema deri alerjisi olarak bilinen kızarıklık, kaşıntı ve kurulukla seyreden bir alerjik cilt hastalığıdır. Kurdeşen olarak da bilinen ürtiker ise cildin alerji yapan madde ile teması sonrası ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarcık ya da şişmenin görüldüğü bir hastalıktır. Bunların dışında besin alerjisi ve ilaç alerjisi de görülebilir.

ALERJİ AİLE MİRASI OLABİLİR

Bir çocuğun aslında zararlı olmayan bu maddelere karşı vermiş olduğu aşırı cevap alerjik bünyeye sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Alerjik hastalıklara sahip anne babaların çocuklarında alerjik hastalıkların görülmesi anne babalarında alerjik hastalık olmayan çocuklara göre daha fazladır. Örneğin Astım tanılı bir ebeveyne sahip bir çocukta da Allerjik Astım gelişme olasılığı oldukça yüksek orandadır.

HALI VE PELUŞ AYILAR TETİKLEYEBİLİR

Alerjik rahatsızlıklara neden olan alerjen herhangi bir madde olabilir. Bu dış ortam hava kirliliği, çimen ve yabani otlar olabildiği gibi ev ortamında da en sık rastlanan alerjenler ev tozu akarı, hayvan tüyü, küf, polen olmakla beraber yün, ilaçlar ve besinler (özellikle çilek, kivi, fındık, fıstık, balık) olarak sayılabilir. Potansiyel alerjenlerin belirlenmesinde hastanın yaşı, yaşadığı ortam, belirtilerin başlamasından hemen önceki aktivite ve maruziyet önemlidir. Bunun dışında çocuğun yaşadığı ortamın önemi büyüktür. Yaşanılan evin yaşı ve tipi, nasıl ısıtıldığı, nemlendirici ve hava filtrasyonunun kullanımı, evin nem durumu araştırılmalıdır. Yüksek ev ısısı ve nem oranı ev tozu akarları ve mantar gibi alerjenleri artırabilir. Son derece masum görünen bir halı ise aslında akarlar için depo olabilir. Halıları kontrolsüzce silkelemek ya da temizlemek; çocuklarımızın odasını süsleyen, severek oynadığı, yanından hiç ayırmadığı sevimli peluş ayıcığı belki de barındırdığı ev tozu akarları, küf gibi alerjenler nedeniyle alerjik bünyesi olan çocuğunuzun rahatsızlanmasında tetiği çeken bir neden olabilir. Bu tür akar alerjisinde korunmada halı, peluş oyuncaklar, yünlü giysilerden kaçınmak oldukça önemli olabilir.

ÇOCUKLARI KORUMAK ÇOK MU ZOR?

Dış ve iç ortamda oldukça fazla olan saydığımız bu alerjenlerden çocuklarımızı korumak çok mu zor? Öncelikle çocuklarımızın uyumak ve oynamak için vakitlerinin çoğunu geçirdikleri yatak odasında bazı düzenlemeler ile çok başarılı sonuçlar alabiliriz;

  • Havalandırma arttırılmalı ve rutubet mutlaka önlenmelidir.
  • Deri, suni deri, ahşap ve plastikten eşyalar tercih edilmelidir.
  • Yatakların ve yastıkların üzerine toz akar alerjenlerine karşı geçirgen olmayan kaplamalar uygulanmalıdır.
  • Haftada bir kez elektrik süpürgesi ile yatağın ve örtülerin tozları alınmalıdır. Örtüler haftada bir kez 55 dereceden daha yüksek ısıdaki suda yıkanmalıdır.
  • Tüylü oyuncaklar, perdeler, halılar ve kitaplar gibi toz biriktiren eşyaların sayısı minimuma indirilmelidir. Hatta mümkünse yatak odasındaki halı kaldırılmalıdır.
  • Toz akarlarının kolayca biriktiği döşemeli mobilya ve halıların haftada bir çift torbalı elektrik süpürgesi ile tozları alınmalıdır.
  • Yatakların üstü gün içinde örtü ile kapatılmalıdır.
  • Ev ortamının nemi yüzde 50’den daha düşük tutulmalıdır. Evin ısısı sıcak olmamalıdır.
  • Evde beslenen hayvanlar da saç, tüy ve salya nedeniyle potansiyel alerjenlerdir. Hayvan alerjenlerine maruziyeti azaltmada en etkili yöntem hayvanı evden uzaklaştırmaktır.
  • Evdeki bir diğer alerjen ise haşaratlardır. Haşaratların evden uzaklaştırılması için ise gerekli temizliğin ve ilaçlamanın yapılması, yer ve duvarlardaki çatlakların onarılması, ortalıkta besinlerin bırakılmaması gerekir.
  • Sürpürge ile temizlik sonrası ıslak bez ile ortam silinmelidir.
  • Şömine, odun yakan sobalar ve gazyağı ısıtıcıları da kullanılmamalıdır.
  • Mantar, suyu sevdiğinden evde ıslak ya da nemli ortamlar olmamalıdır.
  • Duşakabin, lavabo ve çöp kovası gibi mantar büyümesine uygun ortamlar deterjan ve çamaşır suyu ile temizlenmelidir.
  • Çamaşırlar asılarak değil kurutucu makine ile kurutulmalıdır.
  • Küfe veya polene alerjisi olduğunu bildiğimiz çocuğumuzu ev dışında korumak için ise mümkün olduğunca küflü bitkilerin olduğu yerlere götürmemek, seyahat ederken arabanın penceresini kapatmak, polenlerin fazla olduğu dönemlerde dışarıda fazla aktivitede bulunmamak, dışarıdan eve gelindiğinde elleri mutlaka yıkamak ve hatta gerekirse polenlerin yoğun olduğu dönemlerde maske takmak uygundur.

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın