Bursa Endüstri Zirvesi çatısı altında düzenlenen ve makine sektöründe lider firmaların bir araya geldiği fuar yurt içinden ve yurt dışından yoğun bir katılımla sona erdi.

Fuarı değerlendiren Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan, Bursa Endüstri Zirvesi’nin ekonomiye katkı sağlamasının yanında stratejik öneme sahip olan makine üretim sanayinin gelişimi ve yüksek teknolojiye sahip ürünlerin sergilenmesi açısından çok önemli bir organizasyon olduğunu söyledi.

Fuarın ulusal düzeyde yakaladığı başarının yanı sıra uluslararası düzeyde de çok yoğun ilgi gördüğünü ve firmaların yapılan iş görüşmeleri ile yeni iş ve ihracat bağlantıları kurduğunu belirten Özkayan, makine imalat sanayisi gelişmemiş ülkelerin, zenginleşmesinin de mümkün olamayacağını belirtti. Makine sektörünün hızlı gelişimi ve küresel rekabette Türk makinecilerinin öne çıkması için sonuç odaklı çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Özkayan, Türkiye’nin kalkınma sürecinde makinelerin kilogram fiyatıyla yarattığı yüksek katma değerle makine sektörünün büyük bir önemi olduğunu vurguladı. Özkayan, “Makine imalat sektörünün tüm imalat sektörlerine destek olması nedeniyle ayrı bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ülkemizin geleceği için önemli. İhracattaki kilogram değerimizi önce 15 dolar sonrasında da 20 dolar seviyesine çıkarabilirsek zaten sorunların çoğunu bitirmiş olacağız. Bu noktada, yaratıcılık, AR-GE ve tasarım öncelikli, yüksek teknolojiye sahip ürün ve ara ürünler geliştirirken, iç talebin yerli üretim ile en iyi şekilde karşılanması ve paranın da yurt içinde kalması ana amacımız olmalıdır” diye konuştu.

“İthalata dayalı büyüme ile sanayi devrimi olmaz”

Özkayan MİB olarak, “Milli üretim, milli güç” sloganıyla yerli üretimi destekleyecek politikaların oluşturulup yürütülmesi ve markalaşması konusunda çalışmalar yaptıklarını da belirtti.

Özkayan, “Kendi makineniz olmadan sanayileşmekten, gerçek büyümeden ve güçten söz edilemez. İthalata dayalı büyüme ile sanayi devrimi olamaz. Bulunduğumuz bölgede üretmekten başka çaremiz yok. Bu nedenle, makine imalat sanayinin ülke için nasıl yaşamsal bir öneme sahip olduğu ortada. Sanayileşme politikalarının yerli, milli makine üretimini destekleyecek şekilde sürekli olarak düzenlenmesi ve küresel rekabete dayanabilecek markalaşacak bir makine sanayisi oluşturulmalıdır. Bu konudaki lobi faaliyetlerimize devam ediyoruz” diye konuştu.

 “120’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz”

2017 yılının Makina İmalatçıları Birliği için oldukça güzel bir yıl olduğunu belirten Özkayan, “Makine ticareti Dünya’da yüzde 13 oranında azalmışken bizlerin ihracatın artması yönünde bir beklenti var. Bu, Makina İmalatçıları Birliği üyelerinin ihracat ve pazarlama konusunda büyük işler yaptığının göstergesidir. İmalatın ve ihracatın önemi zor günlerde daha da ön plana çıkacaktır. Makina İmalatçıları Birliği, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm makine imalatçılarının buluştuğu bir nokta. Bu durumun bir sonucu olarak imalatçıların ortak sorunları ve çözümleri bulunuyor. Dünya’nın 120’den fazla ülkesine yapılan ihracat bu ülkenin imalatçılarının başarısıdır. Ülkeye katma değer ve döviz girişi sağlayan bir sektörüz” dedi.

 “Yapay zeka dönemine hazırlıklı olmalıyız”

Üretimde emeğin yerini otonom sistemlerin ve öğrenen makinelerin almaya başladığı, sanayinin 4. aşaması olarak nitelendirilen bir dönemin içinde olduğumuzun altını çizen Özkayan şöyle konuştu:

 “Akıllı ve birbirleriyle iletişim halinde olan makinelerin ön plana çıktığı Endüstri 4.0 devrimiyle birlikte, gelecekte bizleri bekleyen süreç; insan gücüne ve emeğine daha az ihtiyaç duyan, bilginin ve makinelerin öncelikli olduğu, hızlı ve çözüm odaklı bir üretim yapısıdır.Teknoloji ve bilgi tabanlı bu yeni nesil endüstri sürecine uyum zamanını kaçırmadan bir sonraki yapay zekâ dönemine hazırlıklı olmalıyız. Bu anlamda teknolojinin çok hızlı ilerlemesi yeni fırsatların, yeni alanların önünü açmakta, uyum sağlayan şirketlerin, sektörlerin ve ülkelerin refah seviyesini yükseltmektedir.Bu açıdan Türkiye’nin, geleceğe dönük yüksek vizyonu ve kalkınma planları çerçevesinde; kendi teknolojisini üreten, satan ve küresel rekabetçi piyasada geliştirdiği inovatif ürünleriyle boy gösteren bir konumda olması için biz sanayicilere büyük sorumluluklar düştüğünü de bir kez daha hatırlatıyor, üniversite sanayi iş birliklerinin önemine dikkat çekmek istiyorum.Özellikle makine üreticileri, yüksek teknolojiye geçişte ilkleri gerçekleştirecek donanıma ve yapıya sahip ülkemizdeki en önemli unsur olmaya devam edecektir.”

“Çin bile artık eğitimli iş gücüne önem veriyor”

“Teknoloji üretiminden bahsedebilmek için; bu konularda eğitimli ve donanımlı insan kaynağımızın yetersizliğini göz önünde bulundurarak, eğitim alanında da reform niteliğinde kararların alınıp bir an önce uygulamaya geçilmesi için azami gayretin gösterilmesi gerektiği inancındayız” diyen Özkayan, rekabetteki en büyük tehdit unsurlarından biri olan Çin’in dahi eğitimli iş gücüne olağanüstü önem verdiğinin altını çizdi.  Çin’in yakın ve orta vadeli strateji planlarındaki katma değerli ürünlere geçiş sürecini başlattığı ve yüksek katma değer teşkil eden ürünler haricinde artık ucuz iş gücüne dayalı üretime destek vermediğini de ifade eden Özkayan, bu kapsamda özellikle KOSGEB tarafından verilen teşviklerde yerli makine ile yapılan yatırımların teşvik oranının   artması ve yüksek teknoloji ihtiva eden ürünlerde bu oranların daha da yüksek olmasının üreticiler tarafından büyük bir memnuniyet ile karşılandığını sözlerine ekledi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın