Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın verdiği bilgilere göre Türkiye’de tüm işletmelerin yüzde 95´ini aile şirketlerinin oluşturuyor. Ortalama ömür ise 25 yıl. Cumhuriyet öncesinden bugüne kalan şirket sayısı ise sadece 69.
Sabancı, “Türkiye İstatistik Kurumu ve İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre Türkiye´de aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl. Bu aile şirketlerinin sadece yüzde 30´u ikinci kuşağa, yüzde 12´si üçüncü kuşağa geçebiliyor. Dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranıise yüzde 3’te kalıyor” dedi.
Cumhuriyet öncesi dönemde kurulmuş ve bugün hala devam eden işletme sayısının ise sadece 69 olduğuna dikkat çeken Güler Sabancı, “Ülkemizin ekonomik, toplumsal ve kültürel açıdan istikrarlı gelişimi için aile şirketlerinin uzun ömürlü olmaları, dünya çapında marka değerlerinin olması gereklidir. Genç nesil yöneticilerin işlerini geliştirmeleri için yenilikleri yakından takip etmeleri, rekabet ortamında kendilerini sürekli güncellemeleri, eğitime ve öğrenime açık olmaları gerekiyor” dedi.
“EN İYİ OKULLAR”
Tüm dünyada aile şirketlerinin ikinci ve üçüncü nesil temsilcileri en iyi okullarda eğitim gördüklerine vurgu yapan Güler Sabancı, teknolojinin hızıyla birlikte bilginin de hızla değiştiğini ve geliştiğini söyledi. Güler Sabancı genç nesil yöneticilerin işlerini geliştirmeleri için aldıkları eğitimin yanı sıra; yenilikleri yakından takip etmeleri, rekabet ortamında kendilerini sürekli güncellemeleri, eğitime ve öğrenime açık olmaları gerektiğinin altını çizdi.
“BAŞARILI KURUMLAR BAŞARILI İNSANLARA BENZER”
Başarılı kurumları başarılı insanlara benzeten Güler Sabancı, “Başarılı insanların değişmez ortak noktaları var; dünyaya bakış açıları, araştırmaları, yapıcı ve çözüm odaklı olmaları, kaynaklarını iyi planlamaları, yeniliklere ve ömür boyu öğrenmeye açık olmaları var. Yaşam grafiklerini başarılı bir şekilde yükselten şirketlerde de aynı özellikleri görüyoruz” dedi.
Başarılı şirketlerin de benzer şekilde; uzmanlardan destek alan, danışan; araştıran, akıl alan; çözüm odaklı yaratıcı yaklaşımı olan; kaynaklarını etkin ve verimli kullanan, iyi planlayanlar olduğunun altını çizdi.
“SÜREKLİ GELİŞİM”
Güler Sabancı aile şirketlerini gelecek nesillere aktarımı sürdürülebilir kılmanın en önemli unsurlardan olduğunu dile getirirken, aile şirketlerinin her zaman gelişme odaklı bir zihniyeti benimsemesi gerektiğini söyledi. Bu nedenle hem mevcut yöneticilere hem de yeni nesil, yeni katılan yöneticilere önemli görevler düştüğünü sözlerine ekledi.
Güler Sabancı “Türkiye´nin dünya ekonomisinde söz sahibi olması için aile şirketlerine, bu şirketlerin nesilden nesile aktarılarak büyümesine ve dünyaya açılmasına ihtiyacı var” diye ekledi.
Güler Sabancı’nın, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi the Seed´de “Aile Şirketlerine Küresel Bakış” başlıklı konferansın açılışında yaptığı konuşma şöyle:
Sevgili Konuklar,
· Aile Şirketlerine Küresel Bakış Konferansımıza Hoşgeldiniz.
· Sabancı Üniversitesi olarak, ekonomimizin temelini oluşturan aile şirketlerine yönelik yeni ve öncü bir akademi – işdünyası işbirliği platformunu hayata geçiriyoruz.
· Aile şirketleri sadece Türkiye ekonomisinde değil, dünya ekonomisinde de önemli bir yerde bulunuyor.
· Destekçimiz McKinsey’in bu konuda yaptığı son araştırma da gösteriyor ki, aile şirketleri dünya ekonomisinde gitgide daha önemli hale geliyor.
· 2025 yılı itibariyle dünyadaki en büyük şirketlerin yüzde 40’nı aile şirketlerinin oluşturması bekleniyor.
· Bugün Türkiye ekonomisine baktığımızda, TAİDER’in verilerine göre, ülkemizdeki tüm işletmelerin yüzde 95’ini aile şirketlerinin oluşturduğunu görüyoruz.
· Türkiye İstatistik Kurumu ve İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre Türkiye’de aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl. Bu aile şirketlerinin sadece yüzde 30’u ikinci kuşağa, yüzde 12’si üçüncü kuşağa geçebiliyor. Dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranı ise yüzde 3’te kalıyor.
· Cumhuriyet öncesi dönemde kurulmuş ve bugün hala devam eden işletme sayısı sadece 69’dur.
· Ülkemizin ekonomik, toplumsal ve kültürel açıdan istikrarlı gelişimi için aile şirketlerinin uzun ömürlü olmaları, dünya çapında marka değerlerinin olması gereklidir.
Değerli katılımcılar,
· Tüm dünyada aile şirketlerinin ikinci ve üçüncü nesil temsilcileri en iyi okullarda eğitim görüyorlar.
· Ancak teknolojinin hızıyla birlikte bilgi de hızla değişiyor ve gelişiyor.
· Genç nesil yöneticilerin, işlerini geliştirmeleri için aldıkları eğitimin yanı sıra
o Yenilikleri de yakından takip etmeleri,
o Rekabet ortamında kendilerini sürekli güncellemeleri
o Eğitime ve öğrenime açık olmaları gerekiyor.
· Bunun yanında aile şirketleri iki önemli konu ile de karşı karşıya.
· Bunlardan birincisi kurumsallaşma, ikincisi ise, şirketin gelecek nesillere aktarılması.
· Bu noktadan hareketle aile şirketlerinin, dünyanın en büyük ekonomilerinden Amerika’da ve Avrasya’da neler yaşadıklarını, tecrübelerini dinlemenin hepimiz için faydalı olacağını düşünüyorum.
· Bugün akademik ortağımız Columbia Business School’dan Patricia Angus ve destekçimiz McKinsey’den Amadeo Di Lodovico bizimle yurtdışındaki durumu paylaşacaklar.
· Aynı şekilde, Türkiye’deki başarılı aile şirketlerinin, yönetimde bulunan temsilcilerinin deneyimlerini dinlemek bizim için büyük bir kazanç olacak.
Değerli konuklar,
· Başarılı kurumlar da başarılı insanlar gibidir.
· Başarılı insanların değişmez ortak noktaları var;
o Dünyaya bakış açıları, araştırmaları,
o Yapıcı ve çözüm odaklı olmaları,
o Kaynaklarını iyi planlamaları,
o Yeniliklere ve ömür boyu öğrenmeye açık olmaları var.
· Yaşam grafiklerini başarılı bir şekilde yükselten şirketlerde de aynı özellikleri görüyoruz.
· Başarılı şirketler:
o Uzmanlardan destek alan, danışan,
o Araştıran, akıl alan,
o Çözüm odaklı yaratıcı yaklaşımı olan,
o Kaynaklarını etkin ve verimli kullanan, iyi planlayanlardır.
· Gelecek nesillere aktarımı sürdürülebilir kılmak en önemli unsurlardandır.
· Aile şirketlerinin her zaman gelişme odaklı bir zihniyeti benimsemesi gerekir.
· Bu nedenle hem mevcut yöneticilere hem de yeni nesil, yeni katılan yöneticilere önemli görevler düşüyor.
· Bugün burada kendi işlerini kuran girişimci mezunlarımız veya kendi aile şirketlerinde yönetici adayı mezunlarımız var.
· Onları da bu konferansta aramızda görmekten gurur duyuyorum.
Değerli konuklar,
· Türkiye’nin dünya ekonomisinde söz sahibi olması için aile şirketlerine, bu şirketlerin nesilden nesile aktarılarak büyümesine ve dünyaya açılmasına ihtiyacı var.
· Toplantımızın çıktılarının ekonomimizin belkemiğini oluşturan aile şirketlerinin daha verimli hale gelmesine katkı sağlamasını temenni ediyorum.
· Bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçen başta Yönetim Bilimleri Fakültemiz Dekanımız Füsun Ülengin olmak üzere öğretim üyelerimize, iş ortağımız McKinsey Akademi’ye, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi stratejik ortağı Columbia Business School’a ve tüm katılımcılarımıza çok teşekkür ederim.
· Verimli bir toplantı olmasını dilerim.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.