İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 23 Şubat 2025 tarihinde yapılan Almanya Federal seçim sonuçlarını yorumladı. Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi:
“Almanya’da yapılan seçimlerin sonuçları hem bu ülkenin hem de Avrupa’nın geleceği açısından kritik önemde. Seçim sonuçları Türkiye açısından da önemli çünkü yeni kurulacak hükümetin politikaları hem Türkiye ile ikili ilişkiler hem de AB’nin gidişatı açısından belirleyici olacak. Seçim sonuçları beklendiği gibi aşırı sağcı Alternatif für Deutschland Partisi’nin yükselişini ortaya koyuyor. Hıristiyan Demokratlar birinci parti olarak çıksa da, özellikle Almanya’nın doğusunda AfD’nin yükselişi endişe verici. AfD’nin göç karşıtı, aşırı milliyetçi ve ırkçı olarak tanımlanabilecek politikaları, neredeyse AB’den ayrılmaya kadar gidebilecek AB karşıtı bir yaklaşımı da ortaya koyuyor. Eğer CDU Lideri Friedrich Merz’in kuracağı hükümet başarılı olamazsa o zaman bir sonraki seçimlerde AfD’nin oylarını daha da artırması söz konusu olabilir. 18-24 yaş aralığındaki gençlerin tercihlerinde başta sol cenahta yer alan Die Linke ikinci olarak da AfD’nin gelmesi yeni neslin merkezden giderek uzaklaştığını gösteriyor. CDU Lideri Merz AfD ile hiçbir şekilde iş birliğine gitmeyeceğini açıkladı. Ancak hükümet dışında kalsa da, AfD’nin güçlü bir muhalefet yapacağı ve özellikle göç politikaları üzerinde belirleyici olacağı görülüyor”.
Başkan Zeytinoğlu ABD ile ilişkiler konusuna da değindi ve şöyle devam etti:
“Merz’in önündeki en önemli sınamalardan biri de ABD ile ilişkiler olacak. Merz, Trump döneminde ABD’nin Avrupa’ya olan desteğinin sona erdiğini ve doğrudan AB karşıtı bir yaklaşıma dönüştüğünü görüyor. Avrupa’nın artık Amerika’dan bağımsız bir politika benimsemesi ve özellikle savunma alanında kendi kendisine yeterli hale gelmesi gerekiyor. Bu konuda Fransa-Almanya iş birliğinin yanında AB içinde daha geniş bir uzlaşı oluşturmak da önemli”.
İKV Başkanı Zeytinoğlu son olarak Türkiye açısından konuyu değerlendirdi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye olarak seçim sonuçlarını yakından izlemeliyiz. Almanya’daki Türkler açısından göç ve vatandaşlık politikaları önemli. Vatandaşlık edinme ve ikametin zorlaştırılması söz konusu olabilecek. Ayrıca kurulması beklenen yeni hükümet bir yandan iltica hakkına kısıtlama getirirken, bir yandan da nitelikli iş gücünü çekmek için süreci kolaylaştırabilir. Merz, göçün kontrol altına alınması hususunda üçüncü ülkelerle iş birliğini artırabilir ve bu konuda Türkiye’nin kapısını çalabilir. AB açısından ise ABD’den bağımsızlığın elde edilmesi ve kendine yeterli bir Avrupa arayışı Türkiye’nin önemini artıracaktır. Türkiye’nin askeri kapasitesi ve savunma sektörü ön plana çıkacak. Ayrıca giderek korumacı hale gelen ABD’ye karşı AB ticari partnerlerini çeşitlendirme ve küresel tedarik zincirlerini derinleştirme arayışına da girecek. Bu durum bir gümrük birliği partneri olarak Türkiye ile ilişkileri geliştirme ihtiyacını gündeme getirecek. AB’nin yeni üyelerle genişleme hedefi, kurumsal yapıda değişim ve farklı hızlarda ilerleyen bir Avrupa bütünleşmesini kaçınılmaz hale getirebilir. Bu durumda Türkiye-AB ilişkilerini de üyelik hedefi saklı kalmak kaydıyla, bu yeni süreç dahilinde ele almak ve oluşması muhtemel iç içe geçmiş halkalar Avrupa’sına adapte etmek önem kazanacak”.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.