OSMAN ÇAKMAK > Türkiye, eşsiz coğrafyası ve bereketli topraklarıyla pek çok tarım ürününde lider bir üretici konumunda. Ancak bir ürün var ki, hem ekonomik hem de kültürel açıdan bizi dünya sahnesinde benzersiz bir yere taşıyor: Fındık.

Bugün dünyada üretilen fındığın büyük bir kısmı, Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında yetişiyor. Ordu, Giresun, Trabzon ve Samsun gibi illerimiz, bu “altın cevheri” dünya pazarlarına sunarken, Sakarya ve Düzce gibi bölgeler de bu yarışta önemli bir rol oynuyor. 2022 yılı itibarıyla Türkiye, 765.000 ton fındık üretimiyle dünyanın en büyük üreticisi. Üstelik bu üretim rakamı sadece bir tarım başarısı değil; aynı zamanda bölgesel kalkınmanın, aile çiftçiliğinin ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının da bir göstergesi.

Fındığın dünya çapındaki popülaritesi de hızla artıyor. Çikolata endüstrisinin en çok tercih edilen kuruyemişi olan

Fındık 2024 yılı itibarıyla fındık piyasasının küresel büyüklüğünün 512 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu sadece bir başlangıç. Yapılan öngörülere göre, bu rakam 2029 yılına kadar %8,10’luk yıllık bileşik büyüme oranıyla 756 milyon dolara ulaşacak. Bu artış, fındığa olan talebin sürekli yükseldiğini ve Türk üreticilerin bu büyümeden pay alacağını gösteriyor.

Fındığın dünya genelindeki popülerliğinin artışında, özellikle çikolata ve şekerleme endüstrisinin rolü büyük. Bugün dünya genelinde üretilen fındığın %90’ı çikolata üretiminde kullanılıyor. Avrupa çikolata pazarları, Türk fındığının en büyük müşterileri arasında. İtalya, Almanya, İspanya ve Fransa gibi ülkeler, 2023 yılında toplamda %53,8’lik bir ithalat payına sahip. Üstelik bu talep sadece Avrupa ile sınırlı değil; Asya ve Amerika pazarları da fındıklı ürünlere giderek daha fazla ilgi gösteriyor.

Fındık, pek çok önemli markanın vazgeçilmezi. Bugün, dünyada üretilen fındığın %25’ tek başına önemli bir firma alıyor. Avrupa’daki çikolata fabrikalarında çıkan her dört üründen birinde Türk fındığı kullanılıyor desek, abartmış olmayız.

Peki, sadece çikolatada mı? Hayır. Fındık, kozmetik sektöründen sağlıklı atıştırmalıklara kadar pek çok alanda kendine yer buluyor. Vitamin ve mineral açısından zengin içeriği, fındığı hem cilt bakım ürünlerinin hem de sağlıklı beslenme trendlerinin yıldızı haline getiriyor. Örneğin, Avrupa’da giderek daha fazla popüler hale gelen fındık ezmeleri ve sağlıklı atıştırmalıklar, üreticilerin yeni ürün geliştirme yarışını tetikliyor.

Ancak bu başarı hikayesi sadece bir ekonomik kazanç meselesi değil. Türkiye’nin fındık ihracatından elde ettiği gelir, ülke ekonomisine büyük katkı sağlarken, binlerce çiftçi ailesinin hayatını sürdürülebilir kılıyor. Fındık bahçelerinde çalışan emekçilerden ihracatçılara kadar her aşama, kırsal kalkınmanın bir parçası.

Gelecek ise daha da parlak görünüyor. Fındık talebindeki artış ve ürün çeşitlendirme çabaları, Türk fındığını daha fazla tüketiciyle buluşturacak. 

Ancak bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirmek için doğru adımları atmalıyız. Daha fazla Ar-Ge yatırımı, modern tarım teknikleri ve sürdürülebilir üretim modelleri ile fındığımızı sadece bir tarım ürünü olmaktan çıkarıp küresel bir marka haline getirebiliriz.

Türkiye’nin geleceği, bereketli topraklarının üzerinde saklı. Fındık, bu toprakların bizlere sunduğu bir armağan. Onu doğru değerlendirirsek, sadece ekonomik olarak değil, kültürel mirasımızla da dünyaya örnek olabiliriz.

Unutmayalım: Fındık sadece bir ürün değil; Türkiye’nin dünyaya uzanan bir eli, bereketi ve gururudur. Bu el, yarına daha umutla bakmamızı sağlıyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın